Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından düzenlenen “Feminist Bakış Açısıyla Siyasal Alan: Teori, Politika ve Savunuculuk” başlıklı konferans 3-5 Haziran tarihlerinde çevrimiçi olarak gerçekleşti. Konferans; toplumsal cinsiyet ve feminist siyaset felsefesi alanlarında çalışan akademisyenleri, aktivistleri ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirerek bir uluslararası tartışma platformu oluşturulması amacıyla düzenlendi.
Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Meltem Müftüler-Baç, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, “Pandeminin etkisiyle eşitsizliklerin daha da arttığını, hatta mevcut eşitsizliklerin daha da karmaşık hale geldiğini belirterek, “İş gücüne katılımda özellikle birincil bakım hizmeti veren kadınlar pandemide çok büyük zorluklarla karşı karşıya kaldılar. Yapısal adaletsizlikler, eşitsizlikler son aylarda daha da derinleşti” dedi.
SU Gender Direktörü Hülya Adak ise “Pandemi dönemi birçok sorunu ve eşitsizlikleri ortaya koydu. SU Gender için ise feminist dayanışmanın dijital platformlar ve ağlar aracılığıyla önemli şekillerde derinleştirilebileceği ve çoğaltılabileceğini gösterdi,” dedi. Eğitim programlarımız da mekan sınırı ve sağlıkla ilgili kaygılar olmaksızın dijital ortamlarda büyüdü ve yaygınlaştı. SU Gender’ın pandemi dönemi dahil olduğu feminist ağlar arasında Columbia University Women and Gender in Global Affairs (WGGA) ağı ve Berlin Özgür Üniversitesi’nin Margherita von Brentano Zentrum’u sayan Adak bu dayanışma imkanları sayesinde ortak konferanslar düzenlediklerini, konuşmacılar çağırdıklarını, kütüphane verileri ve kaynaklarını paylaştıklarını ve farklı üniversitelerde öğrenciler için tez danışmanlıkları yürüttüklerini söyledi. Ayrıca Türkiye ve yurtdışı üniversiteleriyle ortak olarak Cinsel Taciz ve Cinsiyete Dayalı Şiddet webinarlarını yürüttüklerini ve bu sayede hem dijital şiddet gibi yeni alanlar üzerine akademik ve aktivist çalışmalarda öncü bir merkez ve platform olduklarını açıkladı. Pandemi dönemi yeni mücadele biçimlerini mümkün kılmak için bu webinarların ve ortak eylem planlarının çok önemli olduğunu ifade etti. İstanbul Sözleşmesi’nin sorgulandığı 2020’nin yaz aylarında, SU Gender’ın yürüttüğü sosyal medya çalışmalarının uluslararası ve ulusal platformlarda bu sözleşmenin önemine ve koruduğu kadın, LGBTQI+ ve azınlık haklarına vurgu yaptıklarına dikkat çektiğini ifade etti. Pandemi dönemi 5 AB Ufuk 2020 projesine dahil olduklarını açıklayan Adak, konuların pandemi dönemi eşitsizlikler, göç, toplumsal cinsiyet ve iklim gibi tematik odakları olduğunu, ayrıca kazandıkları Marie Curie doktora sonrası burslarla merkezin büyümesini ve kapasitesini geliştirmesini sağladıklarını açıkladı. COVID 19 dönemi Sabancı Üniversitesi’nin Cinsiyet Eşitliği Eylem Planının yayınlandığını, yepyeni kurulan programlarla aktivistlere, lise öğretmenlerine ve iş dünyasına eğitim ve danışmanlık yaptıklarını belirten Adak pandemi dönemi bizim için “salt hayatta kalma mücadelesi değil, yeni ufuklara açılma ve büyüme imkanı sundu” dedi.”
Konferansın konuk konuşmacısı University of Chicago Charles E. Merriam Siyaset Bilimi Üstün Hizmet ve Kadın Çalışmaları Profesörü Linda Zerilli, A.B.D’deki feminist hareketin tarihini dönemleştirme aracı olarak kullanılan dalgalar metaforuna eleştirel bir şekilde yaklaşan konuşmasında Batı feminizminin siyasi tarihine ve bu tarihin radikal demokrasi perspektifiyle alternatif şekillerde nasıl düşünülebileceğine değindi. Dalgalar metaforunun feministlerin kendilerinden önceki öncü kadınların referansıyla yürümelerine olanak tanıdığını anlatan Zerilli, geçmişe ilişkin bu duygunun aslında günümüz eylemlerine ilişkin bir kaynak oluşturduğunu ifade etti ancak geçmiş, günümüz ve gelecek arasında gelişimsel bir çizgi olmadığını hatırlamak gerektiğini vurgulayarak, parçalı anlatılara odaklanan feminist bellek çalışmalarına işaret etti. Zerilli, “Hanna Arent’e göre, feminist tarih çok önemlidir ama eylemimiz için bugün önemli olmalıdır ve bitmemiş özgürlük projesine katkıda bulunmalıdır” dedi. Zerilli, ulusal tarih yazımında kadınların olmadığına dikkat çekti.
