24 TV ekranlarından futbolun efsanesi geçti. Güzel Oyun’ un bu haftaki konuğu Beşiktaş eski kaptanı Rıza Çalımbay’dı.
Sporun efsane isimleri, hayat hikâyeleri 24’ün marka programı Güzel Oyun’la geri geliyor.
Sporun efsane isimleri, hayat hikâyeleri 24’ün marka programı Güzel Oyun’la geri geliyor.
24 TV ekranlarından futbolun efsanesi geçti. Güzel Oyun’ un bu haftaki konuğu Beşiktaş eski kaptanı Rıza Çalımbay’dı. Rıza Çalımbay'ın mücadelelerle geçen ömrü, futbolculuk döneminde Beşiktaş formasıyla kazandığı unutulmaz şampiyonluklar özel görüntüler eşliğinde programda yer aldı.
15 YILLIK HASRET
“Maçtan çıktık, İstanbul’a gelene kadar en az on kere durdurulduk taraftarlar tarafından. Beşiktaş takımını 15 yıl sonra şampiyon yaptık.”
Öyle bir maç oynadık ki Eskişehir bizi yener ise kümede kalacak, biz yenersek şampiyon olacağız. Maça çıktığımızda stat full doluydu. Biz inanmıştık çok büyük bir fırsat gelmişti. Maça başladık ve 1-0 öne geçtik. Maçın ikinci yarısı Eskişehir inanılmaz derece de üzerimize geldi. Bir gol yedik ve sonrasında Ziya abi bir gol attı. Biz 2-1 öndeyken olaylar çıktı ve ben kenarda dururken büyük bir kalas yan hakemin kafasına geldi ve kendini kanlar içinde yere bıraktı. Hakem Talat Tokat idi. En zor, kritik maçları ona verirlerdi. Orada içeriye girerken Talat Tokat’ı birisi merdivenlerden aşağıya itti ve yuvarlandı. İçeri girdi ve gelmedi. Biz sahanın tam ortasını ayarladık ve bekledik. Çok taş geliyordu. Aldırış etmedik çünkü Beşiktaş 15 yıl sonra şampiyon olacaktı. Hakem gelmeyince içeriye girdik ve maç o şekilde bitti. O gün yediğim darbe ile maç devam etseydi oynama şansım sıfırdı. Maçtan çıktık, İstanbul’a gelene kadar en az on kere durdurulduk taraftarlar tarafından. Beşiktaş takımını 15 yıl sonra şampiyon yaptık.
METİN TEKİN BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİRİ
“Metin benim için ayrı bir arkadaş. Sahanın içinde en çok onunla tartışırdık ama bazen de en çok onunla anlaşırdım.”
Metin hem oyun da hem de arkadaşlığın da dört dörtlük biriydi. Ben çok severdim. Onunla on dört yıl aynı odayı paylaştık. Hatta gelin arabasını bile ben kullandım. Metin benim için ayrı bir arkadaş. Sahanın içinde en çok onunla tartışırdık ama bazen de en çok onunla anlaşırdım. Bizde herkeste lakap vardı. Kimse kimseye alınmazdı.
KADIKÖY PANTERİ PANCU
“Muhteşem bir maç kazandık. Kolay kolay unutulmayacak bir maçtı. Bence Beşiktaş’ın tarihine yazılacak bir maçtı.”
Tam İstiklal Marşı okunurken açılan o pankartı gördüm ama sadece güldüm. Maç başladı. Fenerbahçe kendi sahasında hiç yenilmiyordu ve kadroları mükemmeldi. Stat doluydu ve kimse bizden böyle bir şey beklemiyordu. Çok iyi başladık. Cordoba faul yapınca hakem onu oyundan attı. Maçı kazanmak için riske girip bütün oyuncuları değiştirmiştik. Onun yerine bir oyuncuya karar vermemiz gerekiyordu. Önce Ahmet Arslan geldi ama olmaz dedim. Yapacağımız kaleci değişikliğinde takımın en az riske gireceği şekilde çıkarmamız gerekiyordu. Pancu forvetteydi ve onu çıkardık. Zaten o da ben çıkayım diye gelmişti. Fenerbahçe penaltıyla başladı. Öyle bir an oldu ki Fenerbahçe her an gol atacak bizim maç rekor bir şey olacaktı. Her gelen kaleye gol atıyordu. Pancu bazılarını çok güzel çıkarıyordu. Muhteşem bir maç kazandık. Kolay kolay unutulmayacak bir maçtı. Bence Beşiktaş’ın tarihine yazılacak bir maçtı.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.