İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Mini Konservatuvar: "Pandemi sonrası müzikle şifa bulacağız…"
Anne karnındayken duyduğu kalp atışları sayesinde ritim duygusu ile tanışan bebeklerin henüz bu evrede dahi müziğin farkında oldukları, sese ve müziğe tepki verdikleri pek çok araştırmayla ortaya konuyor.
Anne karnındayken duyduğu kalp atışları sayesinde ritim duygusu ile tanışan bebeklerin henüz bu evrede dahi müziğin farkında oldukları, sese ve müziğe tepki verdikleri pek çok araştırmayla ortaya konuyor. Erken yaşta başlayan müzik eğitimi ile çocuklarda hayal gücünün yanı sıra, ince motor becerileri ve bilişsel beceriler de daha hızlı gelişiyor. Müzikle uğraşan çocukların akademik faaliyetlerdeki disiplini, dikkati ve öğrenme hızları artıyor. İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları (İTÜ GVO) Mini Konservatuvarı, pandemi döneminde müziğe yakınlaşmanın çocuklarda kaygıları ve stresi yönetmeyi kolaylaştırdığına dikkat çekiyor. Erken yaşlardan başlayarak müzik eğitimi alan çocukların aile bireyleri ve akranlarıyla kurdukları ilişkilerde daha çözümcü ve huzurlu olduğunu belirten uzmanlar, çocukların duygularını müzikle ifade etmelerinin sakinleştirici ve şifalandırıcı etkisinin altını çiziyor.
“5 yılda 500’ün üzerinde öğrenciyi erken yaşta müzikle tanıştırdık”
5. yılını geride bırakan İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Beylerbeyi Yerleşkesi’ndeki Mini Konservatuvar bugüne dek 506 öğrenciyi erken yaşta müzikle tanıştırarak, onlara müzik sevgisini, nota ve enstrüman bilgisini kazandırdı. İTÜ GVO Beylerbeyi Anaokulu, İlkokulu, Ortaokulu Müzik Bölüm Başkanı Gülşah Doğan’a göre müzik, çocukların kendilerini ifade etme ve iletişim kurabilme yeteneklerini geliştirebilmesi bakımından önemli bir etkiye sahip. Özellikle küçük yaştan itibaren müzikle tanışmış olan çocuklar için müzik, gelişimlerinin önemli bir basamağını oluşturuyor.
Doğan: “Her çocuğun hayatında müzik olmalı ve her çocuk müzik aletleri ile ilgili en az bir etkinliği yaşamına katmalıdır. Tek başına ya da bir grup içinde enstrüman çalmak, şarkı söylemek, müzik dinlemek gibi pek çok aktiviteyi gerçekleştirebilir. Çocuğu, bunlardan kendisini en iyi ifade edebileceği hangisi ise ona yönlendirmeye ve müzik sevgisi, beğenisi kazandırmaya özellikle okul öncesinde başlanılması gerekir. Müzik eğitimini desteklemek için hem eğitimcilere hem de ailelere bu konuda büyük bir sorumluluk düşmektedir.
Her çocuğun, kendisini en iyi ifade edebileceği müzik çalışması onun sosyalleşmesine katkı sağlar. Grup çalışmaları çocuğa, düzenli ve disiplinli olma, çevresine uyum sağlama ve birlik içinde mutlu yaşama alışkanlıkları kazandırır. Bireysel olarak enstrüman eğitimi alarak bir müzik aleti çalması, enerjisini olumlu şekilde yönlendirebilmesini sağlayarak kişisel doyum sağlar.
“Şarkı söylemek solunum kontrolü ve akciğer gelişimini destekliyor”
Müzik aletleri yalnızca beyni uyarmakla kalmaz, çocuğun stres düzeyinde de düşüşe yardımcı olur. Müzikle çocuk kendini ifade edebilir. Çaldığı parçadaki ritimler onu sakinleştirebilir. Şarkı söylerken solunum kontrolü ve akciğer gelişimini desteklerken, enstrüman çalmak hem ince ve kaba motor gelişimini hem de psiko-motor (zihin-kas uyumu) gelişimini olumlu yönde etkiler. Parça içinde notaları takip etme, ritmi sayma matematiksel becerilerini de destekler.
Müzik etkinliklerinin yanı sıra küçük yaşlardan itibaren evde çocuğa müzik dinletmek de oldukça yararlı. Ancak dinletilen müziğin çocuğa uygun olmasına dikkat edilmeli, çocuklara yönelik olarak hazırlanmış şarkılardan yararlanmaya özen gösterilmelidir.
“Müzik eğitiminde başarıda en büyük etken sanılanın aksine yetenek değil, çalışmak ve motivasyondur.”
Müzik eğitiminde başarıya yol açan en büyük etken sanılanın aksine doğuştan gelen yetenek değil, genetik özellikler ve çevresel şartların getirdikleri, çalışmak ve motivasyondur. Bunların yanında çalışmaya başlama yaşı, hafıza, dikkat, çeşitli fizyolojik ve psikolojik unsurlar da farklılıkların ortaya çıkmasında büyük rol oynarlar. Ailelerin çocuklarına verecekleri en büyük armağan onun ilgi ve isteklerini dikkate alarak, ihtiyaçları doğrultusunda ona müziğin sihirli kapılarını açmak olacaktır.”
Mini Konservatuvar’ın kapıları 6-14 yaş arası tüm öğrencilere açık
2021/2022 öğretim yılında kapıları 6-14 yaş arası tüm öğrencilere açık olan Mini Konservatuvar’da küçük yaşta müziğe ilgisi olan öğrenciler için piyano, keman, gitar, yan flüt, bateri eğitimi veriliyor. Ekim ayında başlayarak 28 hafta süren “Erken Yaşta Müzik Eğitimi” programını başarıyla tamamlayan öğrenciler, İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Mini Konservatuvarı Erken Müzik Eğitimi Sertifikasının sahibi oluyor. 28 hafta boyunca dilsel oyunlar ve kulak çalışmalarından, perküsyon çalgıları ile tanışma ve nota çalışmalarına kadar pek çok ders gerçekleştiriliyor. Mini Konservatuvar’da Anaokulu hazırlık grubunda eğitim alan öğrenciler çalgıya hazırlık temel müzik eğitimi, İlkokul 1. sınıfta okuyan öğrenciler için hazırlık keman ve piyano eğitimi veriliyor. İlkokul 3. sınıftan itibaren bateri, yan flüt, gitar enstrüman eğitimine başlanıyor.
Öğrencilerin öz güveni ve okul derslerindeki konsantrasyon süresi artıyor
Eğitimlere katılan öğrenciler öğrenmiş oldukları parçaları okulda arkadaşlarına, evde ailelerine çaldıklarından ve bu yüzden çok mutlu olduklarından söz ederken, başarmanın vermiş olduğu güven duygusuyla birlikte çalabilecekleri popüler parçaları da öğrenme konusunda istek gösteriyorlar. Öğrencilerin aileleri ise çocukların müzik enstrümanlarıyla kendini daha iyi ifade etme şansını bulduklarını; yapılan konserlerle, mini kayıtlarla özgüvenlerinin arttığını belirtiyorlar. Öğrencilerin çaldıkları enstrümanlar sayesinde akademik derslerindeki konsantrasyon süresinin de eskisine göre uzadığını ekliyorlar.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.