İÇİM ACIDI

Eskiden yabancı dil bilmek, öğrenmek Türkiye de yaşayanlar için çok fazla önem taşımıyordu. Gerek normal vatandaş gerek gençlerimiz gerekse bürokratlarımız için. Ben de dâhilim bu gruba Üniversite öncesi 12 Yıl Özel Kolejde...

Eskiden yabancı dil bilmek, öğrenmek Türkiye de yaşayanlar için çok fazla önem taşımıyordu. Gerek normal vatandaş gerek gençlerimiz gerekse bürokratlarımız için. Ben de dâhilim bu gruba Üniversite öncesi 12 Yıl Özel Kolejde okumama rağmen sınıf geçmek için çalışırdım,  Yurt dışı çıkışlarımızda Rehberlerden yardım ister onların ağzının içine bakardık.   

Başbakanlık'ta Ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde Çalıştığım Dönemlerde Bürokratlarımız yabancı heyet geldiğinde hemen Mütercimlerden, Tercümanlardan yardım isterdi, onlar aracılığı ile toplantılar yapılırdı.  

Süreler uzar, çeviriler yapılır, anlamsız bakışmalar, yanlış anlamlı konuşmalar olabilirdi.  

Oysa, Şimdi bunun önemini herkes anlamış durumda. Bir Lisan Bir İnsan sözünden yola çıkarak tek bir Yabancı Dil bilmek dahi kâfi gelmiyor artık. Benim 4 çocuğumdan 3 ü iki yabancı dil biliyor ve dayıları amcaları gibi 7 Yabacı dili ana dili gibi konuşma azmindeler. (Ama bir tanesi ise kendisinde lisan eksikliğini önemsemiyor inatla, her neyse..)  

Şimdilerde memleketim Alanya da gençlerimiz bunun eksikliğini hemen fark ediyorlar, bir Turiste yol tarif etmede ya da arkadaşlık etmede veya esnaflarda alışverişte gerektiği için birçok yabancı dili konuşabiliyorlar, tüm Turistik Şehir ve Beldelerde olduğu gibi. 

Geçen hafta Yurt dışından gelen misafirlerimiz Alman İşadamı arkadaşlarımızla Ankara’da Güneş Enerjisi konusunda Başbakanlık-Enerji Bakanlığı-Orman Bakanlığı-Yatırım Tesis Teşvik Daire Başkanlıklarında Bürokratları ziyaretlerimiz sırasında yanımızda Almancayı –İngilizceyi Türkçeye çevirsin diye Rehber götürdük ancak hiç gerek kalmadı.  

Gördüm ki Yeni Müsteşarlarımız, Genel Müdürlerimiz, Daire Başkanlarımız, Özel Kalem Müdürlerimiz, Sekreterlerimiz ve hatta çay servislerini yapan hizmetliler bile çok güzel yabancı dil konuşuyorlardı.  

Birebir Alman Heyetle sunumlarda ve tüm diyaloglarda süper Almanca - İngilizce konuşmalarına tanık olunca vay be Türkiye’m nerden nerelere geldik diye çok hoşuma gitti gurur duydum.  

Bu güzel gelişmeler sonucunda ( ... )  Euro’luk Türkiye’de Yatırım yapmaya karar verdiler hayırlısı olsun. Ben aslında çok sıcak bakmıyorum topraklarımızın yabancılara satılmasına yabancının gelip ülkemde yatırım yapmasına her ne kadar tanıdıklarım ve dostlarımız olsa da. Türkiye’nin haritasının zamanla değişecek kaygısını yaşıyorum. Üstelik Türklere tanınmayan o kadar çok Teşvik ve cazip imkânlar sunuluyor ki Sıfır Faiz ile krediler gibi.  

Ve gece toplantı bitiminde yemeğe gittiğimiz restorandın, sokakların aşırı kalabalık olması karşısında “Biz Almanlar akşamın bu saatlerinde (21.00-22.00) evlerimizde oluruz sokakta kimse olmaz, sabah erken kalkmalıyız, işe gideriz, Fabrikatörde olsak işçilerimizle birlikte sabah 05.00 de işyerlerimizde oluruz “dediler. Ben espri olsun diye ”biz Türkler az çalışır çok gezeriz Ekonomimiz Almanya’dan iyi olduğu için az çalışmak yetiyor onun için hep gezmek ve eğlencedeyiz” dedim.   

”BU DOĞRU OLSAYDI BİZ YATIRIM YAPMAK İÇİN BURADA OLMAZDIK ÇOK ŞAKACISIN ”dediler.  

Bu bir gerçekti ve Aldığım cevap TOKAT GİBİ YÜZÜME ÇARPTI İÇİM ACIDI. 

Yazar Gülsen Birdal

gulumbirdal@hotmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri