DSP'li Dr.Handan Toprak Benli'den Yerli Aşı Açıklaması

DSP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, Turkovac aşının biran önce üretime geçmesi gerektiğini belirterek, “Dünya Sağlık Örgütünden de acil kullanım izni alınması gerekiyor. Bunun derhal acil kullanım izni alınıp Sağlık Bakanlığı’nın yerli aşıyı devreye sokmasını bekliyoruz” dedi.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, pandemi ve aşı çalışmalarıyla ilgili değerlendirmede bulundu.

 

CUMHURİYETİN KURUMLARI KAPATIRKEN BİN KEZ DÜŞÜNMEK GEREKİR

Aşı konusunda toplumda ciddi kafa karışıklığı yaratıldığını dile getiren DSP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, “Cumhuriyetin değerlerini kurumlarını kapatırken bir değil bin kez düşünmemiz gerekiyor. Hıfzıssıhha merkezleri kapatıldı. Cumhuriyet’in kurumlarının bir bir kapatıldığı gibi aşı üretmiyoruz ve biz uluslararası aşı endüstrisinin müşterisi olduk. İşte aşı karşıtlığının ve halkın kafa karışıklığının temel nedeni bu. Çünkü ülkemiz, uluslararası aşı endüstrisinin müşterisi oldu ve insanlarımız bu durum nedeniyle endişeli” dedi.

100 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti kurulurken sadece bağımsızlık mücadelesi değil salgınla da mücadelenin başlatıldığına dikkat çeken DSP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, “Bundan 100 yıl öncesine bakmak lazım, Cumhuriyetin kurulduğu dönemler, Birinci Dünya Savaşı, 100 yıl sonra aynı şeyleri yaşıyoruz. O zaman da İspanyol gribi salgını vardı. Ve o kadar insan kaybedildi. Sonra işte savaşlar, işgaller, Cumhuriyetin kurulması ve salgınla savaş. Cumhuriyet kurulurken, sadece ve sadece işgalle savaşmadı kurtuluş savaşını verip işgalden sonra Cumhuriyeti kurdu ve salgınla savaştı. İsimleri de Verem Savaş, Sıtma Savaş. Yani savaş salgınla devam etti. Düşünsenize fakr-u zaruret içinde kurulmuş bir devlet ve öyle bir savaş veriyor ki; en büyük savaşın ve bu savaşın da altından kalkması salgınla savaştır. Bir o kadar da önemlidir, emperyalizme karşı işgale karşı verdiği kurtuluş savaşı kadar. Onun için de bugün onlara değineceğiz bugün ki noktaya nasıl gelindiğini görmüş olacağız. Şimdi Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında iki tane teknik adam kendisini çok iyi anlayan, birisi eğitimle ilgili az önce söylediğimiz gibi köy enstitülerini kurdu Hasan Ali Yücel, bir de Doktor Refik Saydam vardı. Bu da salgınla savaşı yapan ve salgınla savaş veren verem savaş dispanserleri kurulmuş, ondan sonra ilk pandemi hastanesi Türkiye’nin Heybeli Ada’daki hastanesidir” şeklinde konuştu.  

Halkın kafasının karışma nedenleriyle ilgili de bilgi veren DSP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, “Aşıdan insanların kafası karışıyor. Şimdi salgın nedir? Halk sağlığı kuralları ile salgından korunabiliriz. Hani maske, mesafe, temizlik diyoruz ya onun yanında ne var; aşı. Aşı salgın hastalıkları yok eder mi? Evet. Aşıyla yok olmuş virüs var mı? Var. Bildiğimiz gibi çiçek bir, çiçek olan son jenerasyonuz. Benim kolumda çiçek aşısı skarı var. Ve Aşık Veysel’in kardeşleri ölmüş kendisi de gözlerini kaybetmiştir, kör olmasının sebebi çiçek hastalığıdır. Bugün yeryüzünde çiçek hastalığı var mı? Yok. Neden yok oldu? Aşı ile yok oldu yani aşı bir virüsü silebiliyor.

Eskiden bizim dönemlerimizden sosyoekonomik oku yazarlık düzeyi düşük insanlar ve kendisini aidiyeti de farklı hisseden insanlar, kısırlaştıracağımızı düşünerek aşı yaptırmak istemezdi. Ama şimdi entelektüel insanlarda aşıdan imtina ediyorlar.

Bunun sebebi ne biliyor musun; hıfzıssıhhaların kapatılması. Türkiye Cumhuriyet’inin kurumlarının, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu kurumlar kapatıldığı için. 2011’de hıfzıssıhha merkezi kapatılmasaydı biz aşı üretiyor olsaydık, bugün halkımızın aşıya karşı olmazdı, önyargılı bakmazdı.
Devletin, ulus değil kendi vatandaşını korumak için yaptığı bir görevdir aşıyı üretmek. Aşıyı üretecekti, biz aşımızı olacaktık, salgını da bertaraf etmiş olacaktık. Türkiye bununla en başta başa çıkmış olacaktı ve bunu diğer devletlere gönderebilirdik, satabilirdik” ifadelerini kullandı.

İktidara Hıfzıssıhha merkezlerinin neden kapatıldığını soran Dr. Handan Toprak Benli, şu şekilde konuştu; “Ne oldu bize, hıfzıssıhha merkezleri neden kapatıldı. Cumhuriyet’in kurumlarının bir bir kapatıldığı gibi aşı da üretmiyoruz. Biz ülke olarak uluslararası aşı endüstrisinin müşterisi olduk. İşte aşının kafa karıştırmasının nedeni uluslararası aşı endüstrisinin müşterisi olmak, insanları endişeye sevk ediyor. Diyor ki bu aşı doğru mu? Bana başka zarar verir mi çünkü insanların bu sektöre güvenleri yok. Onun için şimdi bakın yüz yıl sonra artık ne olacak bundan sonra salgın mı olacak diyen insanlar. Ne oldu dünyayı iki yıl evine kapattı. Ekonomileri kilitledi, şuan da Türkiye ekonomik olarak bu sıkıntıları yaşıyor. Eğer Cumhuriyet’in salgınla savaşta kurduğu bu kurumlar kapatılmasaydı bugün biz aşımızı üretiyor, kısa zamanda aşısını yaptırmış bir ülke olacaktık. İşte bu halk, devletine geçmişten beri aşı olurken hiçbir güvensizlik yaşıyor muydu? Biz girerdik okullara, evlere, herkes de aşılarını yaptırırdı. Giderdik onlara da anlatırdık, aşı olmadıklarını da öğrenmiş olurlardı, aşıları yapılırdı. O nedenle de bugün aşı konusunda ki kafa karışıklığı gelinen durumlar çok önemli kurumların kapatılması ve bunları toplum hafızasına uzaklaştırılmasıdır.”

DSP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, Turkovac aşının biran önce üretime geçmesi gerektiğini belirterek, “Dünya Sağlık Örgütünden de acil kullanım izni alınması gerekiyor. Bunun derhal acil kullanım izni alınıp Sağlık Bakanlığı’nın yerli aşıyı devreye sokmasını bekliyoruz. Bunun derhal acil kullanım izni alınıp Sağlık Bakanlığı’nın yerli aşıyı devreye sokmasını bekliyoruz” dedi.