TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı ve Türkiye-Fransa Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, Fransa Ulusal Meclisi Avrupa İşleri Komisyonu Başkanı Sabine Thillaye, Fransa Ulusal Meclisi Fransa-Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Stephane Teste ve Fransa Senatosu Avrupa İşleri Komisyonu Başkanı Jean-François Rapin’e gönderdiği mektuplarda:
’Fransa CumhurbaÅŸkanı Emmanuel Macron’un dünya barışına ve özellikle de Türkiye-Fransa dostluÄŸuna zarar verme pahasına son dönemde yaptığı açıklamalardan dönülmesi gerektiÄŸini ve Müslüman için sadece Hz. Muhammed’i deÄŸil, Hz. Adem baÅŸta olmak üzere, Hz. Musa’nın da Hz. İsa’nın da karikatürize edilmesi, onlara hakaret edilmesi kabul edilebilecek bir ÅŸey deÄŸildir ve ifade özgürlüğü kapsadığı deÄŸerIendirilemez, ’Söz konusu kırmızı çizgimiz olan Hz. Muhammed olursa ortada saygı namına bir ÅŸey kalmaz’  ifadelerini vurgulayarak, Macron’un biran evvel bu yanlıştan dönmesini ve tıpkı I. Dünya Savaşında Anzakları Aynı yalan ve oyunlarla kışkırtarak ta Çanakkale’ye gönderten küresel mafyanın bugün yine Müslümanlar üzerinden geliÅŸtirdiÄŸi Åžeytani oyunlara alet olmamasının altını çizerek mevkidaÅŸlarına;’Bizler kimden gelirse gelsin bütün tahrik edici tutumlara ve basiretsiz, saÄŸduyulu olmayan açıklamalara ve bütün zorluklara raÄŸmen özellikle Türkiye-Fransa arasındaki dostluk köprüsünün yıkılmaması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam etmeliyiz çaÄŸrısında bulundu’
TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı ve Türkiye-Fransa Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar’ın Fransız mevkidaşlarına gönderdiği mektubun tam metni;
‘’Değerli Başkan,
Öncelikle son günlerde Fransa’da gerçekleÅŸen vahÅŸi terör saldırılarını lanetleyerek sözlerime baÅŸlamak istiyorum. Bu vesileyle çalışmalarınızda baÅŸarılar dilerim ve ayrıca en büyük arzumun bu zorlu pandemi sürecinden ülkelerimizin ve bütün dünyanın en az zararla biran evvel kurtulması olduÄŸunu belirtmek isterim. Takdir edersiniz ki terörle mücadele zorlu bir süreçtir ve sabır ister, saÄŸduyu ister, basiret ister. Uzun yıllardır terörle mücadele eden bir ülkenin milletvekili olarak, aynı zamanda TBMM Türkiye-Fransa Dostluk Grubu BaÅŸkanı ve Legion d’Honneur sahibi Müslüman bir milletvekili olarak son zamanlarda Fransa’da geliÅŸen, bizleri çok yakından ilgilendiren ve endiÅŸeye sevkedip tasvip etmediÄŸimiz bazı geliÅŸmelere binaen bu mektubu yazma gereÄŸi duyuyorum. Aslında her ne kadar siyasetin ve siyasetçinin birincil önceliÄŸi olmaması gereken bu alana girme ihtiyacı, laikliÄŸi benimsemiÅŸ bir Cumhuriyetin başındaki yöneticinin yani Fransa CumhurbaÅŸkanı M. Emmanuel Macron’un Dünya barışına ve özellikle de Türkiye-Fransa dostluÄŸuna zarar verme pahasına son yaptığı açıklamalar neticesinde hasıl olmuÅŸtur. Öncelikle ÅŸunu bir kez daha hatırlatmakta fayda var. İslâm bir tanedir. Bu noktada Fransa BaÅŸbakanı Sn. Castex’in deÄŸerlendirmesine büyük oranda katıldığımı da özellikle belirtmek isterim. Sn. Castex bu teröristleri “nefretle egemenliÄŸini dayatmak için İslam dininin metinlerini (en önemli metin Kurandır), dogmalarını(ki islamda dogma yoktur, Kuran tamamen akla hitap eder, düşünmemizi ve araÅŸtırmamızı emreder) ve emirlerini deÄŸiÅŸtirerek