Alanya Mevlüt Çavuşoğlu Spor Lisesi'nde okuyan iki depremzede kız kardeşin beraber uyuduğu için "eşcinsel" denilerek yurttan atıldığı iddia edildi.
Gazeteci Mustafa Dilek'in sosyal medya platformu X ( Twitter) hesabından paylaştığı bilgilere göre, Antakya'da depreme yakalanan ve 4,5 saat boyunca göçük altında kalan 16 yaşındaki sporcu tek yumurta ikizi depremzede kız kardeşler, okula devam edebilmek için kayıtlarını Alanya Mevlüt Çavuşoğlu Spor Lisesi'ne aldırdı.
Babalarının aktardıklarına göre, aynı okulun yurdunda konaklamaya başlayan kardeşlerden biri, göçük altında kalmanın korkusuyla kardeşiyle aynı yatakta uyumaya başladı.
Aynı yurtta kalan öğrencilerden birinin "birlikte uyuyorlar" diyerek yurt yönetimine şikayet ettiği ikizler, yurt rehber hocası ile görüştü. İddiaya göre rehber hocası çocukların durumunu analiz etmek yerine "siz eşçinselsiniz" dedi.
Daha sonrada Yurt Müdür Yardımcısı Ş.Y. çocuklarının babasını arayarak "Kızların eşçinsel, gel kayıtlarını al. Okulda ve yurtta kızları istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Gazeteci Dilek'in paylaşımına göre, 15 Aralık akşamı yurt yönetimi öğrencileri hiçbir gerekçe göstermeden yurttan attı. Öğrenciler o geceyi babalarının bir tanıdığının evinde geçirdi.
5 Ocak tarihinde ise okul müdürünün ikizlerin babasına, çocuklarını disipline sevk ettiklerini söylediği aktarılırken, müdürün ayrıca "Çocuklarının adı okulda çıktı, ben tutamam okulda" dediği öne sürüldü.
Yaşananlar üzerine ikizlerin babası, yetkilileri dava edeceğini ve çocukların kaydını aldırmayacağını söyledi.
Yaklaşık 40 gündür çocukların psikolojik baskı altında olduğunu aktaran baba çözüm bekliyor.
BABA İSYAN ETTİ
Yaşananlara ilişkin KRT TV canlı yayınında konuşan ikizlerin babası Mehmet Tuzsuz, yetkilileri dava edeceğini ve çocukların kaydını aldırmayacağını söyledi.
Tuzsuz, şunları söyledi:
"Benim çocuklarım göçük altında kaldı. Birlikte yatıyorlar, bunlar eşcinsel alın çocukları memlekete götürün dizinizin dibinde okusunlar' dedi yurt müdürü. Ben bir babayım. Hatay'da kaç tane öğretmen var? Ben çocuklarımı okusunlar diye gönderdim, psikolojileri bozulsun diye değil. Bizi sürekli çocuklarınızın siciline işler diye tehdit ettiler. Hocam bana bir delil koyun alayım çocukları dedim. Ama ortada sadece bir öğrencinin şikayeti var. Benim çocuğum devletin çocuğu, atamazsınız dedim."