DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, “Ekonomi, Hukuk, Demokrasi Ve İnsan Hakları Reformu” konusunda hazırlanan DSP Önerileri çalışmasını paylaşmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi’ni ziyaret etti.
Dsp Genel Başkanı Aksakal, Chp Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na “Ekonomi, Hukuk, Demokrasi Ve İnsan Hakları Reformu”Na ilişkin önerilerinin yer aldığı çalışmayı sundu. Ziyaret sonrası DSP Genel Başkanı AKSAKAL bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada;
Esasen çok uzun zamandır yaşanan ekonomideki sıkıntıların yaklaşık bir yıldır süren Covid-19 pandemisi şartlarında daha da derinleşmesi Hükümetin kendi içi dinamikleri arasında meydana gelen bazı uyumsuzluklar sebebiyle daha da gün yüzüne çıkması ve hissedilir boyutlara ulaşması Ekonomi’de, Hukuk’ta, Demokrasi ve İnsan Hakları konularında yeni düzenlemeler yapılması ihtiyacını zorunlu kılmıştır.
Devlet kademelerinde, siyasi irade yapılanmaları içerisinde herkesin “kendine göre” bir devlet anlayışı’nın ortaya çıkması, tüm olumsuzlukların merkezini teşkil ediyor dersek abartmış olmayız.
Son dönemde bir ihtiyaç haline geldiği Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da dile getirilen ve Hükümet nezdinde başlanıldığı açıklanan EKONOMİ ve HUKUK REFORMU çalışmalarına Demokratik Sol Parti olarak Önerilerimizi sunmak üzere, bugün Cumhuriyet Halk Partisi’ni Sayın Genel Bşk. Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettik, yarın da İYİ Parti’ye giderek Genel Başkan Sayın Akşener ile önerilerimizi paylaşacağız. Randevu taleplerimize karşılıklar geldikçe de diğer partileri de ziyaret edeceğiz.
Gündeme getirilen hususlarda çözümün parçası olma anlayışıyla hazırladığımız bu çalışmamamızın ülkemize, milletimize ve siyaset kurumuna yararlı ve hayırlı olmasını diliyoruz.
Demokratik Sol Parti Milliyetçi, Vatansever, Sol bir parti olarak, ülkemizin, halkımızın, özellikle çalışanların hakları konusunda son derece hassastır. Dolayısıyla varlığımızın ana gerekçesi olarak;
Devletin varlığı ve bağımsızlığı,
Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü,
Milleti n kayıtsız ve şartsız egemenliği,
Hukukun üstünlüğü, demokratik ve lâik cumhuriyet değerleri,
Atatürk ilk v e inkılapları,
Toplumun huzur ve refahı,
Millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması konularındaki
..hassasiyetimizi de siyasi nezaket kuralları çerçevesinde paylaştık.
Özellikle Türkiye gibi jeopolitik öneme sahip ve nüfus artış hızı yüksek olan, gelişmekte olan bir ülkede devletin, özel sektörün gücünü aşan üretim alanlarına dönük yatırımları yapması, piyasalarda düzenleyici rol oynaması zorunludur. Bunun için; Türkiye’nin, yüksek büyüme rakamlarına ulaştığı yıllarda olduğu gibi zaman geçirmeden “Karma Ekonomi” modeline geçmesini öneriyoruz.
Toplumda güveni sağlamak, gelişmiş demokrasilerdeki hukukun üstünlüğünü merkezine alan, “Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” düsturunun karşılık bulduğu, üzerinde baskı ve vesayetin olmadığı bağımsız yargının yeniden tesisi ile mümkün olacaktır.
Bugün geldiğimiz noktada Türkiye hemen hemen her alanda sıkışmıştır!
Türkiye’nin gelenekleri ve Türk toplumunun alışkanlıkları nedeniyle, ülkemizde devletten çok şey beklenir. Bu yolla, sadece mevcut iktidarın devamını sağlamak adına her alanda “faydacı” bir anlayış yerleştirilerek güçlendirilir fakat beraberinde ise menfaatleri peşinde koşan oportünist bir toplum karakteri yaratılır ki bu sonuç tek kelimeyle fecaattir, milletçe intihardır!
Değerli Basın Mensupları,
Adalet, yalnız devletin temeli değil, hakların ve özgürlüklerin de güvencesidir;
Hukukun üstünlüğü “Hesap Verebilirlik” “Adil Hukuk Kuralları”, “Açık Yönetim” ve “Erişebilir ve Tarafsız Uyuşmazlık Çözümü” kriterleriyle tanımlanabilen bir olgudur.
Dolayısıyla; “Adalet mülkün temelidir” anlayışından hareketle, toplumsal birliğimizin sarsılmadan sürdürülebilmesi, uluslararası ilişkilerde karşılıklı antlaşmalar yaptığımız kurum, kuruluş ve devletlerin güven içinde ülkemizle ekonomik, sosyal, politik ilişki ve işbirliğine girebilmesinin olmazsa olmaz kuralı hukukun üstünlüğü ve demokrasinin işlerlik derecesidir. Bu kapsamda değerlendirilmek üzere;
Yasama, Yürütme ve Yargı tamamen birbirinden bağımsız olmalı,
Tam bağımsız yargı için Hâkimler Kurulu ile Savcılar Kurulu birbirinden ayrı kurullar haline getirilmeli, bu kurullarda Adalet Bakanı yer almamalıdır, Hâkimler ve Savcılar kendi kurullarını kendileri seçmelidir.
Bu düşünceler temelinde;
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararlarına bir üst mahkemede itiraz edilebilmesi, buna ilişkin itiraz merciinin Yargıtay Gelen Kurulu olması,
Adli Kolluğun ivedilikle kurulması,
Olmak üzere 12 maddeden oluşan HUKUK REFORMU Önerilerimiz,
Devlet planlama teşkilatı yeniden işler hale getirilmesi,
Tarımsal üretimin yeniden ve etkili bir şekilde artırılması için Büyükşehir Yasası’nın derhal değiştirilerek, köylerin yeniden köylüye geri verilmesi,
Devlete burcunu ödeyemeyenlere ciddi düzeyde cezai müeyyideler getirilmesi, Covid-19 salgını nedeniyle işlerlik kazandırılan HES KODU benzeri bir uygulamanın devlete olan borçların takibi için de hayata geçirilmesi gibi EKONOMİ REFORMU Önerilerimiz, çalışmamız içinde yer almaktadır. Sonuç olarak;
İnsan Hakları denilince, yurttaşlar arasında herhangi bir ayrımın yapılmaması anlaşılır.
Asıl önemli olanın “zihniyette reform” yapabilmektir. Kendi kültürümüzü, kendi geleneklerimizi, örf ve adetlerimizi, kısacası asil Türk milletini lâyık olduğu yaşam ortamına kavuşturmak siyaset kurumunun birinci vazifesidir. Vatandaşın hakları, güçlünün karşısında devlet tarafından güvence altına alınmalıdır, korunmalıdır. Vatandaş korunmadan devlet güçlenemez. Şeyh Edebali’nin dediği gibi “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!” sözlerine yer verdi.