Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı, İşveren Kuruluşları, Ekonomi ve Finans Politikaları Başkanı Dr. Aziz Murat Hatipağaoğlu son gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
1994 yılında yaşanan krizin benzeri bir krizle karşı karşıya olunduğunu söyleyen Hatipağaoğlu, "O dönemde hükümet nasıl kendi krizini kendi yarattıysa bugünkü hükümet de kendi krizini kendi yaratmıştır. Tüm serbest piyasa kurallarına uyuyoruz söylemlerine rağmen bu kurallara aykırı şekilde hiçbir tutarlılık olmadan faizi zorla düşürmek kriz yaratmaktır. Bunun akabinde Merkez Bankası’nın olmayan rezervi, döviz kuru artışına müdehaleye karşı kullanması göz göre göre kriz yaratmaktır. Döviz kurunun çok kısa sürede tekrar artmaya başlaması ve yetkililerin buna resmen seyirci kalması bu krizi tam anlamıyla AKP’nin yarattığını gösteriyor." dedi.
Zamlar tam anlamıyla yansımadı, asıl zamları Ocak ortasında göreceğiz
3 ay gibi kısa bir sürede 8,5 liralardan 18,5 liralara tırmanan doların karşısında hala faizi indirmeye çalışmanın bile bile lades demek olduğunu belirten Hatipağaoğlu, "Bu arada üretici tarafında 50’lik bir enflasyonla karşı karşıyayız. Doların üretici maliyetlerine etkisiyle sebep olduğu zamlar daha tam anlamıyla etiketlere yansımadı. Aralık ayında yaşanan artışlar önceki aylara ait artışlardı. Bu ay yaşananlar cebimizi ocak ayı ortasından itibaren yakmaya başlayacak. Maalesef önümüzdeki süreçte enflasyon çok daha fazla artacak." şeklinde konuştu.
128 milyar dolar olayının aynısını görüyoruz
Hatipağaoğlu, "Şimdi hükümet diyor ki, aldığımız kur korumalı Türk Lirası mevduat kararıyla bir anda kurları düşürdük. Açıkçası biz Merkez Bankası’nın geçmişte 128 milyar dolarda yaptığı gibi arka kapı işlemleriyle kamu bankaları üzerinden piyasaya düşük fiyattan döviz sattığını biliyoruz. Buna rağmen halihazırda döviz tevdiat hesabı oranı da düşmedi. Vatandaşlarımız dövizin düştüğünü görünce tekrar gidip döviz satın aldı. Bu vatandaşın Türk Lirası’na olan güveninin ciddi anlamda zedelendiğini gösteriyor. Bu güven kaybına hükümetin yanlış ekonomi politikaları sebep oldu." ifadelerini kullandı.
Hükümet zenginleri fonlamaktan vazgeçmeli
Bugün halkın ciddi bir hayat pahalılığıyla karşı karşıya olduğunu ifade eden Hatipağaoğlu, "Bir gecede ben dövizi 40 düzeyinde düşürdüm demek ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir. Hala daha Eylül ayındaki döviz kurlarının çok ötesindeyiz ve artmaya da devam edecek. Hiçbir şey yetmezmiş gibi Türk Lirası mevduatı olanlara döviz karşısındaki kayıplarını kapatsınlar diye bütçe kaynaklı garanti verdik. Biz bütçeden toplumun dezavantajlı kesimlerini destekleyemeyecek duruma düşmüşken, nasıl oluyor da zenginleri fonlayabiliyoruz? Bir an önce hükümet Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal devlet özelliğini ön plana çıkararak aynı AKP döneminde zenginlere ve sermaye sahiplerine tanınan hakların vatandaşa aktarılması gerekiyor. Aksi takdirde özellikle hayat pahalılığı açısından emeğiyle geçinen insanlar için fazlasıyla zorlayıcı olacak." dedi.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı