Category Normalised Citation Impact (CNCI) Dünya ortalaması 1.00 alınarak atıf sayılarının normalleştirildiği bir etki faktörüdür. Bir öğe için atıf yapılan zamanları, aynı yayın türü, yayın yılı ve konu alanı veya dergideki diğer öğeler tarafından beklenen (ortalama) alıntı sayısıyla karşılaştırır. Gerçek bir atıf sayısının beklenen bir atıf oranına bölünmesiyle hesaplanır. Buna göre makaleniz veya makale grubunuzun performansı; (i) Normalleştirilmiş alıntı etkisi 1'den küçük bir oran ise, öğe grubu beklenenden daha kötü, (ii) Normalleştirilmiş alıntı etkisi 1'den büyükse, öğe grubu emsallerinden daha iyi performans göstermektedir.
Örneğin;[1] 2014 yılında yayınlanan Plant Sciences makalesine 46 kez atıf yapılmışsa, bunun performansını belirlemek için öncelikle, makaleyi karşılaştıracak bir referans alıntı oranı hesaplamamız gerekir. Bu da;
Plant Sciences Kategorisi için Beklenen Atıflar = Aynı belge türü (makale kalitesi), yıl (2014) ve kategori için ortalama atıf = 2.32 bulunur. Buna göre;
(CNCI) Kategori Normalleştirilmiş Atıf Etkisi = Gerçek Atıflar / Kategori Beklenen Atıflar
46/2.32 = 19.82
Atıf etkisinin tüm ölçütleri, son yayınlar için atıf sayılarının düşük ve değişken olabileceğini, dolayısıyla atıf etkilerinin analiz edilen zaman diliminden etkilenebileceği dikkate almalıdır.
Clarivate- InCites [2] veri tabanında bu hesaplamalarla ilgili detaylı bilgiler verilmektedir. Bu veriler dikkate alınarak oluşturulan grafikler (Şekil 1) ayrıntılı incelendiğinde dünya ortalaması 1.00 iken, Türkiye ortalamasının 2015’de 0.79’dan 2020’de 0.94’e yükseldiği görülmektedir.
Şekil 1. Atıf sayılarının normalleştirildiği etki faktörünün yıllara göre değişimi.
Aynı grafikte İTÜ son yıllarda Türkiye ortalamasının altında kalırken, Dicle Üniversitesi son 5 yılda Türkiye ortalamasının oldukça altında kalmıştır. Buna mukabil Hacettepe Üniversitesi düşme eğiliminde olmasına rağmen, Türkiye ortalamasının üzerinde Koç Üniversitesi ise dünya ortalamasının yaklaşık 10 üzerinde bir trend sergilemiştir. Bu grafiğe dünyanın tanınmış bazı üniversitelerini koyduğumuzda CNCI değerlerinin önemi daha açık görülmektedir. Örneğin dünyanın bir numaralı üniversitesi olarak görülen Harvard Üniversitesi (ABD) yıllara göre yaklaşık 2.3 gibi bir ortalama değer sergilerken, yine dünyanın yaklaşık 40. Üniversitesi olan İsviçre’deki EPFL (École polytechnique fédérale de Lausanne) yaklaşık 1.7 seviyesinde seyretmektedir. Ülke olarak da CNCI değerinin tespiti mümkündür. Mesela İsviçre’nin 2020 yılındaki CNCI değeri yaklaşık EPFL seviyesindedir. Bu da İsviçre’deki tüm üniversitelerin belirli bir başarı kalitesini koruduğunu göstermektedir. İsviçre genel olarak bu başarısını korurken 5000 civarında çok farklı seviyelerde üniversitesi olan ABD’nin ülke olarak Harvard kalitesini sürdüremediği ve 1.3 civarında bir CNCI değeri sergilediği görülmektedir.
Türkiyede’ki CNCI değerlerine 2020 bağlamında tekrar bir göz atarsak; Dicle (0.57) ve İTÜ’nin (0.86) CNCI değeri Türkiye ortalamasının altında kalırken, Hacettepe (0.97) biraz üstünde, Atatürk (1.08) ve Koç (1.09) Üniversitelerinin CNCI değerleri hem Türkiye hem de Dünya ortalamalarının üstünde seyretmiştir.
Türkiye Üniversiteleri arasında yayın sayısı diğerlerine göre az olmasına rağmen Harran üniversitesi (HRÜ) 2019’den itibaren (CNCI = 0.94) yükselen bir trend göstermiş ve 2020 yılında 1.98’e yükselerek dünya ortalamasının yaklaşık 2 misline çıkmıştır. Burada akla gelen ilk soru nasıl olur da HRÜ Harvard’a yaklaşmıştır? Aslında burada göreceli bir kavram vardır. Harvard Üniversitesinin 2020 yılında ürettiği 43331 adet yayının Q kalitesi (Q1=68, Q2=19, Q3=9, Q4= 3) iken, HRÜ sadece 411 adet Q kalite (Q1=21, Q2=24, Q3=25 ve Q4=30) yayın üretmiştir. Yani HRÜ sadece Harvard’ın 1’i kadar yayın üretebilmiştir. Benzer şekilde EPFL’nin 2020 yılında ürettiği 3672 yayının kalite dağılımı; Q1=66, Q2=22, Q3=9, Q4=3 şeklindedir.
Bu aykırı durumu dergi kalitesi (Q) ile şu şekilde açıklayabiliriz. Dergi kalitesini belirleyen en önemli ölçütlerden birisi Q değeridir. Bu değer, bir derginin etki faktörüne göre bulunduğu alandaki (aynı konudaki) dergi sayısının dörde bölünmesiyle ortaya çıkan 25’lik dilimleri gösterir. İlk 25'lik dilim Q1 değerini alırken, son 25'lik dilim Q4 değerini alır. Yani bir kişinin veya kurumun makale kalitesini iyileştirmesi için Q1 dilimindeki makale sayısının arttırırken Q4 dilimini azaltması gerekir. Nitekim yıllara bağlı olarak sunulan grafikte (Şekil 2) Harran Üniversitesinin Q performansını yıllara bağlı olarak net bir biçimde sergilenmektedir. Buna göre 2020 yılında Q1 (21), Q2 (24) ve Q3 (25) yayınlarında bariz bir artış varken Q4 (30) yayınlarında ciddi bir azalma görülmektedir. CNCI değeri ülke, kurum ve yayın bazında değerlendirileceği gibi kişi başında da değerlendirilmesi mümkündür. Harran Üniversitesinden yayın performansı ilk sıralarda olan üç öğretim üyesinin CNCI performansı yaklaşık 12, 7 ve 5 şeklinde sıralanmaktadır.
Benzer şekilde 2020 yılında Hacettepe 2855, İTÜ 1736, Dicle 396, Koç 1217, ve Atatürk Üniversiteleri 1205 adet Q kalite yayın üretmiştir.
2021 yılının verileri henüz tam olarak açıklanmadığı için bu veriler gösterilmemiştir. HRÜ için Q4 sayısındaki oransal azalma makale kalitesinin artmaya devam edeceğini gösterecektir.
Şekil 2. Yıllara göre Harran Üniversitesinin kaliteli yayınlarındaki değişim.
Clarivate-Institute for Scientific Information (ISI) raporuna göre[3] CNCI değerinin analizinde uluslararası ortak yapılan yayınların da etkili olduğu ve uluslararası işbirliklerinin önemi vurgulanmaktadır. Uluslararası İşbirliği, bir üniversitenin küresel kabulünün bir ölçüsü olup, yabancı üniversitelerle işbirliği içinde yayınlanan toplam makale sayısına dayanmaktadır. InCites[4] verileri dikkate alınarak çizilen grafikte (Şekil 3) uluslararası işbirliklerinin kurumların performansını ne denli arttırdığını açıkça göstermektedir. Bu bağlamda uluslararası işbirliklerinde Türkiye bariz bir şekilde Dünya ortalamalarının 8.4 üzerinde bir değer göstermektedir. Yine aynı rapordan elde edilen verilere göre, örneğin 6 farklı ülkenin bilim insanları ile üretilen bir makalenin CNCI değeri doğrudan 3’e yükselmektedir.
Şekil 3. Uluslararası işbirliklerinin kurum performasına etkisi (Veriler InCites[4]’ tan alınmıştır).
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı