Can Şengün ile Sıkı Fıkı’nın İkinci Bölümünde Cem Yılmaz Herkesi Kahkahaya Boğdu!

“Ayzek ve İskender Tünaydın Karakterlerini Kendime Yakın Bulurum” Müzik dünyasında bilgisi, deneyimi ve gerçekleştirdiği projeleriyle öne çıkan Can Şengün’ün birbirinden değerli sanatçıların yer alacağı ve izleyicilerine unutulmaz anlar yaşatacağı “Can Şengün ile Sıkı Fıkı” adlı yepyeni program serisinin Zorlu PSM’deki ikinci konuğu Cem Yılmaz oldu!   Sevilen programlarına bir yenisini daha

“Ayzek ve İskender Tünaydın Karakterlerini Kendime Yakın Bulurum”

Müzik dünyasında bilgisi, deneyimi ve gerçekleştirdiği projeleriyle öne çıkan Can Şengün’ün birbirinden değerli sanatçıların yer alacağı ve izleyicilerine unutulmaz anlar yaşatacağı “Can Şengün ile Sıkı Fıkı” adlı yepyeni program serisinin Zorlu PSM’deki ikinci konuğu Cem Yılmaz oldu!

 

Sevilen programlarına bir yenisini daha ekleyen Zorlu PSM’nin izleyicilerine benzersiz deneyimler yaşattığı “Can Şengün ile Sıkı Fıkı” serisi, başarılı müzisyen, prodüktör ve içerik üreticisi Can Şengün’ün temposu hiç düşmeyen danslarla, oyunlarla ve daha önce rastlanmamış yarışma bölümleriyle gerçekleştirdiği ikinci bölümünde konuğu Cem Yılmaz oldu. “Can Şengün ile Sıkı Fıkı” programında Can Şengün ve orkestrası eşliğinde Cem Yılmaz’ın sıra dışı enstrümanlar kullanarak multi-enstrümantalist şovlarına Kenan Doğulu, Gaye Su Akyol, Gökhan Türkmen ve Ceylan Ertem eşlik ederken genç yeteneklerimizden Dilan Balkay’ın etkileyici performansı ile temposu bir an bile düşmeyen unutulmaz bir gece yaşandı. 

 

“Tırnaklarımı yediğim için müzik kariyerimi sonlandırdım”

 

Çevresi epey müzisyen dostlarla çevrili olan ve müzisyenliğe de bir hayli hayranlığı olan Cem Yılmaz, müzikle olan ilk ilişkisini anlattığı anısında “Yurdaer Doğulu’nun müzik okulu vardı Bakırköy’de belki biliyorsunuzdur… bir gün okuluna kaydolmak için gittim ancak kontenjanlar dolu olduğu için Önder Bali müzik okuluna yazılmıştım. Piyano öğrenmek istedim fakat bende nasıl bir şey gördülerse “sen Org’a başla” dediler. O zamanlarlar da Samatya’da oturuyorum dedim herhalde kiliseden iyi para verirlerse bu işi devam ettiririm ben. “Org’a başla sen” dedikleri dönem de 80’lerin başları yani bugünkü Org’lar gibi değil tek tuşu var hani akompanya yani ‘sigarası yaldızlı dıt dırı dıt dıt’ şeklinde. Baktılar Önder hoca bize bu şarkıları öğretmeye çalışıyor hemen hocamız değişti. Genç bir kız girdi dersimize ve o da ilk dersimizde ‘koy bakalım parmaklarını klavyenin üzerine bir bakayım’ dedi ve baktı ‘aa sen tırnaklarını mı yiyorsun’ dedi. Ben de bıraktım çalmayı çünkü tırnaklarımı yiyordum. Ben devam etmedim ama benle paralel o dönemler Fazıl Say da bu işe merak salmıştı.” şeklindeki esprili anısıyla stüdyodaki herkesi kahkaha krizine soktu. 

 

“Ayzek ve İskender Tünaydın karakterlerini kendime yakın bulurum”

 

Cem Yılmaz, “Can Şengün ile Sıkı Fıkı” programının eğlenceli soru bölümlerinde Can Şengün’ün sorduğu “Sana oynadığın karakterlerin isimlerini okuyacağım sonra da sorum geliyor; Altan Çanlı, Fikri, Arif Işık, Müslüm Duralmaz, İskender Tünaydın, Komutan Logar, Aziz Vefa, Deli İdris, Zafer Yıldız, Ayzek, Şenay, Cemal, Cibar Kemal… kendini bu karakterlerden hangisiyle özdeşleştiriyorsun en çok?”” sorusuna “Vallahi galiba mesleki olarak kendi yazdığım hikayeler olduğu için iki tanesine kendimi çok yakın hissediyorum. Birisi “Karakomik Filmler”deki feribot garsonu Ayzek karakteri diyebilirim. Yani benim tabii ön dişlerim yok anlamında değil ama kalpten sevdiğim bir karakterdir. Diğeri de saflık ve bir şeylerle ilgili tutkulu olma haliyle bana benzeyen “Hokkabaz” filmindeki İskender Tünaydın diyebilirim. Yani benim bugün burada yaptıklarımı saymazsak öylesi sınırsız tutkularım yoktur ama İskender Tünaydın ile feribotta çalışan Ayzek karakterini kendime yakın buluyorum. Çünkü ben 88-89 yıllarında garsonluk yaptım, çalıştım, Ayzek’in yaptığı işi yaptım kısaca o duyguyu biliyorum.” yanıtını vererek izleyicileri önce neşelendirdi ardından da oldukça etkiledi.

 

 

Kenan Doğulu, Gaye Su Akyol, Gökhan Türkmen ve Ceylan Ertem bir arada! 

 

Müzikle ilgili büyük hevesi ve hayali olan Cem Yılmaz, “Can Şengün ile Sıkı Fıkı” programında Can Şengün ve davulda Volkan Öktem, bas gitarda Alp Ersönmez ve klavyelerde Çağrı Sertel’in eşlik ettiği orkestrası tarafından verilen birbirinden eğlenceli müzik sertifikalarını görünce sevinçten havaya uçtu. Sertifikaları gören Cem Yılmaz, “Hey yaşasın! Bir hayalim gerçekleşti” diye haykırdı. Cem Yılmaz’ın hem yanında getirdiği ilginç enstrümanları hem de Can Şengün ve Orkestrası’nın enstrümanlarını teker teker çaldığı sırada sahneye Gökhan Türkmen çıkarak sevilen şarkısı “Taş”ı söylemeye başladı. Ardından dev bir müzik şölenine dönmeye başlayan sahneye Kenan Doğulu, Ceylan Ertem ve Gaye Su Akyol çıkarak geceye damgasını vurdu. Tüm sanatçıların bildiğimiz şarkılarının yepyeni versiyonlarını söylediği programda stüdyodaki izleyiciler adeta mest oldu. 

 

Her bölüm yeni bir konuğun katılacağı “Can Şengün ile Sıkı Fıkı” programının bir sonraki bölümü 17 Mart Perşembe akşamı saat 21.00’de Zorlu PSM’de izleyicilerle buluşacak. 17 Mart akşamı gerçekleştirilecek programın biletleri yakında www.passo.com.tr ‘de satışa çıkacak. 

 


Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Magazin Haberleri