Dünya tarihinin gördüğü en büyük devrimcilerden, en büyük komutanlardan, en büyük devlet adamlarından biri olan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da zaferle taçlanmış, emperyalizme boyun eğmeyen Türk ulusu, küllerinden yeniden doğarak bağımsız, özgür Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur!
İkinci Cumhuriyetçiler, liberaller, siyasal İslamcılar eliyle istedikleri kadar bu şanlı direnişi, bu şanlı zaferi yok saymaya, küçümsemeye çalışsınlar. Dünyanın ezilen bütün mazlum milletlerine umut ışığı olmuş ulusal kurtuluş mücadelemiz, sadece Türk tarihinin değil, dünya tarihinin de en önemli zaferlerinden birisidir!
Ulusal kurtuluş mücadelemizin ardından, “milletin egemenliğine” dayanarak kurulan modern Türkiye Cumhuriyeti, maalesef, 20 yıllık AKP iktidarıyla birlikte kuruluş değerlerinden hızlıca uzaklaşmış, TEK ADAM REJİMİ altında, tek bir şahsın elinde, milletin iradesinin yok sayıldığı, çağdaş, ilerici her ne varsa yok sayıldığı çağdışı bir noktaya doğru sürüklenmiştir!
Cumhuriyetin bütün mirasını tüketen, uyguladığı politikalarla halkımızı açlığa, yoksulluğa mahkum eden, eğitim sisteminin altını kindar nesiller yetiştirmek maksadıyla oyan, eğitimden sağlığa temel bütün toplumsal hakları serbest piyasaya, paraya mahkum eden, üretici, emekçiyi yok sayan, köylüyü, esnafı hor gören bu iktidarın suyu çoktan ısındı, çoktan!
Atatürk’e neredeyse küfreden, “Keşke Yunan kazansaydı” diyen, Milli Mücadele’ye dil uzatan edepsizleri sarayda, devlet erkanında ağırlayan, Cumhuriyetin bütün değerleriyle kavgalı bu iktidarı defetmek boynumuzun borcudur!
İktidar uzakta değil, yakındır!
Direne direne kazanacağız!
Bu duygu ve düşüncelerle;
“Ya İstiklal ya Ölüm!” diyerek esaret zincirini kıranlara, Sevri yırtıp atanlara, Mustafa Kemal Paşa’ya bin selam olsun!
Ve son olarak o büyük vatan şairi Nazım Hikmet’in şu dizelerini okumak istiyorum:
“Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.
…….
‘Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim…
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşcesine, bu hasret bizim..”
SELAM OLSUN YA İSTİKLAL YA ÖLÜM DİYENLERE!
SELAM OLSUN MUSTAFA KEMALLERE!
SELAM OLSUN DEVRİMCİLERE!
SELAM OLSUN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE DİYENE!
Chp Antalya İl Başkanlığı