“Bu iktidarın vedası; bu milletin felahı, refahı ve geleceği olacaktır”
Demokrat Parti’nin 75. Kuruluş Yıldönümü bu yıl Konya’da kutlandı.
Kutlama programı Konya il Kongresi vesilesiyle Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, Genel Başkan Yardımcıları, Genel Merkez yöneticileri, teşkilat mensubu il ve ilçe başkanlarının katılımıyla Konya’da gerçekleştirildi.
“Hafik Belediye Başkanı Selahattin Çuhadaroğlu Demokrat Parti’ye katıldı”
Konya Anemon Otel’de gerçekleştirilen ve Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ile Konya İl Başkanı Hasan Varlısenet’in de birer konuşma yaptığı programın sonunda daha evvel Demokrat Parti’de ilçe başkanlığı görevinde bulunmuş, son seçimlerde MHP’den seçilmiş Hafik Belediye Başkanı Selahattin Çuhadaroğlu da partiye katılım sağladı.
“Ümit ederim ki biz ABD’deki aynı durumu 2023’te yaşamayız”
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, “Bizler memlekete divane birer dervişiz; fikrimiz de millet zikrimiz de millet!” diyerek başladığı konuşmasında ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Uysal, ABD’de meydana gelen olaylarla ilgili olarak “ABD’nin başkentinde Kongreyi bastılar. Bir dengesiz, bırakmamak için tüm kurumları yerle bir edecek bir tavır içerisinde. Tahrik ettiği insanlar kongreyi bastı. Türkiye’de ise bakıyorum; Meclis Başkanından hükümet yetkililerine kadar hepsi akıl veriyorlar. Orada olup biteni izleyince ister istemez düşündüm; ümit ederim ki biz aynı durumu 2023’te yaşamayız” diye konuştu.
“Önceki Ak Partili rektörden randıman alamadınız mı?
Genel Başkan Uysal, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar üzerine ise “Boğaziçi Üniversitesinin bir önceki rektörü de zaten Ak Parti Milletvekilinin kardeşiydi, ondan bile randıman alamadınız” dedi ve peşinden önce sakal bırakıp sonra sakalını kesen ve sakaldan randıman alamadığını söyleyen bir Bayburtlu hikayesi anlatarak göndermede bulundu.
Tarım Bakanından Milli Eğitim Bakanına, Salık Bakanından Meclis Başkanına, TÜİK’ten KÖİ projelerine kadar değerlendirmeler yapan Uysal, iktidara sert eleştirilerde bulundu.
İki saate yakın süren konuşmasında Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal’ın yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:
“Memlekete divane birer dervişiz; fikrimiz de millet zikrimiz de millet!”
Konya’da, Mevlana Hazretlerinin manevi huzurunda, Selçuklu’nun başkentliğini yapmış bu bereketli topraklarda böyle anlamlı bir günde sizlerle birlikte olmanın değeri bambaşka.
Bugün, bu Aziz Milletin mutemet bildiği partimizin, adalet ve demokrasinin teminatı bu hareketin kuruluşunun 75. Yıldönümü. 75 yıldır derdi millet, davası memleket bu hareketin yıldönümü.
Hani diyor ya Mevlana Hazretleri; “Aşk nasip işidir hesap işi değil! Aşk adayıştır arayış değil!” Siyasal hesaplarla, günlük kaygılarla, dünyevi telaşlarla değil aşkla geçmiş 75 yıl. Millete yaslanarak, kendini millete, memlekete adayarak geçen 75 yıl.
Bizler memlekete divane birer dervişiz; fikrimiz de millet zikrimiz de millet! Bizler Yassıada’yı, Zincirbozan’ı “çilehane” bilmiş, yasaklar ve zindanları “erbain” olarak değerlendirmiş bir davanın sahipleriyiz. Her inziva döneminde millet için, memleket için Allah’a dua etmiş, asla şahsi ikballer peşine sürüklenmemiş bir anlayışın neferleriyiz. Biz bitmeyiz inşallah, bitmez bizim memleket, devlet sevdamız.
Dile kolay; 75 yıl! 75 sene evvel, millet aşkı ile hayata başlayan, hizmet aşkı ile dağa taşa yayılan demokrat gelenek, bugün işte bu 75 yıllık emeğinin, 75 yıldır aldığı hayır dualarının sayesinde ve elbet, başta milletin kalbinde ayaktadır.
Demokrat gelenek, kutlu bir davanın hizmetini, nerden gelirse gelsin zulmün hezimetini gaye edindik. İşte bu gaye, Demokrat Parti’yi 75 yıllık ömründe, her daim zulmün hedefi haline getirmiş, Türk siyasi tarihinin gerçek mağduriyetini demokratların yaşamasına sebep oldu.
Her ne şartta olursa olsun, demokrasi inancı ve göğsündeki imanı ile her türlü zorluğa sebat eden demokratlar, milletin sevgisini ödül bilebilmiştir, bilmeye de devam edecektir.
