Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve AB üyesi ülkelerin büyükelçileri ile görüştü. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye ile AB arasındaki son durumdan gümrük birliği ve vize serbestisine, düzensiz göçten terörle mücadeleye, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarından Avrupa'da Kuran-ı Kerim’i hedef alan saldırılara kadar bir çok konuda değerlendirmede bulundu.
BAKAN FİDAN, AÇIKLAMALARINDA ŞUNLARI KAYDETTİ;
AB’nin, ilişkilerin yeniden canlandırılabilmesi için Türkiye’nin üyelik sürecinde, “ahde vefa ilkesi” uyarınca hareket etmesi gerekiyor. Biz bu konudaki kararlılığımızı ortaya koyduk. AB’den verilen olumlu mesajları önemsiyoruz ancak bunların hayata da geçirilmesi lazım.
Türkiye ile AB arasındaki diyalog ve işbirliği mekanizmalarına işlevsellik kazandırılması gerekiyor. Gümrük Birliği’nin yenilenmesi ve vatandaşlarımıza vize serbestisi sağlanması bizim için başlıca öncelik alanlarıdır. Vize serbestisinin hayata geçirilmesi için AB’nin samimi bir çaba ortaya koyması gerekiyor.
'VİZE KONUSUNDA ENGELLER KALDIRILMALI'
Aynı zamanda, vatandaşlarımızın vize almalarını geciktiren engellerin hemen kaldırılmasını, verilen vizelerin çok girişli ve uzun vadeli olmasını bekliyoruz.
Türkiye’nin AB’nin yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm çalışmalarına katılması, bu alanlarda AB’nin başarı şansını artıracak, AB’yle gümrük birliği olan tek aday ülke ve AB ve Türkiye arasındaki ekonomik işbirliğini derinleştirecektir.
Düzensiz göçle mücadele konusunda, AB’nin 18 Mart mutabakatının gereklerini yerine getirmesi ve daha fazla yük paylaşması gerekiyor.
Terörle mücadele konusunda daha güçlü bir işbirliği içinde olmamız lazım.
Türkiye, çevremizdeki sorunların çözümünde son derece önemli bir rol oynuyor. AB’nin Türkiye’ye vizyoner bir bakış açısıyla yaklaşmasını, küçük siyasi hesapları bir yana bırakmasını umuyoruz.
'ATEŞKES İLAN EDİLMELİ'
(Gazze’deki gelişmeler) Sivilleri hedef alan saldırılar kabul edilemez, hemen durmalı ve ateşkes ilan edilmelidir. Gazze’ye insani yardımların kesintisiz biçimde ulaştırılması gerekiyor. Çatışmanın bölgesel düzeye ulaşmasını engellememiz lazım. Kabul edilmiş parametreler çerçevesinde ve iki devletli çözümü hedefleyen barış sürecinin biran önce başlaması lazım. Bu bağlamda, garantörlük mekanizmasından yararlanılabileceği kanaatindeyiz.
Bazı Avrupa ülkelerinde Filistinli destekleyen gösterilerin yasaklanmasına yönelik adımlar atılırken, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’i hedef alan saldırılara ifade özgürlüğü gerekçesiyle izin verilmesi, çifte standarttır.