DEM Partisi, grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin parti ve eş genel başkanlarına yönelik ağır ifadelerini ele aldı. Yapılan açıklamada, Bahçeli ve onun siyaset anlayışının "bu ülkenin başına gelmiş en büyük kötülük" olduğu vurgulandı. Parti, Bahçeli'nin gençlerin ölümü konusundaki tutumunu ve hamaset dolu yaklaşımını kınayarak, bu yaklaşımın çatışmaların devam etmesine neden olduğunu belirtti.
Barışın Savunulması Gereken Bir Gün DEM Partisi'nin açıklamasında, bugünlerin, barışı cesaret ve haysiyetle savunmanın günü olduğuna dikkat çekildi. Parti, Bahçeli tarafından kullanılan hakaretleri kendi değer yargılarına uygun bulmadıklarını ifade ederek, bu sözleri Bahçeli'ye iade ettiklerini belirtti.
Partinin sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada ise, "Çetelerle kol kola girenlerin, sırça köşklerde yaşayanların gencecik insanların ölümünü izlediği bugünlerde; barışı cesaret ve haysiyetle savunmanın günüdür. Telaffuzunu bile kendimize yakıştırmadığımız o hakaretleri misliyle kendisine iade ediyoruz" ifadelerine yer verildi. Bu açıklama, Bahçeli'nin eleştirilerine karşı partinin net ve sert duruşunu ortaya koydu.
Bahçeli Ne Demişti?
MHP lideri Bahçeli, partisinin bugünkü grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş, DEM Parti ve CHP ve AYM'yi hedef almıştı.
Bahçeli, DEM Parti'ye yönelik eleştirilerinde özetle şunları söylemişti:
"Daha neyle avunuyorsunuz? Şayet buna adalet diyorsanız, batsın sizin adaletiniz. Şayet buna hukuk diyorsanız, olmaz olsun böyle hukukunuz. DEM’in hukuken defni yapılmadıktan sonra Türkiye’ye huzur gelmeyecektir. DEM’in soysuz bir eşbaşkanı demiş ki; Kürt sorunu ve Öcalan’a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağ’lı da, Trabzonlu’da huzur bulamayacak.'
DEM’in onursuz ve şerefsiz bir milletvekili de, onurlu çözümün bebek katiliyle diyaloğun başlatılması ve tecridin kaldırılması olarak açıklamış. Bize göre çözüm bellidir ve bilinmektedir. O da terörü ve teröristleri topluca imha etmek, bölücü destekçilerinin acımasızca kökünü kazımaktır. Adalet bu sayede yerini bulacaktır.
HDP’nin devamı, PKK’nın gece görüş dürbünü olan DEM’in TBMM’de daha fazla yer alması toplumsal ve siyasi tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir. Ne sahada, ne ovada, ne şehirde, ne belediyede, ne dağda, ne mağarada, ne de Türkiye Büyük Millet Meclis’inde terörist görmeye dayanma gücümüz artık kalmamıştır.
Ya bu hesabı sorup burunlarından fitil fitil getireceğiz, ya da ihanetin şımarmasına, gittikçe meydan okumasına sessiz kalıp yıkımın altında kalacağız. Ya adalet diyeceğiz, ya da dış destekli, istihbarat örgütlerinin arka bahçesi olan bölücü terör örgütünün kanlı akıntısında kaybolup gideceğiz. Ya devlet başa, ya da kuzgun leşe diyerek duruş göstereceğiz."