Joe Biden'a tepki büyüyor: Biden ve yönetimine dava açıldı

Gazze'de 7 Ekim'den beri 11 bini aşkın Filistinliyi öldüren İsrail'e verdiği destek nedeniyle ABD Başkanı Joe Biden'a tepki kendi ülkesinin kamuoyunda da büyüyor. New York merkezli insan hakları kuruluşu Anayasal Haklar Merkezi (CCR), Gazze halkına yönelik soykırımı önleyemedikleri gerekçesiyle Biden ve yönetimine dava açtı.

CCR, çok sayıda Filistinli örgüt ve şahıs adına Kaliforniya'da federal mahkemeye sunduğu şikâyet dilekçesinde, İsrail'in 'toplu öldürme', sivil altyapıyı hedef alma ve Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmesi gibi eylemlerinin soykırıma tekabül ettiğini belirtti. Dilekçede, Holokost'un ardından kabul edilen 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi'nin ABD'ye ve diğer ülkelere ölümleri engellemek için güçlerini ve nüfuzlarını kullanma yükümlülüğü getirdiği hatırlatıldı.

'EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ, EN BÜYÜK SİLAH TEDARİKÇİSİ'

ABD'nin "İsrail'in en yakın müttefiki, en güçlü destekçisi ve en büyük askeri yardım tedarikçisi" olduğu vurgulanan dilekçede, İsrail'in de "2. Dünya Savaşı'ndan beri en çok Amerikan dış yardımı alan ülke" olduğu hatırlatıldı. Dilekçede, ABD'nin bu nedenle "şu an Gazze'deki Filistin halkına karşı soykırım eylemleri yürüten İsrailli yetkililer üzerinde caydırıcı bir etkiye sahip olduğu" belirtildi.

Şikayet dilekçesinde, "Bu dava, Filistinliler adına, dünyadaki en temel ve önemli yasal ve ahlaki yükümlülüğü yani bir halkın yok edilmesi anlamına gelen soykırımı önleme yükümlülüğünün yerine getirilmesi için açılmıştır" ifadeleri kullanıldı.

'KOŞULSUZ DESTEKLERİ MÜMKÜN KILIYOR'

Gazze'de devam eden soykırımın şu ana kadar davalılar Biden, Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin tarafından İsrail'e verilen "koşulsuz destek" sayesinde mümkün olduğu savunulan dilekçede, ABD'nin İsrail'e silah, para ve diplomatik destek vermesinin engellenmesi istendi. Aynı zamanda, Biden, Blinken ve Austin'in soykırımı engellemek için İsrail'e Gazze'deki bombardımanı sonlandırması, ablukanın kaldırılması ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesinin engellenmesi için için baskı yapması talep edildi.

HANGİ EYLEMLER SOYKIRIM SAYILDI?

Dilekçede, Hamas'ın yaklaşık 1200 kişiyi öldürdüğü ve 200'den fazlasını kaçırdığı 7 Ekim saldırılarının, İsrail'in 4 bin 600'ü çocuk 11 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü ve 1.5 milyon kişiyi yerinden ettiği saldırılara meşruiyet kazandırmadığı belirtildi. CCR, İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısının çokluğu, sistematik toplu cezalandırma, en temel ihtiyaçlardan mahrum bırakma, Gazze'nin kuzeyinde yaşayan 1 milyondan fazla Filistinlinin evlerini terk etmesi ültimatomu, İsrail'in askeri ve siyasi liderlerinin kullandığı dil gibi eylemlerin soykırım çağrısı anlamına geldiğini belirtti.

"Uluslararası hukuk çerçevesinde ABD'nin soykırımı engellemek için bütün gerekli önlemleri alma yükümlülüğü var" denilen dilekçede, "Fakat davalılar sahip oldukları bariz ve ciddi nüfuzu, İsrail'in Gazze'deki devasa bombardımanına ve topyekûn ablukasına karşı şartlar veya sınırlamalar getirmek için kullanmayı tekrar tekrar reddetti" ifadelerine yer verildi.

CCR, 2004 yılında ABD Ordusu'nun Guantanamo'da tuttuğu esirlerin haklarının tanınması için ABD Yüksek Mahkemesi'nde açtığı davayı kazanmıştı.