çirkinleÅŸtiren bir siyasi ideolojinin mensupları “olarak nitelendirmektedir. İşte biz de bunu iddia ediyoruz. Kuranın bir tek emrini deÄŸiÅŸtiren, deÄŸiÅŸtirmeye çalışan İslam dinine mensup olamaz, Müslüman olamaz. Herhangi bir Müslüman böyle bir eylemi ne teÅŸvikedir ne de tasdik eder. Onun için “İslamcı Terörist” kavram Sn.Castex’in de bu nitelendirmesiyle anlamını kaybetmektedir. Bu teröristler farklı kültürlerden oluÅŸturulan bir din meydana getirerek taraftar kazanmak için İslam dinini yanlış tanıtmak amacıyla bu terör eylemlerini gerçekleÅŸtirmektedirler. Yani bunlar İslamın gerçek düşmanıdırlar. Öncelikle “İslamcı Terörist” kavramını kullanmaktan vazgeçilmesi herkesin menfaatinedir. Bu eylemleri gerçekleÅŸtiren tek kelimeyle teröristtir. Müslüman, inandığı deÄŸerlerin ve hayat tarzının kaynağını Kuran’dan ve Peygamberi Hz. Muhammed’den alır. Onun için Müslüman , baÅŸta da belirttiÄŸim gibi bu cinayetlerin hepsini kınar ve tasvip etmez. Nasıl Hipokrat yemininde “insan yaÅŸamına en üst düzeyde saygı göstereceÄŸime “diye yemin ediliyorsa, Kuranı Kerim Maide suresi 32. Ayette de “Kim yeryüzünde bozgunculuk yapmamış birini öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibidir, kim de onu yaÅŸatırsa sanki bütün insanları yaÅŸatmış gibi olur “buyurulur. Kuranın tek bir ayetini inkar eden Müslüman olamaz. Onun için Müslüman bu emire uymak zorundadır.
Karikatür ve İfade Özgürlüğü konusuna gelince. Herkes kendi inancında serbesttir. Herkes Müslüman olmak zorunda veya Hz.Muhammed’i sevmek zorunda deÄŸildir. Ama Müslüman Hz.Muhammed’i kendi nefsinden ve bütün sevdiklerinden üstün tutmak ve hiçbir Peygamber arasında ayrım yapmamak zorundadır. Müslüman için sadece Hz. Muhammed’i deÄŸil, Hz. Adem baÅŸta olmak üzere, Hz. Musa’nın da Hz. İsa’nın da karikatürize edilmesi, onlara hakaret edilmesi kabul edilebilecek bir ÅŸey deÄŸildir ve ifade özgürlüğü kapsadığı deÄŸerIendirilemez. İfade özgürlüğü demek bir insanın kendi düşüncesini ifade etmesi demektir. DiÄŸer insanların özgürlük alanına tecavüz etmek ve insanların inançlarına, kiÅŸiliklerine ve kutsallarına hakaret etmek deÄŸildir. Sizin ifade özgürlüğü olarak tarif ettiÄŸiniz ÅŸey kümeste dolaÅŸan tilkinin denetimsiz özgürlüğüne benziyorsa o ortamda kaos çıkmaması mümkün deÄŸildir. Dileyen inanır dileyen inanmaz ama bu, kimseye bir diÄŸerine ve onun inancına hakaret hakkı vermez. Dünyada 1 milyardan fazla insanın en sevdiÄŸi ve en saygı duyduÄŸu insanı karikatürleÅŸtirip ifade özgürlüğü kapsamında deÄŸerlendirip,10 yaşındaki çocukların söylediklerini ifade özgürlüğü kapsamında deÄŸerlendirmeyip gözaltına almak hiçbir ÅŸekilde barışa ve dostluÄŸa katkı saÄŸlamaz. Anlaşılan o ki Sn. Macron kendi Cumhuriyetinin ilkelerine saygı duymamakta veya o ilkeleri yeterince anlamamıştır. Üzülerek müşahade ediyoruz ki Fransa CumhurbaÅŸkanı kendini savunmakta ama kuvvetler ayrılığının mucidi olan ve Cumhuriyetin en büyük savunucularından Montesquieu’nünde fikirlerine ters düşmekte aynı zamanda ona da hakaret etmektedir. Åžu anda Macron’un Müslümanları son derece rahatsız eden bu fikirleri ve tutumu tıpkı 1800’lü yılların sonunda Fransız Devletinin suçsuz ve günahsız Yüzbaşı Dreyfuss’a yaptıklarına benzemektedir. Eminim o gün kendini savunan ve Dreyfuss’un haklılığını ispat eden Emile Zola hayatta olsaydı o da aynı ÅŸekilde Macron’a karşı çıkar ve itiraz ederdi. Bizler Fransa’da sizler gibi gerçek dostlarımız olduÄŸuna inanıyor ve Fransa halkının kendi hür iradesiyle seçtiÄŸi bir CumhurbaÅŸkanı olduÄŸu için M. Macron’a saygı duyabiliriz, tıpkı kendisinin de Türk halkının hür iradesiyle seçtiÄŸi meÅŸru CumhurbaÅŸkanımız Recep Tayyip ErdoÄŸan’a saygı duyması gerektiÄŸi gibi. Ama söz konusu kırmızı çizgimiz olan Hz. Muhammed olursa ortada saygı namına bir ÅŸey kalmaz. Onun için sayın Macron’un biran evvel bu yanlıştan dönmesini ve tıpkı I. Dünya Savaşında Anzakları Aynı yalan ve oyunlarla kışkırtarak ta Çanakkale’ye gönderten küresel mafyanın bugün yine Müslümanlar üzerinden geliÅŸtirdiÄŸi Åžeytani oyunlara alet olmamasını diliyoruz. Ayrıca selefi olan Sn. FrançoisHollande’ın ve Kanada BaÅŸbakanı Trudeau’nun bu konudaki tavsiyelerine uymasını da öneriyoruz. Son olarak geçenlerde bir yetkilinin “bir kiÅŸi Hz. İsa adına cinayet iÅŸlerse Müslümanlar ne düşünür? “diye bir demecine rastladım. Hemen ona da cevap vereyim. Bize göre bu kiÅŸi bir canidir bir teröristtir ama asla gerçek bir Hristiyan deÄŸildir. GeçmiÅŸten günümüze gelen terörist faaliyetlerin ne İslam dini ne de Hristiyan dini ile bir ilgisi yoktur. Tıpkı Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Hristiyanlık adına hareket iddia edip, insanlar katleden, camileri yakan Hristiyan görünümlü Anti Balaka örgütünü Hristiyani terörist olarak adlandıramayacağımız gibi (ki bazı kilise liderleri de bu kavrama itiraz emiÅŸlerdir tıpkı bizim gibi), İslami terörist kavramı da son derece anlamsız ve gereksizdir. Her boynuna Haç takanı Hristiyan kabul edemeyeceÄŸimiz gibi, her sakallıyı da Müslüman kabul edemeyiz. Çünkü hiçbir peygamber böyle bir eylemi asla kabul etmez, onay vermez. Ben kafası karışık olan herkese, Victor Hugo’nun 1855 yılında sürgündeyken yazmaya baÅŸladığı ve hala Fransa’nın gerçek anlamda tek destanı olarak kabul edilen La Legende deÅŸÂ Siecles (Yüzyılların Efsanesi) adlı eserinde yaralan Mahomet adlı ÅŸiirini okumalarını tavsiye ederim. Kuran’ı ve İslam’ı inceleme ihtiyacı duymadan açıklamalar yapıldığı çok açık ve net bir ÅŸekilde ortadayken, en azından bu ÅŸiirin cahilce yapılan açıklamalara bir nebze de olsa ışık tutmasını ümit ederim.
Son olarak ÅŸunu özellikle vurgulamak isterim ki, Allah’ın hiçbir dininde terörizm ve terörist kavramı yoktur. 16. Yy’da yaÅŸamış ve engizisyon mahkemesinin kararı neticesinde yakılarak öldürülen Giordano Bruno der ki “Tanrı iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır, yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı ​​kullanır”. Gelin bizler iyi insanlar olarak aklımızı kullanalım, dostluÄŸu pekiÅŸtirelim ve düşmanlığı körükleyen bu kötü insanlara fırsat vermeyelim. Bizler kimden gelirse gelsin bütün tahrik edici tutumlara ve basiretsiz, saÄŸduyulu olmayan açıklamalara ve bütün zorluklara raÄŸmen özellikle Türkiye-Fransa arasındaki dostluk köprüsünün yıkılmaması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceÄŸiz. En yakın zamanda sizleri Türkiye’de ağırlamaktan memnuniyet duyacağımı da özellikle belirtmek isterim’’
Etiketler: Alanya Haber Başkanı çizgimizdir’ Fransız Gülpınar’dan: Hz. Kırmızı Komisyonu mektubu Mevkidaşkarına Muhammed Uyum