Konferansın ikinci gününde ise feminist bakım/özen etiği alanının öncülerinden, University of Minnesota Emeritus Siyaset Felsefesi Profesörü Joan Tronto açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Joan Tronto, “Servet Bakımının Ötesinde: Özenli Demokrasiye Giden Yolda Demokratik Bakım/Özen”başlıklı konuşmasında, bakımı odağına alan ekonomik bakış açılarının ve demokratik kurumların önemine değindi. Dünyanın sadece iklim krizi değil demografik bir kriz yaşadığına, yoksul ve zengin ülkeler arasında bir eşitsizlik olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Yaşadığımız krizlerle başa çıkmak mümkün, çaresi küresel demokratik eylemlerdir. Ancak çoğu insan politik hayattan çok uzak duruyor. Dünyanın her yerinde insanların demokratik hayata bağlılıkları eskisinden daha az. Çünkü demokratik bir ülkenin vatandaşı olmak demek ciddi seçimler yapmak, bilgili olmak anlamına geliyor. Bu noktada servet bakımı üzerinde durmak gerekiyor. Servet bakımı, ekonomik politikaları biçimlendiriyor. Yapılan her şeyin merkezinde var. Dengesizlikler olduğu için maddi eşitsizlikler doğal görünmeye başlıyor ve herkes tarafından kabul edilir hale geliyor ve kamu da buna destek olur. Servet bakımı pandemi ile iyice derinleşti. Son bir buçuk yıl içinde bazı insanlar çok büyük servetler elde etti. Dünyanın farklı yerlerinde ABD gibi zengin ülkeler sağlık personeline kişisel bakım ekipmanı veremediler, çalışanlar torbalara sarıldı. Zenginlik var ama sağlıkçılara ekipman için fon sağlanamadı. Servet kötü bir şey değil tabii ki. Ama servet tek bir bireye ait olduğunda, sınır tanımadığında, doğal çevreyi sömürmesinde sınır koymadığında sorun haline geliyor. Yaşamımız boyunca hem bakım veren hem bakım alanlarız. Bunların sınırları olduğunu görmemiz gerekiyor. Buna sorumluluk etiği deniliyor.”
Bakım ekonomisinin bakım siyasetini de beraberinde getirdiğine dikkat çeken Joan Tronto, “Bakım merkezde olmalı ve ekonomiyi bunun etrafında örgütlememiz gerekiyor. Tam demokratik katılım sağlayamayan evde çalışanlar için bu devrim henüz tamamlanmış değil. Birincisi, demokratik bakım dediğimizde, sorumlulukların toplumda nasıl adil dağıtılacağı önemli oluyor. İkincisi, bakım sorumluluklarımızı yeniden örgütlememiz ve düzenlememiz gerekiyor. Üçüncü olarak her zaman demokratik yöntemlerle bakım çözümlere varmamız gerekiyor. Her türlü bakım ilişkisinde bir eşitsizlik olabilir ama eşit fırsat ve bakım koşullarının hem bakım veren hem bakım alan kişi için ortaya konması ve demokratik olarak sağlanması gerekiyor” dedi.
KONFERANS PANELLER İLE DEVAM ETTİ
Konferansın ikinci günü İstanbul Üniversitesi’nden Fatmagül Berktay’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “Feminist Aktivizm ve Direniş” başlıklı panelde Fulden İbrahimhakkıoğlu (Orta Doğu Teknik Üniversitesi), Mona Lilja (University of Gothenburg) ve Neha Kagal (ActionAid UK) konuşmacı olarak yer aldı.
Serpil Sancar’ın moderatörlüğünde gerçekleşen “İktidar, Politika, Savunuculuk” başlıklı panelde ise Simten Coşar (University of Pittsburgh), Berfu Şeker (Yeni Çözümler Derneği) ve İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu) katıldı.
“Feminist Bakım Etiği, Bakım Siyaseti ve Pratikleri” konulu panel Boğaziçi Üniversitesi’nden Yeşim Arat moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelde Özge İzdeş (İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa), Kanchana Mahadevan (University of Mumbai), Inge Van Nistelrooij (Radboud University Nijmegen), Aslı İkizoğlu (Sabancı Üniversitesi) panelist olarar yer aldılar.
Konferansın üçüncü günü yapılan Maltepe Üniversitesi’nden Hülya Şimga moderatörlüğündeki “Geleceğe Feminist Bakış” konulu panelin konuşmacıları ise Gaia Giuliani (University of Coimbra), Sophie Smith (University of Oxford), Semiha Arı (Eşitsizlik Çalışmaları Güney Merkezi), Şehnaz Kıymaz (Women's Major Group (WMG) idi.
“Ulusaşırı Feminizm ve Dayanışma” paneli de Sabancı Üniversitesi’nden Ayşe Gül Altınay moderatörlüğünde yapıldı. Panel, Sumi Madhok (London School of Economics Coloniality), Selin Çağatay (University of Gothenburg), Ayşe Dursun (University of Vienna), Jo Littler (City, University of London) katılımıyla gerçekleşti.
Konferans, Zeynep Gülru Göker, Begüm Acar ve Aslı Aygüneş’in birlikte yönettiği bir kapanış forumuyla sona erdi. Forumda, katılımcılar konferans boyunca konuşulan temalar üzerine derinlemesine tartışma imkanı buldu.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı