İklimlendirme sektörünün öncüsü Daikin, 2050’de sera gazı emisyonunu net sıfıra indirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda yürüttüğü çalışmalarını açıklayan Daikin Türkiye, ilk ‘Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Buna göre Daikin, ürünlerinde enerji verimli inverter teknolojisi ve daha düşük küresel ısınma potansiyeline sahip bir soğutucu akışkan olan R-32 ile verimliliği artırırken ozon tabakasına zararı önledi. Yerlileştirme projesi ile Türkiye’den aldığı ürünlerle 2 milyon euro maliyet avantajı sağlayan şirket; nakliye gideri ve yakıt tüketimini düşürerek karbon emisyonunu azalttı. 2020 yılı temmuz ayında devreye alınan GES projesiyle Hendek’teki fabrikasının enerjisini buradan elde ederken, sera gazı emisyonlarını da yüzde 63 azalttı. Su tüketimini titizlikle takip eden Daikin, gerekli tedbirleri alarak 14 bin 500 metreküp su tasarrufu sağladı. Çeşitli uygulamalarla da aydınlatmada yüzde 70, doğalgazda ise yüzde 30 tasarruf etti. 513 ton atığı geri kazandırdı. Ar-Ge’ye büyük önem veren şirket, bu departman için 22 milyon TL bütçe ayırdı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve F-Gazlarının yönetimini belirleyen Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik gereği Tüm Daikin servis personeli F-Gaz Sertifikası aldı. 2050 yılına kadar 1 milyon ağaç dikecek olan şirket, Daikin ormanları kuracak. Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, “2050’ye kadar net sıfır karbon emisyonu hedefi koyduk. 2030’da bunun yüzde 50’sini yakalamayı amaçlıyoruz. Bu hedefimizi diğer şirketlerin de örnek alacağını ümit ediyoruz.” dedi.
Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı hayata geçirmek için adımlar atarken şirketler, bu konuda öncü uygulamalarıyla dikkatleri üzerine topluyor. Tüm üretim ve yönetim süreçlerini sürdürülebilirlik politikaları üzerine geliştiren Daikin Türkiye, bu yönde yaptığı çalışmaları bir raporla yayımladı. Şirketin açıkladığı 122 sayfalık ‘Sürdürülebilirlik Raporu’nda, tedarik zincirinden lojistiğe, Ar-Ge merkezinden çevre vizyonuna, operasyonel verimlilikten iklim değişikliği ve enerji politikalarına, su ve atık yönetiminden insan kaynakları yönetimine dair tüm süreçler verilerle anlatılıyor.
F25 stratejisi baz alındı
Raporda dünyada 160’tan fazla ülkede faaliyet gösteren Daikin’in sürdürülebilirlik hedefleri de paylaşılıyor. 2050’ye kadar tüm faaliyetlerinde, sattığı ürün ve çözümlerinde sera gazı emisyonlarını net sıfıra indirmeyi hedefleyen Daikin, Daikin FUSION 25 (F25) adını verdiği bir strateji programı oluşturdu. 2025 sonuna kadar çeşitli temalar altında Daikin şirketlerinin temel stratejilerini içeren F25 hedefleri, Daikin Türkiye tarafından da benimsenmiş ve hedefler doğrultusunda stratejilerini bu doğrultuda oluşturmuştur. Bu stratejiler “küresel çevresel sorunların çözümlerine ürün ve hizmetleri ile liderlik eden iklimlendirme markası olmak ve karbon nötr şirket haline gelmek” olarak özetleniyor.
Şirketlere örnek olacağız
Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, son yıllarda iklim değişikliğine paralel olarak küresel sıcaklıkların da artması ile birlikte iklimlendirme ürünlerinin toplumları destekleyen altyapıların önemli bir parçası haline geldiğini söyledi. Daikin’in en büyük amacının sürdürülebilirlik olduğunu belirten Önder, “Daikin olarak iklim değişikliği ile mücadelemizi üç ana başlıkta topladık. Bunları şehirlere, dünyaya ve insanlara değer katmak olarak özetleyebiliriz. Global hedeflerimizi bu ana başlıklarda eylemlere dönüştüreceğiz. Bunun ilk adımı olarak da ilk defa yayınladığımız Daikin Türkiye Sürdürülebilirlik Raporu’muzu hazırladık. Daikin’in global felsefesine uygun olarak bu çalışmalarımızı gelecek beş yıllık planlarımız dahilinde bu başlıklar altında hayata geçireceğiz.” dedi. 2050’ye kadar net sıfır karbon emisyonu hedefi koyduklarını belirten Önder, “2030’da bunun yüzde 50’sini yakalamayı amaçlıyoruz.” diye konuştu.
36 parçayı yerlileştirdi
Daikin Global’in sürdürülebilirlik hedeflerini içselleştiren Daikin Türkiye, ilk sürdürülebilirlik raporunda paylaştığı bilgilere göre, 2020 yılı için yurt dışından temin edilen 36 farklı parçada yerlileştirme projesi yürüterek, 2 milyon euro maliyet avantajı sağladı. Bu kapsamda malzeme temin süreleri 12 haftadan 4 haftaya, stok seviyeleri ise 4 haftadan 1 haftaya indirildi. Nakliye giderlerinin ve yol mesafesinin azaltılması ile yakıt tüketimleri de düştü ve karbon emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunuldu. Yine raporda paylaşılan ‘Doğrudan Yükleme’ projesi ile acil olan ürünlerin tır, acil olmayan ürünlerin gemi ile gönderimi sayesinde grup şirketleri içi transfer maliyetleri azaltıldı.
15 bin 400 metreküp su tasarrufu sağladı
5 yıllık periyotlarda somut çevresel hedefler belirleyen Daikin Global, üretilen atık su tüketimi, karbondioksit emisyonu ve uçucu organik karbonda 2030 yılına kadar yüzde 15 azaltım hedefliyor. Bu kapsamda 2015 yılında ilk defa “Yeşil Kalpli Fabrika” belgesini alan Daikin Türkiye Hendek Üretim Tesisi’nde ters ozmos atık suyu ham su tankına alınıp tekrar kullanılarak yıllık 15 bin 400 metreküp su tasarrufu sağlandı. 450 watt’lık halojen armatürler 130 watt’lık LED armatürlerle değiştirilerek aydınlatmada yüzde 70 tasarruf edildi. Radyant ısıtıcılarda çift kademeli ve zaman ayarlı çalışma sistemine geçilerek yüzde 30 oranında doğal gaz tasarrufu sağlandı. Üretim tesisine inşa edilen çatı güneş enerji santrali (GES) projesi ile tesisin elektrik ihtiyacının yüzde 90’ı yenilenebilir elektrik üretiminden karşılanmaya başlandı. Böylece yıllık 6 bin 500 MWh elektrik tasarrufu ve yaklaşık 4 bin 29 ton karbondioksit azaltımı sağlandı. Klima üretiminde, küresel ısınma potansiyeli (“GWP”) değeri 2.088 olan R410A gazından, bu değerin 3’te biri büyüklüğünde (GWP 675) olan R-32 gazına geçildi. Karton ambalajlar yerine yeniden kullanılabilir ambalaj kullanımı ile ayda 10 ton atığın önüne geçildi. Sosyal sorumluluk projesi kapsamında tekrar kullanılabilen bez çanta dağıtılarak plastik ve kâğıt poşet kullanımının önüne geçildi.
513 ton atık geri kazanıldı
Sıfır Atık konusunda hassas olan Daikin Türkiye, ÇEVKO Vakfı üyeliğiyle ürün ambalajlarından kaynaklı çevre kirliliğini engellendi. Yurt içinde piyasaya sürülen ürünlerden kaynaklanan 178 ton plastik, 335 ton karton ambalaj atığı olmak üzere toplam 513 ton atık piyasada toplatılarak geri dönüşüme kazandırıldı. Daikin Türkiye’de üretimden kaynaklı atıkların geri kazanımı ve dönüşümünün lisanslı firmalar aracılığıyla sağlandığı belirtilen raporda, 2020 yılında 1.658 ton metal ve 1.783 ton ambalaj atığının lisanslı firmalar aracılığı ile geri dönüşüme gönderildiği vurgulandı. 51 ton kâğıt ve 82 ton tehlikeli atık ise lisanslı firmalar aracılığıyla enerji geri kazanımında kullanıldı.
R-32 soğutucu akışkan ile verimlilik arttı
Alternatif soğutucu akışkan arayışında; akışkanın ozon tüketme potansiyeli (ODP), küresel ısınma potansiyeli (GWP), enerji verimliliği, güvenlik, maliyet etkinliği gibi birçok faktörü etkilediği belirtilen raporda, R-32 soğutucu akışkanının klimalar ve ısı pompaları için en dengeli çözüm olduğu vurgulanıyor. Yüksek enerji verimliliği sağlayan ve ozon tabakasına zarar vermeyen R-32 soğutucu akışkanının GWP değerinin, R-410A’nın sahip olduğu GWP değerinin yalnızca üçte biri olduğu belirtilirken, tek bileşenli bir akışkan olması nedeni ile geri dönüşümü ve yeniden kullanımı kolay olduğuna dikkat çekiliyor. 2012’de R-32 soğutucu akışkanını ve bu akışkan için özel olarak geliştirdiği kompresörü konut tipi klimalara adapte eden Daikin, hali hazırda R-32’yi split klimalar, multi split klimalar, ticari klimalar, ısı pompaları, Chillerler ve VRV sistem klimalarda kullanıyor. Temel soğutma ve split klima eğitimleri içerisinde Daikin Türkiye’nin tüm servis personeline R-32 soğutucu akışkanının doğru kullanımı hakkında Daikin Türkiye Akademi bünyesinde teorik ve pratik eğitimler veriliyor. 2017 ve 2019 yılları arasında R-32 soğutucu akışkanı hakkında bayileri ziyaret eden Daikin Türkiye, iklim değişikliği hakkında da bilgilendirme yaptı. 2017 yılından itibaren de yürütülen çalışmalarla çeşitli bölgelerdeki 17 üniversiteyi ziyaret ederek R-32 ve güncel teknolojiler hakkında seminerler düzenleyen Daikin Türkiye, bu konuda farkındalık oluşturdu. Daikin Türkiye Deneyim Merkezi’nde düzenlenen tüm sektörel etkinliklerde de bu konu paylaşılarak bilinç düzeyini artırmayı hedefliyor.
Sera gazı emisyonunu yüzde 63 azalttı
İklim değişikliğini tetikleyen en önemli etken olan sera gazı emisyonlarının önüne geçmek için çalışan Daikin Türkiye, faaliyetleri için fosil yakıt tüketimleri kaynaklı doğrudan (Kapsam 1) sera gazı emisyonları, satın alınan elektrik kaynaklı enerji dolaylı (Kapsam 2) emisyonları ile satın alınan ürün ve hizmetler, enerji dolaylı faaliyetler, iş seyahatleri ve servisler ile sattığı ürünlerin kullanımından kaynaklı diğer dolaylı (Kapsam 3) emisyonlarını takip ediyor. 2020’de güneş enerjisi projesini hayata geçiren ve radyatör üretim tesisinin kapatan şirket, Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı emisyonlarını yüzde 63 azalttı. Daikin, yüksek verimli dünyanın en küçük kombisi olan “NDJ” ve yarı yoğuşmalı kombisi olan “Condense” ile kombi ürünleri kaynaklı karbon salımının azaltılmasına yardımcı oluyor.
1 milyon ağaçla Daikin ormanı kuracak
2021 mart ayında 1 milyon ağaç dikme projesinin başlatıldığı belirtilen raporda, Daikin Ormanları’nın kurulacağı vurgulanıyor. Şirket, bu kapsamda projenin ilk etabı için Ege Orman Vakfı ile iş birliği kurarak, İzmir Kınık bölgesinde 30 bin adet fidan bağışı ile birinci faz hedefini gerçekleştirdi. Böylece yaklaşık 12.000 ton karbondioksit eşdeğeri sera gazı emisyonu denkleştirildi. Projeyi tüm paydaşlarıyla birlikte yürüterek farkındalığı artırmayı da hedefleyen Daikin Türkiye, her bireysel ev tipi ürün müşterisi için onlar adına bir fidan bağışı yapıyor.
Daikin inovatif ürünler geliştiriyor
Daikin’in 97 yıllık iklimlendirme birikiminin en önemli parçalarından birisi olan Ar-Ge yetkinliği, Daikin Global Teknoloji ve İnovasyon Merkezi’nden Daikin’in küresel ağına aktarılıyor. Doğrudan Daikin Europe N.V.’ya bağlı olan Daikin Türkiye Ar-Ge Merkezi’nde gerçekleştirilen faaliyetlerde ürün geliştirme ve yenileştirme konuları için Japonya’da yer alan ve farklı alanlarda 700’ü aşkın uzmanın çalıştığı Daikin Teknoloji ve İnovasyon Merkezi’nden de doğrudan destek ve bilgi sağlanıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında ortaya konulan iklim hedeflerini içselleştiren Daikin Türkiye Ar-Ge Merkezi, doğal gaz yakan ürünler yerine daha çevreci bir çözüm olabilecek hidrojen katkılı yakıt kullanımına yönelik çalışmalar yürütüyor.
AR-GE’ye 10 milyon euro ek yatırım yapacak
2011’de kurulan, çalışan sayısını 3.5, bütçesini ise 5 kat artıran Ar-Ge Merkezi, Daikin Europe N.V.’nin en hızlı büyüyen bağlı Ar-Ge merkezi konumunda bulunuyor. ‘AR-GE 250 Türkiye’nin En Çok Ar-Ge Harcaması Yapan Şirketleri’ listesinde de 18 basamak yükselerek 111’inci sırada yer alan Daikin Türkiye, faaliyet döneminde Ar-Ge merkezi uygulamaları için 17.3 milyon TL tutarında bütçe ayırdı. 2021 mali yılı için ise 22 milyon TL’yi aşkın bir Ar-Ge bütçesi ayrıldı. 2020 faaliyet döneminde 3 yeni proje başlatan Daikin Türkiye Ar-Ge Merkezi, devam eden 3 projeyi ise başarıyla tamamladı. Mevcutta 15 projenin devam ettiği merkezde, 2016 faaliyet döneminden beri 25 adet proje tamamlandı. Daikin Türkiye, 2025 yılsonuna kadar 10 milyon euro ek yatırımla Ar-Ge istihdamını 100 kişiye çıkarmayı hedefliyor.
Kadın çalışan oranı yüzde 45’e çıkacak
Fırsat eşitliğine yüksek önemin verildiği belirtilen raporda, kadın istihdamını artırıcı uygulamalarla kadınların işgücüne katılımına destek olunduğu vurgulanıyor. Raporda, 2019’da Daikin Türkiye Merkez Ofisi bünyesinde kadın çalışan oranının yüzde 29 olduğu, bu sayının yüzde 33’e çıkarıldığı belirtiliyor. Daikin Türkiye F-25 İnsan Kaynakları Stratejileri kapsamında 2025 yılına kadar mavi yakalı kadın çalışan oranını yüzde 50’ye, toplam kadın çalışan oranını ise yüzde 45’e çıkarmayı hedefleniyor.
Teknisyenler ve servis personele F-Gaz sertifikası
Daikin Türkiye, servis personelinin Mesleki Yeterlilik Kurumu Florlu Sera Gazlı Cihazlar Teknik Personeli - Seviye 5 Ulusal Yeterliliği kapsamında yetkili kuruluşlarca belgelendirdi. Tüm teknisyenlerini F-Gaz sertifikasyon sürecine tabi tutan Daikin Türkiye Akademi iç eğitmenleri tarafından servis personeline eğitim desteği sağlandı. Daikin Türkiye bünyesinde hizmet veren ilgili tüm servis personeli girdikleri sınavda başarılı olup F-Gaz Sertifikası’nı almaya hak kazandı. Sertifikasyon programı ile Türkiye’deki Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmeliğe tam uyum sağlandı, teknisyenlere verilen nitelikli eğitim ile küresel ısınma, atık gazlar, sızıntı kontrolü, gaz temizliği ve benzeri konularda çevre bilinci ve yüksek kaliteye yönelik bilgiler kazandırıldı.