Dudak ve damak yarıkları, bebeğin gelişimini olumsuz etkiliyor
Yalnızca üst dudakta, yalnızca damakta veya ikisinde birden bulunan açıklık olarak tanımlanan dudak ve damak yarıkları, bebeğin büyümesini ve gelişimini olumsuz etkiliyor.
Yalnızca üst dudakta, yalnızca damakta veya ikisinde birden bulunan açıklık olarak tanımlanan dudak ve damak yarıkları, bebeğin büyümesini ve gelişimini olumsuz etkiliyor. Cerrahi müdahalelerle yarık onarımı yapıldığını ifade eden uzmanlar, “Dudak damak yarığı olanlarda işitme, dil, konuşma ve beslenme bozuklukları görülebilir.” uyarısında bulunuyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, dudak ve damak yarıklarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Hamileliğin üçüncü ayında oluşuyor
Dudak ve damak yarıklarının (DDY), yalnızca üst dudakta, yalnızca damakta veya ikisinde birden bulunan açıklık olduğunu belirten Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, “Gebeliğin ikinci ayında dudağa, üçüncü ayında damağa ait yapılar birleşir. Bu birleşmenin uygun şekilde gerçekleşmediği durumlarda yarık dudak, yarık damak veya dudak-damak yarığı ortaya çıkar. DDY’de anatomik olarak tüm yapılar bulunmaktadır fakat bu yapılar olması gerektiği gibi birleşmemiştir ve normalde olması gerekenden daha küçüktür.” dedi.
Sigara ve alkol kullanımı etkili olabilir
Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, “Dudak damak yarıklarının nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte genetik ve çevresel (hamileliğin özellikle ilk üç ayında sigara/alkol kullanımı, virüs maruziyeti, kullanılan bazı ilaçlar, vb.) faktörlerden kaynaklanmakta bazen de bir sendroma bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.” diye konuştu.
İşitme, dil, konuşma ve beslenme bozuklukları görülebilir
Dudak ve/veya damak yarıklarında cerrahi müdahalelerle yarık onarımı yapıldığını ifade eden Yılmaz, “Dudak damak yarığı olanlarda işitme, dil, konuşma ve beslenme bozuklukları görülebilir. DDY’li bebeklerde dil ve konuşma terapistleri ilk andan itibaren beslenme ve yutma takibinde rol oynar. İlerleyen dönemlerde iletişim, dil ve konuşma gelişimini takip ederek bu alanlarda görülebilecek sorunlara müdahale eder.” diye konuştu.
Beslenme problemlerine dikkat
DDY’li bir bebekte ilk ele alınması gereken alanın beslenme olduğunu ifade eden Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, “Bebekler memeyi veya biberonu kavramakta zorlanabilir, emme için gerekli olan ağız içi basıncı sağlayamayabilir. Beslenme esnasında alınan süt veya mama bebeğin burnuna kaçabilir ayrıca beslenirken fazla hava yutabilirler. Uygun olmayan pozisyonda beslenen bebeklerde orta kulakla ilgili problemler görülebilmektedir.” uyarısında bulundu.
Bebeğin büyümesi etkilenebilir
Emmede güçlük yaşayan bebeklerin beslenmesi uzun sürdüğünden beslenirken aldıkları enerjiyi beslenme esnasındaki çabayla harcadıklarını ifade eden Yılmaz, ”Bu sorunlar bebeğin kilo almasını ve büyümesini etkileyebilir. Bebeğin büyüme ve gelişiminin sağlanması için beslenme pozisyonu, süresi ve sıklığının düzenlenmesi ve uygun beslenme ekipmanın seçilmesi önem taşımaktadır. Bazı durumlarda ameliyata kadar yarığı kapatarak emme ve beslenmenin düzenlenmesini sağlayacak beslenme aparatları ya da yarık genişliğini azaltmak ve burnun şekillendirilmesini sağlamak için kullanılan damak-burun şekillendirme aparatları da uygulanmaktadır.” diye konuştu.
Dil ve konuşma sorunları görülebilir
Dil ve Konuşma Terapisti Ayşegül Yılmaz, DDY’li bireylerde ek bir engel/sendrom varlığı, orta kulak enfeksiyonu, işitme kaybı gibi durumlar söz konusu olmadığında dil gelişiminde gecikme beklenmediğini söyledi.
Damak onarımı yapılmamış çocuklarda anatomik farklılıklar nedeniyle konuşma seslerinin hatalı üretilebileceğine dikkat çeken Dil ve Konuşma Terapisi Uzmanı Ayşegül Yılmaz, şunları söyledi:
“Damak onarımı sonrasında da konuşma seslerinin anatomik sorunlardan ya da yanlış öğrenme nedeniyle devam ettiği görülmektedir. Konuşma seslerinin üretiminde yumuşak damak ve yutağın arka ve yan duvarları birlikte hareket ederek, ses oluşumu için akciğerlerden gelen havayı ağıza veya buruna yönlendirir.
DDY’li bireylerde bu mekanizma düzgün çalışmadığında ağızdan çıkması gereken seslerde burna hava kaçışı olur. Bu durumda, konuşma genizsi olur. Ağız içinde seslerin oluşumu için yeterli basıncın sağlanamaması nedeniyle konuşma seslerinin arka bölgelerden (gırtlak) çıkarılmasına bağlı olarak ve ağız tavanındaki yarık, hatalı üretim görülmektedir. Burun boşluğundaki darlık veya tıkanmalar sonucunda burundan çıkması gereken seslerin ağız seslerine benzediği de görülebilecek bozukluklar arasındadır.”
İşlevsel bozukluklarda konuşma terapisi öncelikli
Anatomik yapılardan kaynaklanan konuşma bozuklukları için öncelik cerrahi müdahale iken işlevsel bozukluklarda önceliğin konuşma terapisi olduğunu kaydeden Yılmaz, “Dil ve konuşma terapistleri DDY’li bireyleri bebeklikten yetişkinliğe kadar takip etmektedir. Erken dönemde beslenme müdahaleleri ve aile bilgilendirmesi şeklinde desteklerken ilerleyen dönemde birebir terapiler gerçekleştirirler.” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.