“Vur kazmayı Ferhad, çoğu gitti azı kaldı”
Konya’dayız, Mevlana’dan çokça söz etmek icap eder. Yine Mevlana Hazretleri’nin bir sözünü hatırlatmak istiyorum; “Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa, güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.”
Hani diyor şair; “Vur kazmayı Ferhad, çoğu gitti azı kaldı.” Allah’ın izniyle bu zulüm dönemini, bu yağma dönemini, bu kravatlı soygunlar dönemini yine demokratlar olarak bizler işte bu 75.yıldönümünde Konya’da yeniden mücadele olarak vatan toprağının sinesine düşüreceğimiz, gönüllere düşüreceğimiz cemreler misali kıyama kalkarcasına bu dönemi de hep beraber bizler bitireceğiz.
Az kaldı kıymetli dostlarım, az kaldı. Millet için gücünü milletten alarak, milletin kazancı için koşturup milletin refahına tanık olmaya az kaldı. Bu Aziz Milletin adaletle buluşmasına, demokrasiye ulaşmasına, bizlerle buluşmasına az kaldı.
Bakın günbegün büyüyoruz. Millete olan aşkımızla büyüyoruz, millet için kurduğumuz hayallerimizi büyütüyoruz ve Yeniden Büyük Türkiye ülküsü için bir kez daha vira bismillah diyoruz. Bir de hatırlatma yapmak istiyorum, bizler bizler Besmeleden nemalanmak için değil rahmet umarak çektik, çekiyoruz.
“Türkiye’nin bir “demokrasi” tarihi varsa bu Demokrat Parti sayesindedir”
75 yıl; koca bir ömür aslında. Anlatmak zor belki ama anlamak zor değil. Koca bir ülkenin her köşesinde hizmetleri ile imzasını atmış bir koca çınar Demokrat Parti. Dahası bugün en temel tartışmalarımızın bile 75 sene önce cevabını vererek, bu ülkenin en temel sorununun demokrasi olduğunu söyleyerek dahi büyük bir hizmet vermiştir.
Türkiye’nin bir “demokrasi” tarihi varsa bu Demokrat Parti sayesindedir. Dahası bugün tartışılabilecek kadar dahi olsa var olan demokrasinin harcını demokratlar karmıştır. Kaynakları yeterli, üretim araçları yetkin, üreticisi istekli Türkiye’nin yaşadığı kriz sadece ve sadece gelmeyen adalet ve işlemeyen demokrasi temellidir.
Bakın bizler “demokrasi ekmeğimiz, aşımız” diyoruz. Ve nihayetinde iktidarın demokrasiyi örseleyerek milletin ekmeğini askıya, aşını nasıl azıya aldığını da görüyoruz. İnsanını yaşatamayan, esnafı, çiftçiyi, üreticiyi mağdur eden, bir devlet teşekkülü düşünülebilir mi.. Hesap vermeyen, kendi hesapları nedeniyle memlekete dair hesapları erteleyen, hatta memleketin geleceğini hiç hesap etmeyen bir anlayış var karşımızda.
“Bu iktidarın vedası artık bu milletin felahı olacaktır, refahı ve geleceği olacaktır”
Tümüyle, her alanda yaşanan bir krizin ortasındayız. Çıkış için gösterilen her yolu kendileri için “gidiş” olarak tasavvur edenlerin hegemonyasında bir memleket olduk. Milletin huzuru adeta bu iktidarın huzursuzluğu haline gelmiştir. Ve iktidarın vedası artık bu milletin felahı olacaktır, refahı ve geleceği olacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) neredeyse bir illüzyon kurumu haline geldi. İşsizlikle mücadele etsinler dedik, sayılarla mücadele ettiler. Enflasyonla mücadele etsinler istedik, gerçek enflasyon rakamlarını açıklayanları görevinden ettiler. Salgınla mücadele etsinler istedik, salgına dair gerçekleri konuşanlara müdahale ettiler.
“İktidar bugün hangi değeri bayraklaştırmışsa o değerin altında kalmıştır”
Bizim istediğimiz; milletin hakikatle karşı karşıya kalmasıdır. Aslında görülüyor ki bu iktidar kendisiyle mücadele etmiştir. Dün söylediklerini unutmuş, 2002’de ortaya koydukları hangi iddia varsa, hangi değeri bayraklaştırmışlarsa o değerin altında kalmışlar ve kaybetmişlerdir. Bugün, söyleyecek sözleri kalmamıştır. İnanın yalanları da yoktur. Yalanları da kalmayınca bu milletin ortak değerleri olan ne kadar milli dini değerleri varsa onları sirküle ederek acaba bu havuzdan yeniden su alabilir miyiz telaşındalar. Ama bilsinler ki milletimiz uyanmıştır. Milletimizi artık uçuyoruz, kaçıyoruz diyerek sattığınız hayallerle avutabilme imkanınız yok.
“Ankapark’ın hesabını sormayanlar
İstanbul Borsası’nın yüzde 10 satışı ile övünüyor”
DP Basın Merkezi