CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül, “Türkiye Cumhuriyeti artık Anayasaya aykırı ’Genelgeler Cumhuriyeti’ oldu” dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı genelge ile toplumsal olaylarda görüntü ve ses kaydı alınması yasaklandı. Gerekçe olarak ise özel hayatın gizliliği ihlali gösterildi. CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül ise genelgeyle ilgili şunları söyledi:
“İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL”
“Türkiye’de bir ucube sistem var. Bu ucube sistemin temelinde Saray rejimi var. Saray’da belirlenen kurallar topluma yönlendiriliyor. Normlar Hiyerarşisi bitmiş durumda. Yönetmelik, genelge, kanun, anayasa. Bu hiyerarşinin devamı mümkün değil bu sistemde. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ses ve görüntü kaydının alınmasına dair yayınladığı genelge özgürlükleri kısıtlayan, insan hakları ihlallerini örtmeye çalışmaktan başka bir şey değildir”
“YENİ BİR SUÇ TİPİ YARATIYORSUNUZ”
“Burada hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması var. Hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması sadece kanunla olabilecek bir şeydir, bir genelge ile olamaz. Anayasamız açık. Anayasa’nın 13. Maddesi açıkça temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını, Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ancak kanunla sınırlanabilir diye açıkça hüküm vermiş. Siz ne yapıyorsunuz? Burada kolluk personelinin toplumsal olaylarda ses ve görüntü kaydının vatandaşlarca alınmasının yasaklanmasına dair genelgeyle siz insan hakları ihlallerini mi, özgürlükleri kısıtlayıp bu ihlalleri mi örtmeye çalışıyorsunuz. Yeni bir suç tipi yaratıyorsunuz. Hukuk devletlerinde bu tür özgürlüklerin kısıtlanması kabul edilebilir bir durum değil”
“İFŞADAN NEDEN KORKUYORLAR?”
“Hani demokrasiyi, özgürlükleri getireceklerdi? Hani İnsan Hakları Eylem Planını Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp da 1 Mart’ta açıklamıştı. Orada demişti ki özgürlükler, kişilerin güvenliği ve ifade özgürlüğü sağlanacak denmişti. Polisler yasal bir şey yapıyorsa, kolluk kuvvetleri yasal bir şey yapıyorsa bunda korkulacak ne var? Vatandaş ses ve görüntü alıyorsa, bunda yasaya aykırı bir şey yoksa ifşadan neden korkuyorlar?”
“KANUNA DAYANMAYAN GENELGELERLE MEMLEKET İDARE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
“Polisler 1 Mayıs’ta yaptıkları müdahalelerde şiddete varan davranışlar içinde bulundular. Bu çerçevede gazeteciler sesli ve görüntülü şekilde olayları aktarmak istediler. Yol TV Muhabiri Özge Uyanık bunu yaptı. 1 Mayıs’ta olayları görüntüleyen gazetecilik mesleğini yapan Özge Uyanık’ın ‘niye görüntülüyorsun?’ diyerek cep telefonunun üzerine bastılar. Bir gazetecinin basın özgürlüğünün engellenmesinden, vatandaşın haber ve bilgi alma hakkının engellenmesini görüyoruz burada. Gazeteciye ‘niye ses ve görüntü alıyorsun?’ diye cep telefonunu ezmeye kalkan polisin şiddeti ve ölçüsüzlüğü diğer vatandaşlara bu genelge çerçevesinde yapılmaya başlandı ve diyorlar ki bu bir genelgeye dayanıyor. Genelgeye neye dayanıyor? Genelge kanuna dayanmıyor. Kanuna ve Anayasa’ya dayanamayan genelgelerle bu memleket idare edilmeye çalışılıyor. Bu hukuk devleti değil, ucube bir sistem. Demokratik olmayan, özgürlüklerin bir kenara atıldığı bir sistem.”
“VATANDAŞIN HAKLARI NE OLACAK?”
“Bu sistemle sadece diyorlar ki Anayasa’nın 20. Maddesinde bulunan kişisel verilerin korunmasına ilişkin hakları polislerin, kolluk kuvvetlerinin ve 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanun’undaki hakları korunacak deniyor. Vatandaşın hakları ne olacak? Vatandaşın ifade özgürlüğü hakkı ne olacak? Düşünce, ifade özgürlüğü, kanaat hürriyeti ne olacak? Yaşam hakkı ne olacak? Kişi güvenliği ve hürriyeti nasıl korunacak? En önemlisi toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkında belirlenen ifade özgürlüğü nasıl korunacak? Yasaya göre toplantı ve gösteri, yürüyüş hakkını kullanmak isteyen, barışçıl gösteri yapmak isteyen vatandaşlara karşı polis ölçüsüz ve şiddet içeren davranışlar içerisine girdiği zaman, vatandaş ses ya da görüntü alıyorsa neden bu suç olsun. Suç işleyeni ortaya çıkarmak ne zaman suç oldu. Kendini savunmaya kalktığı zaman ‘hayır sen suç işliyorsun’ diye vatandaşı gözaltına mı alacaksın? Bu, emniyetin çıkardığı genelge, kolluk kuvvetinin ölçüsüz şiddet uygulayan, anayasadan doğan hak ve hürriyetlerini kullanmak isteyen vatandaşların hak ve hürriyetlerini bir kenara itmek için yaptığı, yasaya aykırı eylemlerini örtmek için çıkarılan bir genelgedir. Böyle genelge olmaz.”
“MEMLEKETİ TAMAMEN CEZAEVİ HALİNE GETİRİN”
“AKP’nin Anayasa Mahkemeleri Kararları karnesi çok kötü. Özgür olmayan ülkeler statüsündeyiz şu an Türkiye olarak. İnsan hakları konusundaki samimiyetine kimse inanmıyor. O bakımdan açıklanan insan hakları eylem planları, yargı reformlarının tamamı sözdedir ve samimi değildir. İçki alım satımında da genelgede yok, vatandaşa diyorlar ki sen satmayacaksın. Bunda ise kanunda yok, genelge çıkarıyorlar. Polisin yaptığı işleri resmetmeyeceksin. Neden korkuyorsunuz? Hukuk devletinin en büyük özelliği, demokrasi ve özgürlüklerin korunmasıdır. Hak ve özgürlüklerin sınırlanmasının kanunla ve anayasal hükümlerle olmasıdır ama siz genelgelerle yapmaya başlıyorsanız artık genelgeler devleti haline geldik demektir. Genelgelerle hak kısıtlayın, özgürlükleri kısıtlayın ve memleketi tamamen cezaevi haline getirin. Böyle şey olmaz. Bu kabul edilemez. Anayasaya ve Hukuk Devleti ilkelerine aykırı genelge uygulanamaz.”
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı