Kadın Eğitimcilerin Yüzde 60’ı Cam Tavan Sendromu Yaşıyor !

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 02-27 Şubat 2021 tarihleri arasında yaptığı anket çalışmasının sonuçlarını açıkladı.11 bin 529 kadın eğitim çalışanının katılımıyla gerçekleştirilen...

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla 02-27 Şubat 2021 tarihleri arasında yaptığı anket çalışmasının sonuçlarını açıkladı.

11 bin 529 kadın eğitim çalışanının katılımıyla gerçekleştirilen anket çalışmasına kadın eğitimciler Türk Eğitim-Sen web sayfası başta olmak üzere 13 ayrı internet sitesi üzerinden katıldı. Anket sonuçlarını Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan açıkladı.

Ankette öne çıkan başlıklar şöyle

Mesleğin Nedenine İlişkin Bulgular

Kadın eğitim çalışanlarının en çok mesleğe olan sevgi (%51,4), gelecek için ideal nesiller yetiştirme (%50,6), ülkeye ve insanlığa faydalı olmak (%50,1) için mesleği seçtikleri ortaya çıkmıştır. Meslekteki kıdemi 1-5 yıl arası olan kadın eğitim çalışanlarının “gelecek için ideal nesiller yetiştirme” gerekçesini diğer kıdemlere göre daha yüksek oranda (%58,7) belirtikleri görülmektedir. Kadın eğitim çalışanlarının %63’ü mesleği tekrar seçebileceğini; %18,3’ü ise seçmeyeceğini belirtmektedir. Kararsız olanların oranı %18,7’dir. Meslekte kıdemi 1-5 yıl olanlar diğerlerine göre daha yüksek oranda (%71,5) mesleği tekrar seçebileceğini belirtmektedir. Mesleği tekrar seçmeye “evet” diyenlerin %52,3’ü mesleği sevdiği için; %20,4’ü mesleğin saygınlığı için seçeceğini belirtmektedir.

Kadın Eğitim Çalışanı Olmanın Avantajlarına İlişkin Bulgular

Kadın eğitim çalışanları %49,5 oranında “kadın” olmanın mesleki açıdan avantaj sağladığını belirtmektedirler. %31,2’si kadın olmanın herhangi bir avantajı olmadığını belirtmektedir. Bu soruya “kısmen” cevabını verenlerin oranı %19,3’tür. Mesleklerinde kadın olmanın avantaj sağladığını düşünenlerin  %37’si “öğrencilerle ilgilenme ve çalışma şartlarının uygun olması” durumunu en önemli gerekçe olarak belirtmektedirler. Kadın olmanın avantaj sağlamadığını düşünenlerin %67,5’i kadın olmanın herhangi bir artısı olmadığını; yüzde 11,4’ü kadın-erkek ayrımı olmadan herkese uygun olduğunu düşünmektedir. Kadınlar için en ideal mesleğin eğitim alanında olduğuna ilişkin soruya katılımcıların %38’i “kısmen”; %31,8’i “hayır” ve %30,2’si ise “evet” cevabını vermişlerdir.

Karşılaşılan Sorunlara İlişkin Bulgular

Kadın eğitim çalışanlarının % 28,3’ü mesleki anlamda cam tavan sendromu (görünmez engeller) ile karşılaştığını, % 32,5’i bazen karşılaştığını, % 39,2’si karşılaşmadığını ifade etmiştir. Kadın eğitim çalışanlarının mesleki anlamda en çok karşılaştıkları sorunlar en çoktan en aza doğru; hem ev işi hem de işteki çalışmadan dolayı yıpranma; ders dışı iş yükünün olması, (evrak işleri vb.) maaşın yetmemesi; yaşı küçük çocuklarının bakım problemi; aileye yeterince zaman ayıramama, meslek hastalıkları, kadın eğitim çalışanlarının idari işleri yapamaz algısı şeklinde sıralanmıştır. Kadın eğitim çalışanı olarak çalışma şartları hakkındaki gidişata yönelik katılımcıların %53’ü kötüye gittiğini, % 26,4’ü aynı kaldığını, %15,2’si iyiye gittiğini ve % 5,4’ü ise fikrinin olmadığını beyan etmiştir. Kadın eğitim çalışanları toplumsal hayatta en çok karşılaşılan sorunları; idarecilere sorunlarını anlatmada güçlük, erkek egemenliği, cinsiyet ayrımcılığı, eğitim-öğretim imkânlarından yeteri kadar yararlanamama, kadın istihdamında yetersizlik, şiddet ve taciz, toplumsal faktörler ve aile birliği şeklinde sıralanmıştır.

Ayrımcılık konusuna İlişkin Bulgular

Kadın eğitim çalışanlarına meslek yaşamlarında cinsiyet ayrımcılığı yapılıp yapılmadığı sorulduğunda %38,8’i kısmen yapıldığını, %31,9’u yapıldığını, %27,4’ü yapılmadığını ve %1,9’u fikrinin olmadığını beyan etmiştir. Araştırmada “Kadın eğitim çalışanları arasında (evli-bekâr, çocuklu-çocuksuz-branşlar arası vb.) ayrımcılık yapıldığını düşünüyor musunuz?” sorusu da yönelttik. Kadın eğitim çalışanları arasında (evli-bekâr, çocuklu-çocuksuz-branşlar arası vb.) ayrımcılık yapıldığını düşünenlerin oranı % 42,3, düşünmeyenler % 21,3, kısmen olduğunu düşüneneler %34,2 ve fikri olmayanlar % 2,2’dir.

İdareciler ve erkek eğitim çalışanlarının kadın eğitim çalışanlarının yetersiz olduğuna ilişkin algısı ile karşılaşıp karşılaşmadıklarına ilişkin sonuçlarda % 45,3’ü karşılaşmadığını, % 28’i kısmen karşılaştığını, % 24’ü karşılaştığını ve % 2,7’si ise fikrinin olmadığını beyan etmiştir.

Mobbing, Şiddet ve Taciz Konusuna İlişkin Bulgular

Kadın eğitim çalışanların %57’si mobbinge maruz kaldığını, %43’ü ise kalmadığını ifade etmiştir. Mobbinge maruz kaldığını ifade eden katılımcılar en çok erkek yöneticiler tarafından (%81,77), daha sonra sırasıyla en çok veliler tarafından (%34,1), kadın yöneticiler tarafından (%27,2), kadın meslektaşları tarafından( %23,9), erkek meslektaşları( %22,20), öğrenciler tarafından (6,90) mobbing gördüklerini ifade etmiştir.

Katılımcıların en çok ; başarılarının görmezden gelinerek (%51,2), kasten angarya işler verilerek (%34), dağınık ders programı hazırlanarak (%32,3), yok gibi davranılarak( %28,1’i), mesleki yeterliliklerinin eleştirilerek( %20,90), velinin öğretmenin üzerine kışkırtılarak (%13), öğrencilerle yaşanan sorunlarda( %12,2) mobbinge maruz kaldığını ifade etmiştir.

Katılımcıların %60,7’si mobbinge uğrayan meslektaşına yardımcı olduğunu ifade ederken, %39,3’ü mobbinge uğrayan meslektaşına yardımcı olmadığını ifade etmiştir. Katılımcıların %43,92’si çalışma hayatında şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir

Şiddete maruz kaldığını ifade eden özel sektörde çalışan kadın eğitimcilerin %48,9’u, kadrolu olarak çalışan kadın eğitimcilerin %44,8’i, sözleşmeli olarak çalışan kadın eğitimcilerin %36,1’i, ücretli olarak çalışan kadın eğitimcilerin %28,6’sı çalışma hayatında şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir.

Şiddet gördüğünü ifade eden katılımcıların en çok; sözlü şiddete (%72,7), psikolojik şiddete (%71), fiziksel şiddete (%4,2), cinsel şiddete (% 3.5) maruz kaldığını belirtmiştir.

Şiddet gördüğünü ifade eden katılımcılar şiddetin kaynağı en çok erkek yöneticiler (%72) derken; bunu sırasıyla veliler (%37,3), erkek meslektaşlar (%22,6), kadın meslektaşlar (%21,7), kadın yöneticiler (%20), öğrenciler (%10,8’i) olarak belirtmiştir.

Katılımcılar yaşadıkları şiddetin en çok %59,3 işe gitmeme isteği ile sonuçlandığını ifade ederken; daha sonra sırasıyla en çok  %38,3 mesleki tükenmişlik ve kendini verimsiz hissetme, %33,8 meslektaşlarına karşı güvensizlik, %32,6’sı yaşanan duygusal durumun ev içi atmosfere yansıması, %26,6’sı konsantrasyon eksikliği, dikkatini toplayamama, %24,5 yalnızlaşma isteği ile sonuçlandığını belirtmiştir

Cam Tavan Sendromu Nedir

Cam tavan sendromu, kurumlarda ve diğer kuruluşlarda görünmez bir üst sınır anlamına gelir. Kadınların ve azınlıkların bir kuruluş içindeki üst düzey pozisyonlara yükselmelerini engelleyen yapay bir engele atıfta bulunan bir metafordur. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri