Hakan Ural “Şöhret Olmanın Bedelini Ödedim”
Her konuştuğunda haber olan, Twitter Türkiye gündeminde açıklamalarıyla TT olan, doğru bildiğinden asla vazgeçmeyen, söyleyeceği ne varsa hiç çekinmeden söyleyen, çocukların ve gençlerin abisi, yaşlıların evladı yerine koyduğu oyuncu ve sunucu Hakan Ural, Breaking News Turkey’den Elif Tayhan ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdi.
Her konuştuğunda haber olan, Twitter Türkiye gündeminde açıklamalarıyla TT olan, doğru bildiğinden asla vazgeçmeyen, söyleyeceği ne varsa hiç çekinmeden söyleyen, çocukların ve gençlerin abisi, yaşlıların evladı yerine koyduğu oyuncu ve sunucu Hakan Ural, Breaking News Turkey’den Elif Tayhan ile çok özel bir röportaj gerçekleştirdi.
16 yaşından beri sektörde olduğunu ve yaşadığı şöhretin kimse tarafından yaşanamayacağını belirten Ural, şöhretin tüm bedellerini ödediğini belirterek, “Bizim günahı ile sevabı ile hatasıyla yanlışı ile yaşadığımız hayat okul ötesi bir şey yani, master’ın master’ı, hani yaşadıklarımızın beşte birini birine bahsetsen ağzı açık salyası akar. Hayatımda ödenmiş bedeller var, keşke çok hata yapmasaydık, bedel ödemeseydik, acı çekmeseydik, bu kadarda bilmeseydik. Ben bu saatten sonra Kıvanç Tatlıtuğ, Burak Özçivit gibi 30 yaşında oğlu olan bir adam olarak klark atacak halim yok. Gelmişim 54 yaşına, peki şöhret ile ilgili benim ne işim olabilir, benim yaşadığım şöhreti acaba Türkiye’de bir daha birisi yaşayabilir mi ? Ana haberler benimle açılıyordu, Sibel Can Hakan Ural ile Miami’ye gitti, her gün her yerde haber oluyorduk, ben bununda bedelini ödedim, fazla şöhret olmak iyi değil. Peki ben neyin peşinde olucam paraya ihtiyacım yok, şöhretle işim hiç yok, tillahını yaşamışım, egomla ilgili bir derdim yok, benim derdim yaşadığım tecrübe ve acıları mümkün olduğunca samimi olarak yaptığım yanlışla da, doğruyla da halkımızla istişare eder gibi paylaşmak. Ben anneannemde büyüdüm ahdım vardı. Çocuklarımı annesiz babasız büyütmemek. Yani bizlerle bir arada büyüsünler. Ama hiç bir zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor. Sibel ile evliyken Engincan 6-7 yaşındaydı, Melisa’da 5 yaşında idi ayrıldık, kısmet. Fakat 40’ımızdan sonra 2. evliliğimizde şimdilik muvaffak olduğumuz görülüyor. Çocuklarla sıklıkla bir arada olmaya çalışıyorum. En büyük amaçlarımdan bir tanesi çocuklarımın terbiyeli olması, Allah çocuklarımdan razı olsun beni her ortamda gururla temsil ettiler. Hedeflerim de amaca ulaştım. Çocuklarım 4 kardeş gibi birbirlerine çok bağlılar. Aslında kategorize etsen beyin yanar. Engincan ile Melisa aynı anne babadan. Ama Sibel hanımın ikinci evliliğinden Emir, Hakan abinin 2. evliliğinde falan şimdi bunu yazıyla bile anlatamazsın. Doğallığı içinde 4 tane kardeşler işte.” dedi
HAKAN URAL, “PANDEMİ DE ÖLECEĞİM AKLIMA HİÇ GELMEDİ”
Ağır geçirdiği Corona Virüs’den sağlıklı bir şekilde normal hayatına devam eden Sunucu ve Oyuncu Hakan Ural Corona Virüs zamanında sosyal medya da öldü haberleri ile alakalı ilk kez konuştu. Breaking News Turkey’in sorularını cevaplayan Ural, pandemi sürecini şöyle anlattı, “Ben aşılıydım, bunun sirayet edeceğini de ön görüyordum, hemen hemen etrafımda Corona Virüs olmayan insan yok, dolayısıyla da kim nasıl geçiriyor görüyorsun, kanaatin oluyor. Eşim ve çocuğumdan aldım ben yoksa kendimize o anlamda dikkat ediyorduk. Burnunun ucunda çocuğun ve eşin olunca kurtulma şansı çok olmuyor insanın. Ayrıca biraz yanlış tedavinin de sebep olduğunu düşünüyorum, 8. günde ben kötü oldum. Kendimde bir anormallik sezdim ve bir hastaneye gideyim dedim. Korona Virüsün en büyük sıkıntısı akciğere sirayet etmesi tomografi çektirdim, ne zaman ki akciğerde tutulum olduğu gözüktü, tedbir amaçlı önce beni yatırdılar, eksik olmasınlar ki başta eşim benim cep telefonumu aldı ki iyiki almış ben itiraz etmiştim çünkü, Corona tedavisinde kimseyle görüştürmüyorlar tek başıma oda da ne yapacam günlerce yok yok sen ver dedi telefonu bana eğer telefon bende olsaydı bu psikolojik boyutu atlatamazmışım neden, öldü demişler bir sürü şey demişler ondan etkilenirdim yani. Telefon olmadığı için o psikolojik kısmı olumsuz olarak yaşamadım. Ayrıca eşim ve doktorlar bana kritik bir süreç yaşadığımı hiç bir zaman hissettirmediler, dolayısıyla ben hastane de bu süreci yaşarken panik yapacağım hal tavır hareketler de kimse bulunmadığı için çok panik olmadım ama şunu yaşadık oksijenim düştü nefesim sıkıntı oldu, ateşimin 39.9’lardan düşmediği oldu her dakika kan verdim bir sürü ilaç üstümde dolayısıyla çok zor bir 8-9 gün geçirdim.” dedi
URAL, “HAYATIMIN FİLM OLMASINI İSTEMEM”
Son zamanlarda Bergen, Müslüm vb isimlerinin hayatının çekilmesi üzerine hayatının film olup olmaması konusunda da konuşan Hakan Ural sözlerine şöyle devam etti, “Bir tarafım ister bir tarafım hayatımın film olmasını istemez. Bugünün dünyasında manipülasyon çok yani. Samimiyeti paylaşabilmen için günahı ile sevabı ile samimi bir bakış açısının olması lazım her konuda, bugün varmı? yok. Hoşgörü diye bir şey yok. Öyle bir ortamda biyografinin çektirilmesi seni yıpratır, üzer. O yüzden ne gerek var yani huzurumuz her şeyimiz yerinde.” dedi
URAL; “TATMİN OLACAĞIM BİR SENARYO YOK”
Televizyon sunuculuğu dışında oyunculuk mesleğine dönüp dönmeyeceği sorusuna ise Hakan Ural şöyle cevap verdi, “Teklif çok var. Kendi gerçekliğim içinde gerçekten bu saatten sonra tatmin olacağım bir senaryo var mı, yok. Senaryo bir projenin her şeyi, onda sıkıntı var öncelikle, ayrıca TV programım öncesi sonrası ile inanılmaz yıpratıcı, canlı yayın olması. Ben öğlen uyumadan asla kendime gelemiyorum. Oradan feragat etmek çok ekstra olur bana yani, Çok büyük para verecekler de şu parayı alayım kaçırmayayım diyeceğim veya gelecekte çok gurur duyacağım, çok keyifli maneviyatı bir iz bırakacak senaryo denk gelecek ki kabul edeyim, yoksa meşakkatli yani ömrüm bu meslekte geçti, maf oldum bu sektörde.” dedi
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.