Sönmez, “Hava sıcaklığın arttığı, nemin düşük olduğu, yüzde 20 ve altı, yüzde 30 da dahil buna, nemin düşük olduğu, poyrazın, rüzgarlı havaların olduğu şu dönemlerde açık alanda kesinlikle ve kesinlikle ateş ile ilgili hiçbir uygulamanın içine girmememiz lazım. Bu ateşten kastımız nedir? Bahçe temizliği olabilir. Orman yangınına sebep olacak her şey. Açık alanda otların büyük olduğu yerlerde, kurulmuş olan otların olduğu yerlerde kaynak makinesi ile çalışırken dikkat etmemiz gerekir. Gerekirse bu çalışmaları daha sonraya bırakalım. Örneğin maytap gibi ürünleri küçüklerle birlikte büyüklerin de kullandığını görüyoruz. Bunların bu mevsimde kullanılmaması, mümkünse satışının da yasaklanması gerekiyor. Vatandaşlarımız genel anlamda yangınlar ile ilgili duyarlı. Fakat yangının ne gibi sonuç doğuracağını idrak edemeyen çocuklar, yaşlılar ve akli yönden sağlıklı olmayan kişilerin ebeveynleri, ona bakmakla yükümlü olan kişiler bunlara sahip çıkması, göz önünde tutulması gerekir. Çünkü bunların ne yapacağı belli olmuyor. Aklı başında bir insan zaten bu dediklerimizi yapmıyor. Bizler de yangına sebep vermemek için kendi kesim işlemlerimizi durdurduk” dedi.
'7 GÜN 24 SAAT GÖREVİMİZİN BAŞINDAYIZ’
Sürekli görevlerinin başında olduklarını belirten Sönmez, “Piknik alanlarının olduğu Dim Çayı, Gedevet yolu, Alara çayı gibi yerlerde ara ara devriye geziyoruz. Bu bölgelerde de jandarma ile de koordinasyon halindeyiz. Herkes doğanın nimetlerinden faydalanacak ama bu havalarda faydalanırken çok daha dikkatli olmamız lazım. Yani olur olmaz yerde gidip normal bir zamanmış gibi, özellikle Alanya'nın üst taraflarında deniz manzaralı yerlerde arabalarla gidip orada muhabbet edip, sigara içip, küçük ateş yakıp, bunları söndürmeden gitmek telafisi olmayan bir sonuca neden olabilir. Bütün bu kurallara uymayıp da Allah korusun bir yangın çıkardığı zaman Orman Teşkilatı bu yangını söndürmek için ne kadar hava aracı çalıştırdıysa, ne kadar karada araç çalıştırdıysa, işçinin yediği yemeğe kadar ve arazide oluşan hasara, zarar gören ağaçların da hasar raporunu yaparak bir tazminat raporu çıkarıyor ve bu raporun da altından kalkmak kolay değil. Çok yüklü bir maddi sonucu da getirebilir. O yüzden çok dikkatli olalım. Yani maddiyat belki ikinci planda ama yaptığımız en ufak bir dikkatsizlik, mahalle içinde bile olsak kendimize de zarar veriyor. Komşumuzun malına, mülküne de zarar veriyor. Yani biz normalde orman yangınlarına müdahale ediyoruz ama şu sıralar kırsal yangın dediğimiz yani orman olmayan arazilerdeki yangınlara da müdahale etmek zorundayız. Çünkü devamı orman. Ormana dört kilometre mesafede ateş yakmak kanunen suç. Biz bunu her zaman uygulamıyoruz ama risk teşkil eden yerde de mecbur kalıp uyguladığımız zamanlar olabilir. Yediden yetmişe bu havalarda dikkat edeceğiz. Bu aşırı yakıcı sıcağın olduğu dönemlerde artık yangın riski var demektir. Görüş mesafesi açık, hava berraksa nem düşük demektir. Bu gibi durumlarda yangın riski fazladır. O yüzden her zamankinden bir kat daha dikkatli olacağız” diye konuştu.
‘BÜTÜN EKİPLERİMİZ TEYAKKUZ HALİNDE’
Yangın ihbarları için gece gündüz personelleri ile telefonun ucunda beklediklerini söyleyen Yücel Sönmez, “Bizim 14 ayrı noktada ekiplerimiz var. Buralarda bazılarında hem arazöz, hem su tankeri var, bazılarında sadece arazöz var. Mesela Söğüt Yaylası’nda sadece ilk müdahale aracımız var. Onunla bile yangın söndürüyoruz. Onun arkasında 500 litre su vardır. Köpük takviyesiyle suyun söndürme özelliğini de arttırma şansımız var. Ayrıca Demirtaş Mahallesi’nde bir tane helikopterimiz, dozerimiz, greyderimiz ve bir kepçemiz var. İşçilerimiz de bu sene üç tane yer ekibi dört aylığına 15+1 kiralama yaptık. Emekli olanlarımız yerine de işçilerden 30 tanesini arazözlere dağıttık. Kişi sayısını düşünerek. Diğerini de hiç dağıtmadan depoda yer ekibi olarak tutuyoruz. Hatta yer ekibi şu anda 15 kişi. Bir tanesi Kemer'de, Kemer'e de takviye istediler. 3 arazöz 1 tanker, yer ekibi, bir şef, bir tane ilk müdahale aracıyla oraya gitti. Yani ekibimiz, tesisatımız tamam. İşçilerimizi dört aylığına tedarik ettik. Sadece bizim şu anda yangınla ilgili 600 tonluk su toplama çukurlarımız var. Hatta bu sene bir tanesini daha yaptık Alara'da. O da faaliyette. Helikopterlerimizin su alabileceği 400-600 tonluk su toplama çukurlarımız var. Şu an itibariyle Alanya'da kayda değer öyle çok sıkıntılı bir durum yok ama bu olmayacak anlamına gelmez. Biz o yüzden işçisinden memuruna, şefine kadar hepimiz gece telefon ucunda hazır vaziyette bekliyoruz” şeklinde konuştu.
‘İLK YANGIN İHBARINA HEMEN MÜDAHALE ETTİK’
İlk yangın ihbarına anında müdahale ettiklerini dile getiren Sönmez, “Keşefli Mahallesi’nden ilk yangın haberi alındığında Demirtaş ekibimiz oraya çok yakın. 10 dakikada müdahale etti. Arkasından ekip takviyelerini yaptık. Belediyenin tankerleri de bize su takviyesi için yardımcı oldular. Oradaki vatandaşlarla birlikte yaklaşık 15 dönüm civarında bir araziyi ormana girmeden kontrol altına aldık ve soğuttuk. Tam soğuturken Kargıcak Mahallesi, Sürekli Mevkiinde bir duman gördük. Hemen helikopteri oraya yönlendirdik, orayı da belki bir ve iki dönüm civarında, yanmak üzereyken kontrol altına aldık” dedi.