Son FOMC toplantısından bu yana yaşanan gelişmeler dikkate değerdir. Pandemik mali teşvikin boyutu tartışılmaya devam etmektedir. Artan Covid-19 enfeksiyon oranlarının ekonomiye yeniden zarar verip vermediğine dair netlik de gerekiyor. Mevcut politika duruşunun değişmesi beklenmezken, ekonomik projeksiyonlar 2021 yılına ilişkin para politikası beklentilerini ölçmek için dikkatle izlenecek.
Aslında Fed için iki opsiyon var: Birincisi, ne zaman çıkacağı belli olmayan mali teşvikleri beklemeden masada olduğunu göstermek. Olası aksiyonun da QE’nin tutarında veya vade yapısında değişim içeren bir teknik ayarlama olması bekleniyor. Mali paket konusunda, 908 milyar USD’lik paketin ayrıntıları sunulmuş durumda. Paket üzerinde derin ayrılıklar hala söz konusu, özellikle eyalet yardımları ve işveren koruma kalkanı konusunda. Bu nedenle, Biden’ın Seçiciler Kurulu’nda başkan seçilmesinden sonra, Senato’nun kimde olacağı da önemli ve o 5 Ocak Georgia seçimlerinden sonra kesinleşiyor. Mali paketin Kongre’de geçme olasılığı kesin değil, hala Biden dönemine kalma ihtimali var. İkinci opsiyon ise; bu ayın sözel yönlendirme ile geçiştirilmesi. Fed, bu yolu seçse bile Ocak veya Mart toplantılarında QE aksiyonu gelecek görünüyor.
Tabii şu ortamda, Fed aksiyon alsın veya almasın genel güvercin duruşu korumak durumunda olacaktır. Fed’in 2023 yılına kadar hiçbir şekilde faiz artırmayacağı varsayımı, aşı veya mali genişleme ile gelecek bir ekonomik toparlanmayı denkleme dahil etmeyen bir kötü durum senaryosu. Ancak, Merkez bankaları sağlık krizinden çıkış ve ekonomik krizden çıkış arasındaki geçiş dönemi ne kadar süreceği belli olmadığından dolayı kötü durum senaryosuna uyumlu politikalar kullanmak durumundalar. Bunun örneğini, ECB varlık alımlarını 2022 yılına sarkıtarak gösterdi. Bir krizden çıkış aşamasını konuşabilmek için, QE ile ekonomide toparlanma bağını kurmamız gerekecek. Ancak QE’nin şu anda asıl bağ gösterdiği alan finansal piyasalar. Fazla likidite, para döngüsünü hızlandırmak yerine spekülatif etki yaratıyor. Aşı, sağlık acil durumunu ortadan kaldırabilirse o zaman bağıntıyı daha güçlü kurma şansımız olacaktır.
Aşı acil durumu ortadan kaldırıp da, ekonomide para rotasyonunun arttığını gözlemlediğimiz zaman da politikaların normalleştirilmesi aşamasını konuşuyor oluruz. Temel kanı, 2021 iyi geçerse Fed’in 2023 sonu olan faizleri artırma dönemini daha yakına çekebileceği üzerine oluşacaktır. Bunun için ekonominin canlanma etkisine girmesi, talebin normal koşullara yaklaşması ve bireylerin maddi yardımlar yerine düzenli gelir etkisiyle harcama yapmaları gerekecektir. Düzenli gelir ise istihdamın düzelmesiyle olacak bir iştir. Her ne şekilde olursa olsun, normalleşme önce bilançonun kademeli küçültülmesi, yani devlet tahvili ve MBS alımlarının azaltılması (tapering), daha sonra ise faiz artırma şeklinde gerçekleşecektir.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı