İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından, Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında düzenlenen “Çocuklarla ve Çocuklar İçin Kapsayıcı ve Katılımcı Bir Dünya” temalı online seminer dizisinin ilk ayağı “Çocukların Perspektifinden Eşitsizliklerle Mücadele” oturumu çocukların katılımıyla gerçekleştirildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi (ÇOÇA) ve İstanbul İsveç Başkonsolosluğu’nun işbirliğiyle gerçekleştirilen seminerde söz çocuklardaydı
İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi tarafından, Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında düzenlenen “Çocuklarla ve Çocuklar İçin Kapsayıcı ve Katılımcı Bir Dünya” temalı online seminer dizisinin ilk ayağında Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin dört temel ilkesinden biri olan “ayrım gözetmeme” ilkesi ele alındı.
Moderatörlüğünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi’nden Gözde Durmuş’un yürüttüğü panelde açılış konuşmasını İstanbul İsveç Başkonsolosluğu’ndan Peter Ericson ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama Ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci yaptı. Prof. Dr. Uyan Semerci, “Bugün bu etkinliği iki önemli kavram olan ‘kapsayıcılık’ ve ‘katılımcılık’ çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. Pandeminin var olan eşitsizlikleri giderek artırdığı bugünlerde çocukların gözünden yaşanan ayrımcılık ve eşitsizlikleri dinlemek çok kıymetli. Çocuğun üstün yararını ve çocuk haklarını gözeten bir çocuk katılımını çok önemsiyoruz” diyerek sözü çocuklara bıraktı.
Çocuklarla birlikte “eşitsizliklerle” mücadele için “çocuk katılımı”
Çocuklarla birlikte eşitsizliklerle mücadele edebilmek için gerçek bir çocuk katılımının sağlanması şarttır. Yunanistan Çocuk Ombudsmanlığı’ndan 15 yaşındaki Angela Korkovelou da konuşmasında Avrupa düzeyinde çocuk hakları ile ilgili katıldığı büyük etkinliklerde ve içinde yer aldığı organizasyonlardaki çocuk katılımına dair deneyimlerini paylaştı. Korkovelou, “Çocuk katılımının sağlanabilmesi adına çocukların kendilerini güvende hissetmeleri ve fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir platforma sahip olmaları önem taşıyor” dedi.
“Dünyada görmek istediğiniz değişimin kendisi olmalısınız”
Türkiye Girl Up Hareketi’nden 17 yaşındaki Selin Özünaldım, “Bir parçası olduğum He for She Hareketi için çalışırken özellikle ergenlik çağındaki kız çocuklarının özgüvenlerinde büyük bir düşüş gözlemledim. Biz kızlar olarak içimizdeki gücün ve potansiyelin farkına varamayabiliyoruz. Cinsiyetçi önyargılardan korunabilmek için kızlar olarak birbirimize destek olmalıyız” şeklinde konuştu. Girl Up Hareketi’ni Türkiye’ye getirerek liseler arasında yaygınlaşması için çalışan Selin, “Türkiye Girl Up, kızların kendi liderlik becerilerini keşfedebilecekleri ve kendi tutkularının peşinden koşabilecekleri bir platform yaratmak amacıyla var. Toplumsal cinsiyet eşitliğinden politikaya, iklim krizinden sanat ve spora kadar birçok farklı alanda verilen kapsamlı eğitimlerle kızların daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi hedefleniyor” dedi. Konuşmasına Gandhi’nin “Dünyada görmek istediğiniz değişimin kendisi olmalısınız” sözüyle devam eden Selin, “Eğer toplumda bir değişim, ilerleme yaratmak istiyorsak herkesin desteğine ihtiyacımız var. Değişim adına atılan hiçbir adım küçük ya da değersiz değildir” dedi.
Kız çocuklarının ev içindeki görev ve sorumlulukları eğitimin önüne geçiyor
Hayata Destek Derneği Şanlıurfa Toplum Merkezi Çocuk Komitesi’nden 15 yaşındaki Sidra Hami, çocukların yaşama ve gelişme hakkı ile eğitim hakkının önemi üzerine yaptığı konuşmasında, kız ve oğlan çocuklarının eşit eğitim hakkına sahip olması gerektiğini vurguladı. Sidra Hami, “Çocukların mutluluğu için ayrımcılığa dur denmesi gerekiyor. Özellikle eğitim konusunda çocuklar arasında çok büyük fırsat eşitsizlikleri yaşanıyor. Biz 4 kardeşiz ancak evimizde bir tane cep telefonu olduğundan sadece bir kişi online eğitim alabiliyor. Maalesef online eğitim için gerekli teknolojik araçlara sahip olamayan binlerce çocuk var” şeklinde konuştu. Sidra, özellikle etrafındaki kız arkadaşlarının ev içindeki görev ve sorumluluklarının da pandemiyle birlikte çok fazla arttığına ve bu nedenle eğitimlerine ara vermek zorunda kaldıklarına dikkat çekti.
Pandemide eğitim materyalleri düzenlenirken özel gereksinimli bireyler düşünülmüyor
Engelli Çocuk Hakları Ağı Çocuk Savunuculuk Grubu’ndan 15 yaşındaki Şevval Koç, “engelli” kavramının yerini “özel gereksinimli birey” kavramının aldığını belirterek, “Özel gereksinimli çocukların bazı düzenlemeler ile derslere ve hayata aktif katılımı kolaylaştırılabilir. Ancak hem yetişkinler hem de çocuklar özel gereksinimli bir bireyle aynı ortamda bulunduğunda onu ötekileştirmeyi tercih edebiliyor. Pandemi döneminde herkes gibi özel gereksinimli bireyler de süreçten olumsuz etkilendi. İhtiyaç duyulan kaynaklara, öğretmenlerin paylaştıkları içeriklere ve canlı derslerde anlatılanlara tam olarak erişemiyoruz. Eğitim kaynakları düzenlenirken maalesef özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçları göz önünde bulundurulmuyor ve bu durum bizlerin gelişmesini durma noktasına getirdi” dedi.
Online seminer dizisi bugün düzenlenecek “Pandeminin Çocuklar Arasındaki Eşitsizliklere Etkisi: Türkiye ve İsveç Deneyimi” ile “Çocuklar Arasındaki Farklı Eşitsizliklerle Mücadele Etmek: Sahadan Deneyimler” başlıklı iki oturumla devam edecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)