Yeşil Rapido 2021 ikinci oturumu gerçekleşti
“Sürdürülebilir gelecek için yeni yapım teknikleri geliştirilmeli”
Yaşam alanlarının çevresel etkileri ve tasarımın bu konudaki belirleyici rolüne odaklanılan konferans serisi Yeşil Rapido 2021’in ikinci oturumu 22 Mart Pazartesi günü, online olarak gerçekleşti. ‘Nefes Alan Bir Dünya için Tasarım’ temasıyla düzenlenen konferans, mimari ve tasarım dünyası temsilcilerinin yoğun katılımı ile gerçekleşti.
Ekoyapı Dergisi, ArcheThink ortaklığı, Dörken Sistem stratejik ortaklığı ve Roca’nın konferans sponsorluğunda gerçekleşen oturum, iki kısımda misafirlerini ağırladı. Konferansın açılış konuşmasını Değişen İklim Gerçeğiyle Geleceğin Binalarını Tasarlamak adlı konuşmasıyla Yapı Bilimi Uzmanı John Straube yaptı. İkinci kısımda Kentsel Nefes paneli kapsamında Faruk Göksu ve Doğu Kaptan konuşma yaparken, etkinlik soru-cevap bölümleriyle interaktif olarak tamamlandı.
“Karbon emisyonunu azaltmak için acilen harekete geçilmeli”
Yapı Bilimi Uzmanı, İnşaat ve Çevre Mühendisi John Straube ‘Değişen iklim gerçeğiyle Geleceğin Binalarını Tasarlamak’ adlı konuşmasında geleceğin bina tasarımlarıyla ilgili teknik yaklaşımları anlatırken, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Karbon emisyonlarını azaltmak için acilen harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizen John Straube, aynı zamanda özellikle şehirlerde binaların içinde ve dışında hava kalitesinin artırılması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bizim cevap vermemiz gereken farklı bir konu da daha hafif daha hızlı ve daha ucuz binalar yaratmak. Bu negatif gibi görünebilir ama aslında bizim doğrudan kaynak kullanımına cevap vermemiz ve kaynak kullanımımızı azaltmamız için daha iyi evler daha iyi okullar ve geniş hastane imkânları demek. Dünyadaki değişimler, bizim de yapmamız gereken şeyleri değiştirmemiz anlamına geliyor. Bunun için de binaların ‘hafif iskelet’, ‘hava ve su geçirmez cilt’ ve ‘dış cephe yalıtımı’ olmak üzere 3 önemli unsuru taşıyor olması gerekiyor.”
“Kentlerin nefes almasını sağlayacak projeler tasarlamamız gerekiyor”
Oturumun ikinci kısmında Kentsel Nefes paneli kapsamında Şehir Plancısı Faruk Göksu ve Mimar Doğu Kaptan, kentlerdeki mavi & yeşil oranı ve bu oranın artırılmasına yönelik etkileyici bir sunum gerçekleştirdi.
Doğayı şehirlerin bir parçası haline getirilebilmenin mümkün olduğuna değinen Faruk Göksu; Kentsel Nefes panelinde, “Yeşil Yol Projesi” ile kentlerde doğal alanları canlandırma ve çok yoğun yapılaşmış alanlarda açık alanlar yaratma yöntemlerini anlattı. Bugün dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 55’i kentlerde yaşadığını vurgulayan Faruk Göksu, “BM tarafından, 2050 yılında bu oranın yüzde 68’i bulacağı öngörülüyor. Bu, gezegenimize artı 2,5 milyar nüfus ekleneceği anlamına geliyor. Dünya Bankası ise yaptığı saptamada bu artı 2,5 milyar insanın yüzde 90’ının Afrika ve Asya’da yaşayacağını belirtti. Artık küresel bir dünyada yaşıyoruz. Bu küresel dünyada doğal kaynaklarımızı hep birlikte korumamız gerekiyor” dedi.
Yeşil Yol projesi hakkında bilgi veren Faruk Göksu, “İstanbul’da kentsel nefesi dikkate alan stratejiler geliştireceksek, iki temel başlığı ele almamız gerekiyor. Birincisi, yoğun yerleşim alanlarında açık alan yaratmak, ikincisi ise mevcut doğal alanları canlandırmak. Dünyada pandemiden sonra tartışılan en önemli konu mavi ve yeşilin bütünleşmesi. İstanbul’daki aktif yeşil alan 2 bin hektar. Bu da kişi başına 1.2 metrekare demek. Bu çok ciddi bir durum. Günümüzde her meslekten disiplinler arası iş birliğine ihtiyacımız var. Artık entegre projeleri geliştirmemiz gerekiyor. Sadece mekânsal değil, sosyal-ekonomik boyutları da içeren ve kentlerin nefes almasını sağlayacak projeleri, sistemleri, süreçleri hep birlikte tasarlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Gelecek nesiller için su havzalarımızı ve ormanlarımızı korumalıyız”
Ödüllü Mimar Doğu Kaptan, Faruk Göksu’nun sunumu üzerine yeşil ile maviyi buluşturan kentsel ölçekte projesi ile birçok güncel örnek verdi. “İstanbul Senin” Haliç Kıyıları Tasarım yarışması 4. Bölge projesinden bahseden ve yenilikçi mimari yaklaşımları öne çıkaran Kaptan; “İstanbul; çok tarihi, inanılmaz hızlı büyüyen, ekolojik ve ekonomik bir savaşın içerisinde yer alan ve gerçekten çok ciddi problemleri olan bir kent. Kentin bu sorunlarına çözüm yaratabilmek için İtalyan ortaklarımızla yarattığımız Haliç Kıyıları Projemiz ile birinciliğin sahibi olduk. Bu projemizin temel hedeflerinden biri biyoçeşitliliği yeniden canlandırmak. Bitkileri, hayvanları, böcekleri yeniden geri çağırma seansı ve bunun her yere nüfuz etmesi. Bu teorik olmakla beraber mücadelesini verdiğimiz bir proje. Ancak çok gerçekçi tarafları da var. Nedir gerçekçi tarafları? Alibeyköy’ün önemi. Alibeyköy çok ilginç bir şekilde hem bir kültür odağı, hem lojistik bir merkez, hem de çevresi için bir nefes koridoru ve ulaşım odağı” dedi.
Projede doğal barajlar oluşturmayı planladıklarını ifade eden Doğu Kaptan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alanları çocuklara ve gençlere nasıl daha iyi bir şekilde kazandırabiliriz diye düşünüyoruz. Biz kamuyla beraber bir başlangıç yaptık ve yavaş yavaş uygulamalara başladık. Ümit ediyoruz ki bu tarihi merkezi nefes koridoru olarak Karadeniz’e kadar bağlayabilir, çok daha doğal, çok daha maceralı parkurlar yaratabiliriz. Bizim işimiz hayal etmek. Gelecek nesillere daha iyi bir miras bırakmak için su havzalarımızı ve ormanlarımızı korumalıyız.”