EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü, her yıl hazırladığı ve bu yıl 19.’sunu yayınladığı Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2020 Raporu’nu bir basın toplantısı ile açıkladı. Rapora göre, dünyada birleşme ve satın alma aktivitesinde 2019’a kıyasla işlem hacminde önemli bir oranda düşüş gerçekleşti. Türkiye’de işlem adedi geçtiğimiz yıl ile aynı seviyede oluşurken, toplam işlem hacminde ise ciddi bir artış meydana geldi. Rapora göre, işlem değeri açıklanan 89 birleşme ve satın alma işleminin toplam değeri, 2019 yılına göre %153 artarak 6,9 Milyar ABD Dolarına ulaştı. Değeri açıklanmamış 120 işlem de dâhil edildiğinde toplam hacmin yaklaşık 9 Milyar ABD Dolarına çıktığı tahmin ediliyor. Toplam işlem büyüklüğündeki artışı, Türkiye Varlık Fonu’nun işlemleri ile başta Peak Games işlemi olmak üzere, bilişim sektöründeki işlemlere bağlayan EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar, işlem adedinin COVID-19 salgınına rağmen geçtiğimiz yıla paralel seyretmesine dikkat çekerek, yerli yatırımcıların önceki yıllarda olduğu gibi toplam adet içerisindeki ağırlığını koruduğuna işaret etti. Rapora göre, salgın ortamının yavaşlaması ve ekonomik göstergelerdeki iyileşmelerle birlikte 2021’in işlem hacmi ve adedi açısından 2020 yılına kıyasla daha aktif bir yıl olması bekleniyor.
Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firması EY’ın (Ernst & Young) Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü, her yıl yayınladığı ve bir başvuru kaynağı olarak kabul edilen Birleşme ve Satın Alma İşlemleri Raporu’nun 19.’sunu açıkladı. Rapora göre; Türkiye’de işlem sayısı 209 ile 2019 yılına paralel seyrederken, işlem hacminde ise 6,9 Milyar ABD Doları ile %153 artış gerçekleşti. EY Türkiye 2020 yılında şirket birleşme ve satın alma işlemlerini değerlendirirken;
- Türkiye Varlık Fonu (TVF) kaynaklı işlemleri,
- Bilişim sektörünün payının gittikçe artmasını ve
- Başlangıç aşamasındaki girişimler açısından bir ekosistem oluşmaya başlamasını
ön plana çıkardı.
2021 yılı için ise salgının yavaşlaması ile beraber yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin artacağı, ekonomi politikalarındaki değişimin yatırımcı güvenine yansıyacağı ve beklenen kamu kaynaklı işlemler ile salgın nedeniyle ertelenmiş bazı özel sektör işlemlerinin gerçekleşmesine bağlı olarak 10 Milyar ABD Dolarının üzerinde bir işlem hacmine ulaşılabileceği öngörülüyor.
COVID-19 salgının yarattığı olumsuz ortama rağmen şirket birleşme ve satın alma işlemleri açısından nispeten canlı bir yıl geride kaldı
Rapora göre, Covid-19 salgınının yarattığı olumsuz ortamın hâkim olduğu 2020 yılında, tüm dünyada birleşme ve satın alma işlem adedi 2019 seviyelerine benzer gerçekleşirken, işlem hacminde önemli miktarda düşüş gerçekleşti. Ülkemizde ise 2020 yılında işlem adedi 209 ile 2019 yılı seviyesinde gerçekleşirken, bunlardan 89 adedinin büyüklüğü açıklandı. Büyüklükleri açıklanan işlemler dikkate alındığında, toplam işlem hacminde 6,9 Milyar ABD Doları ile 2019 yılına göre %153 artış yaşandı. EY Türkiye’ye göre, bu artışın arkasındaki ana etken olarak kamu tarafında TVF’nin gerçekleştirdiği işlemler ile özel sektörde bilişim sektörü kaynaklı işlemler yer aldı. En büyük 2 işlem olan TVF’nin Turkcell satın alımı ile Peak Games’in Zynga’ya satışı işlemleri, toplam işlem büyüklüğünün %52’sini oluşturdu.
En büyük 10 işlemde TVF’nin doğrudan ya da dolaylı olarak taraf olduğu işlemler ağırlıklı olarak yer alırken, çok sayıda küçük tutarlı işlemin gerçekleşmesi özellikle yeni girişimler açısından bir ekosistemin oluştuğunun göstergesi olarak değerlendirildi.
Yerli yatırımcılar geçtiğimiz 5 yıldan sonra ilk kez toplam işlem hacminde yabancı yatırımcıları geride bıraktı
Rapora göre, 2020 yılındaki işlemlerden değeri açıklanan 25 işlem ile 3,1 Milyar ABD Dolarlık kısmını, alıcı tarafın yabancı sermaye kökenli olduğu işlemler oluşturdu. Böylece, yabancı sermayeli işlemlerin işlem adedi içindeki payı %31 ile genel eğilime uygun olmasına rağmen işlem büyüklüğü içindeki payı 2020 yılında %45’e indi. Bu oran son 5 yıldaki en düşük seviyeyi temsil ediyor. Yabancı yatırımcıların coğrafi dağılımına bakıldığında, ilk sırada toplam işlem hacmi içinde %31 pay alan ABD yer alırken, ABD’yi Katar ve Lüksemburg takip ediyor.
Yabancı yatırımcıların işlem hacminin COVID-19 salgınına rağmen artış gösterdiğine vurgu yapan EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü Ortağı İlhami Koç, “Yabancı yatırımcıların Türkiye odaklı gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2020 yılında 3 Milyar ABD Doları’nın biraz üstünde olduğunu görüyoruz. Bu rakam, geçen seneye oranla artış gösterirken, toplam büyüklük içerisinde %45 ile son 5 yılın en düşük seviyesini temsil ediyor. Oranın düşmesindeki ana etkenin, yabancı yatırımların azalmasından çok, TVF bünyesinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle yerli yatırımların artması olduğunu düşünüyoruz” açıklamasında bulundu.
Özel sermaye fonlarının Türkiye’ye ilgisi 2019 yılının ciddi şekilde üzerinde seyretti
2020 yılında özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği işlemlerin hem adedinde hem de hacminde 2019’a göre artış görüldü. Özel sermaye fonları, 2020 yılında 90 işleme imza atarak, değeri açıklanan işlemlerle toplam 3,4 milyar ABD Doları seviyesinde hacim gerçekleştirmiş oldu. Bu yıl, toplam işlem adedinin %48’ini oluşturan özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği işlemler arasında değeri açıklanan en yüksek hacimli işlem ise TVF’nin Turkcell’in %26,20 hissesini 1,8 milyar ABD doları bedelle satın alması oldu.
Özel sermaye fonlarının aktivitesinin önümüzdeki dönemde de 2020 yılında olduğu gibi iyi bir grafik çizeceğine değinen EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü Kıdemli Müdürü Mert Göknar, “Geçtiğimiz yıllarda ülkemizden uzaklaşan özel sermaye ve girişim fonlarının, 2020 yılı itibariyle Türkiye’ye yeniden ilgi göstermeye başlamaları beklenmekteydi. Ek olarak tarihe geçecek bir yılın ardından Türkiye geleneksel ekonomi politikalarına dönerek daha öngörülebilir bir döneme girdi. Bunun yanında pandemi şartlarına rağmen Türkiye’nin 2020’yi diğer dünya ülkelerinin aksine yatay bir büyüme ile kapatması bekleniyor. Bu sebeplerle 2020 yılında özel sermaye ve girişim fonlarının artan ilgisinin önümüzdeki sene de artarak devam etmesini, buna ek olarak bilişim sektöründeki işlemler ile birlikte start-up şirketlere yapılan yatırımların artmasını öngörüyoruz” açıklamasında bulundu.
2020’de bilişim sektörü birleşme ve satın alma işlemleri içerisindeki ağırlığını artırmaya devam ettirirken özellikle oyun sektörü ön plana çıktı
Ülkemiz farklı sektörlerde bir üretim üssü olduğundan uzun yıllar şirket birleşme ve satın alma işlemleri de bu sektörlerde yoğunlaşmıştı. Son yıllarda bilişim sektörünün gerek işlem sayısı gerekse işlem büyüklüğü içindeki payını arttırdığını görüyoruz ve 2020’yi bu eğilimin zirveye çıktığı bir yıl olarak değerlendiriyoruz.
2019 yılında bilişim sektörünün işlem adedindeki payı, 71 adet ile %33 civarındaydı. İşlem değeri açısından ise 232 Milyon ABD Doları işlem büyüklüğü ve %8,5 pay ile ulaştırma, imalat, perakende, finansal hizmetler ve kimya sektörlerinden sonra 6. sırada geliyordu. Başka bir deyişle, bilişim sektöründe işlemler daha çok küçük boyuttaki şirketlere yoğunlaşmıştı. Bu yıl ise bilişim sektörü birleşme ve satın alma işlemlerine hem işlem adedi hem işlem hacmi açısından damgasını vurdu. 2020 yılında gerçekleşen 209 işlemin %54’ünün bilişim sektöründen çıktığını ve işlem değeri olarak da 2,1 Milyar ABD Doları ve %31 pay ile telekom sektörü ile beraber zirvede yer aldığını görüyoruz.
Raporda, bilişim sektörü alt sektörleri itibariyle de değerlendiriliyor ve alt sektörler arasında oyun sektörü ön plana çıkarılıyor. Bu alanda 9 adet işlemle yaklaşık olarak 2 Milyar ABD Dolarlık işlemin gerçekleştiği belirtilirken, bu işlemler içerisinde 1,8 Milyar ABD Doları büyüklüğündeki Peak Games işleminin bu hacmin büyük bir kısmını tek başına oluşturduğu ifade ediliyor. Ayrıca, bu işlemin, sadece ülkemizde son yıllardaki en büyük satın alma ve birleşme işlemlerinden biri olmadığı, aynı zamanda dünya oyun sektöründe de ilgi gören bir işlem olduğu vurgulanıyor. Raporda, bu yıl gerçekleşen Peak Games ve Rollic Games işlemlerinin yanı sıra 2018 yılında gerçekleşen Gram Games işlemi de dikkate alındığında ülkemizin dünyada mobil oyun sektöründe ön plana çıkan ülkelerden biri haline geldiğine dikkat çekiliyor.
Kamu tarafında, Türkiye Varlık Fonu’nun gerçekleştirdiği işlemler yıla damgasını vurdu
Kamu kaynaklı işlemler açısından, Türkiye Varlık Fonu'nun alıcı ve birleştirici bir rol üstlenmesi nedeniyle, 2020 yılı istisnai bir yıl oldu. TVF, toplamda 2,8 Milyar ABD Dolarlık 8 işlemle, tek başına toplam işlem büyüklüğünün %40’ını oluşturdu. Özellikle TVF’nin Turkcell’in %26,20 hissesini 1,8 Milyar ABD Doları bedel karşılığında satın alması yılın önemli işlemlerinden biri oldu. Buna ek olarak, kamuya ait sigorta ve emeklilik şirketlerinin TVF çatısında birleştirilmesi amacıyla yapılan işlemler de dikkat çekti.
Rapora göre, 2021 yılında da kamu kaynaklı işlemlerin tüm birleşme ve satın alma işlemleri içerisinde önemli bir paya sahip olacağı tahmin edilmektedir. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından bazı enerji santralleri ve TDİ’ye ait bazı limanların satışı da 2021 yılında gündemde olacaktır. Bunun dışında TMSF’ye ait şirketlerin satışlarının ve yap – işlet – devret yöntemi ile yatırıma alınacak projelerinin ihalelerinin devam edeceği de öngörülmektedir. Ayrıca, yaptığı büyük işlemlerle 2020 yılında birleşme ve satın alma piyasasına damgasını vuran Türkiye Varlık Fonu kaynaklı işlemler de 2021 yılı için beklentiler dâhilindedir.
Küçük boyutlu işlemlerin artması, başlangıç aşamasındaki girişimler için bir ekosistem oluşmaya başladığına işaret ediyor
Raporda, başlangıç aşamasında yapılan yatırımların gittikçe arttığı belirtilirken, işlem büyüklüğü açıklanan 89 adet işlemin 39 adedinin bedelinin 1 Milyon ABD Dolarının altında olduğu vurgulanıyor. İşlem değeri açıklanmayan yatırımların büyük bir bölümünün de yine 1 Milyon ABD Dolarının altında olduğu tahmin ediliyor. Alıcı tarafta yer alan yatırımcıların çoğunun yerli ve yabancı girişim sermayesi fonları ya da melek yatırımcılardan oluştuğunun, özellikle, yerli girişim sermayesi fonlarının bu alanda daha fazla rol almasının beklendiğinin altı çiziliyor. EY Türkiye, bu verilerden yola çıkarak, ülkemizde start-up’lar için bir ekosistemin oluşmaya başladığına işaret ediyor.
2021 yılına ilişkin beklentiler ise, COVID-19 salgınının ve etkilerinin sene başında devam etmesine rağmen yılın ikinci yarısı ile beraber iyileşme döneminin başlayacağı yönünde. Bu beklentiler ile beraber raporda 2021 yılı için olumlu görüşler yer alıyor
EY Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2020 Raporu aynı zamanda 2021 öngörülerini de ortaya koyuyor. Raporda, 2021 yılında şirket birleşme ve satın almalarının önceki yıllara göre adet ve hacim olarak daha yüksek olması bekleniyor. Öncelikle, 2021 yılında beklenen önceki yıllara göre daha istikrarlı bir para politikası ve yüksek büyümenin şirket birleşme ve satın almaları için de olumlu bir ortam yaratması bekleniyor. Ayrıca, salgın nedeniyle baskı altında kalan ulaştırma, turizm ve perakende sektörlerinde yaşanabilecek hızlı bir toparlanma ile bu sektörlerdeki şirketlere olan ilginin tekrar canlanması da beklentiler arasında yer alıyor.
Raporda ayrıca, dünyayı etkisi altına alan salgın ile beraber teknoloji sektörünün nispeten olumlu etkilendiğine dikkat çekilerek, bu sektörde gerçekleşen işlem sayısının ve işlem hacminin giderek artmasının beklendiği vurgulanıyor. Bunun yanı sıra 2020 yılında pandemi sebebiyle ertelenen ve 2021 yılında hızlıca kapanması beklenen işlemler ve kamu sektöründe beklenen işlemlerin gerçekleşmesine bağlı olarak 2021 yılında şirket satın almaları ve birleşmelerinin işlem hacmi olarak 10 milyar ABD Doları seviyesinin üzerine çıkması tahmin ediliyor.
EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Özge Gürsoy Büyükavşar konuyla ilgili olarak; “2021 yılında salgın ortamının fazla uzamayacağını, yeni ekonomik programının istikrarlı bir büyüme sağlayacağını ve siyasi gerginliklerin ciddi bir tehdit oluşturmayacağını düşünüyoruz. Salgının yavaşlaması ile özellikle sınır ötesi satın alma işlemlerinin ivmelenmesini beklemekteyiz. Sınır ötesi işlemleri cazip kılacak bir başka faktör de uluslararası piyasalardaki düşük faiz ortamı ve bol likidite nedeniyle finansman olanaklarının açık olmasıdır. Yabancı şirketler düşük bir öz kaynak ve düşük maliyetli borçla yüksek büyüme sağlayan gelişmekte olan ülkelerdeki varlıkları kolaylıkla satın alabileceklerdir. Ülkemizin salgın dönemini diğer dünya ülkeleri aksine yatay bir büyüme ile kapayacak olması bunun yanında değişen ekonomi yönetimi ile beraber kur-faiz dengesinin yeniden sağlanması 2021 yılında daha istikrarlı bir para piyasası göreceğimizi işaret etmektedir. Tüm bu gelişmeler ışığında 2020 yılını salgına rağmen şirket birleşmeleri ve satın almaları konusunda gayet olumlu geçiren Türkiye için 2021 yılının da olumlu geçmesini bekliyoruz” açıklamasında bulundu.