Azerbaycan’ın ünlü futbol kulübü Karabağ’a, kulüp çalışanının kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım nedeniyle UEFA tarafından verilen ceza ve Tahkim süreciyle ilgili gelişmeler D-Smart’ta yayınlanan Gündem Özel programında masaya yatırıldı.
UEFA’nın yaptırımları ve konuyla ilgili süreci olmadığını spor hukukçuları ve önemli spor adamları yorumladı.
NURLAN IBRAHIMOV: SANKİ BEN ÖLDÜRMÜŞÜM GİBİ EN AĞIR CEZAYI VERDİLER
CEZANIN İNDİRİLMESİ İÇİN CAS’A BAŞVURACAĞIM
Cezaya sebep olan paylaşımı kendi sosyal medya hesabından paylaşan Karabağ Kulübü Eski Basın Sözcüsü Nurlan Ibrahimov, “İki ülke arasındaki gerginlikte, Azerbaycan askeri kurallar içinde müdahale ederken, Ermenistan tarafı sivilleri hedef aldı. Bu konu da beni etkiledi. 7 yaşındaki bir kız çocuğu şehit oldu. Benim de biri aynı yaşta dört kızım var. Bu yazdığım paylaşım herkese açık değildi üç gün sonra patladı ve bunu başka yöne çektiler. Benim amacım Ermeniler’in sivilleri öldürmesine dikkat çekmekti. Ama Ermeni lobisi bu olayı başka yöne çekti ve sanki biz onların öldürmüşüz gibi bir zemin yarattılar. Biz de UEFA’ya başvurduk. UEFA sanki ben öldürmüşüm gibi en ağır cezayı verdi. Cezayı verirken benim psikolojik durumumu dikkate almadılar ve savunma şansı da tanımadılar. CAS’a cezanın indirilmesi için başvuracağım. Son olarak şunu söyleyeyim belli bir baskı var ve çifte standart kullanarak beni futboldan men etmeye çalıştılar.” diyerek kendini savundu.
GURUR GAYE GÜNAL: UEFA KARARLARINDA ÇİFTE STANDART UYGULAMIŞTIR
Karabağ Kulübü Avukatı Gurur Gaye Günal CAS’a başvuru için son hazırlıkları yaptıklarını belirterek, “UEFA’ya yaptığımız başvuruda çok somut hukuki hataların olduğunu dile getirdik. UEFA’nın diğer ülkelerin aksine Azerbaycan ekibine çifte standart uyguladıklarını belirttik. Kulübün sorumlu tutulmasının sebebi kulübün basın sözcüsünün kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım. UEFA bu olaya şöyle baktı. Paylaşımın UEFA’nın ya da herhangi bir futbol organizasyonu ile ilgili olmamasına rağmen nem kendimi bu konuda yetkili görüyorum dedi. Aslında bu konuyla ilgili soruşturmayı Azerbaycan Futbol Federasyonu yürütmeliydi. Ayrıca UEFA eğer örneğin taraftarların olduğu ve cezalandıracak kişinin bulunamayacağı durumlarda kulübe ceza verebiliyor. Ancak burada olayı yapan kişi belli. Ayrıca UEFA ikinci kez tekrarlanan bir olayda 50 bin Euro’ya kadar ceza verebiliyor. Buna rağmen ilk eylem olmasına rağmen, ikinci ihlal durumunda verilecek cezanın iki katı cezayı kulübe uygun gördü. UEFA buna gerekçe olarak da kulübün kınama mesajını bir gün sonra yapmasına rağmen yeterli bulmadığını söyledi. PSG-Medipol Başakşehir maçında UEFA hakeminin ırkçı sözleri nedeniyle UEFA’nın bu tutumunu takip ettik sadece tek cümlelik bir kınama mesajı yayınlandı. Subjektif kriterler doğrultusunda ne olduğu kanunlarla tanımlanmamış kişilerin takdirine bırakılmış hususlarda UEFA kendi kalesindeki taşları oynatarak bir değerlendirme yaptı. Biz de bu hususları öne sürerek temyiz başvurumuzu yaptık ama UEFA bizim hakkımızı CAS’ta aramamızı tercih etti ki, bu kadar açık aleni somut delillerimiz olmasına rağmen bizim başvurumuzu reddetti. Davada tam olarak elimizin güçlü olduğu doneler var. Diğer kulüplere uygulamadığı kanun maddesini, Karabağ hakkında uyguladı. Ayrıca bu olay UEFA organizasyonu dahilinde olmadığı için ülkesellik prensibini es geçtiği için CAS bu durumu dikkate alacaktır. Cezada ve suçta orantılılık ilkesi, bir kişiyi ya da kurumu cezalandıracaksanız, bunun mevzuatta yazılı olması gerektiğine ilişkin maddeyi de yine CAS kararları belirttiği halde UEFA dikkate almadığı için bu konuda CAS’ta durumun lehimize çıkacağını düşünüyorum. Bütün hukuki doneler bizi avantajlı gösteriyor.” Dedi.
Gurur Gaye Günal sonuç olarak,”Eğer bir kulübü kusursuz sorumluluk ilkesi doğrultusunda sorumlu tutuyorsanız. Kulübün hiçbir sorumluluğu olmasa dahi yapılan eylem nedeniyle kusurlu olacağına ilişkin bir maddeye dayanarak sorumlu tutuyorsanız burada kusurun ağırlığını ya da hafifliğini tartışamazsınız. Çünkü adı üstünde kusursuz sorumluluk. Diğer tüm iddiaları kenara bıraksak bile UEFA’nın talimatlarında ırkçılığa karşı bir eylemin ilk defa ihlal edilen kulübe ya da şahısa uygulanması ceza ne ise onun uygulanması gerekirken bunun çok daha üzerinde tekrar halinde kullanılacak cezanın iki katı bir cezaya hükmedilmiş olması UEFA’nın açık bir şekilde hukuk kurallarını belirli ülkelerin belirli takımlarına ilişkin olarak çifte standart içinde uygulamış olduğunu görmüş olduk.” Dedi.
KÖSE: KİŞİYE CEZA VERİLEBİLİR, AMA KULÜBE CEZA VERİLMESİ HUKUKİ DEĞİL
Spor Hukukçusu Alpay Köse, “UEFA’nın kontrol ve disiplin komitesi, spor kulüplerinin hiçbir şekilde siyasi konulara girmesini tasvip etmiyor. Bununla ilgili soruşturma ve ceza örnekleri daha önce de vardı. İtalyan kulüplerinin Nazi selamı yapılması, ya da bizim milli takımın asker selamı konusu vardı. Bunların hepsi futbol dışı olduğu için UEFA soruşturmaya tabi tutuyor. Ancak burada farklı bir durum söz konusu. Karabağ kulübünün bir çalışanının sosyal medya üzerinden yapmış olduğu bir paylaşım var. Normal şartlarda kulüp yetkililerinin yapmış olduğu açıklamalar kulübü bağlar. Ama bunun için de belli şartlar oluşması lazım. Mesela, bir basın açıklaması olabilir, maç öü veya sonu açıklaması olabilir bunlar bağlar. Ancak bir kulüp yetkilisinin ki buradaki muhattap profesyonel bir çalışan, bu kişinin sosyal medyadan yapmış olduğu açıklamanın kulübü bağlayacağını söylemek mümkün değil. UEFA’nın yaptığı zorlama bir durum.” dedi.
Köse, kulübe ceza verilmesinin hukuki olmadığını savunarak, “Burada Ermenistan Futbol Federasyonu’nun UEFA’ya bir şikayeti söz konusu. Süreç bu şikayet üzerine başladı. Ermeni diasporasının Fransa’daki gücü ve Fransa’nın UEFA üzerindeki gücü biliniyor. UEFA’nın da bu gücün etkisi altında kaldığını görüyoruz. Kişiye ceza verilebilir. Bu açıklanabilir ki ömür boyu çok ağır bir ceza olmuş. Ama kulübe ceza verilmesini ben hukuki bulmuyorum. Bu çok zorlama ve doğru bir yorum değil. Kulübün resmi bir organı üzerinden değil kendi kişisel sosyal medya hesabından yapmış olduğu bir açıklama için kulübe ceza verilmesi kesinlikle doğru değil. UEFA’nın itiraz merci olumlu bir karar vermeyebilir. Sonuçta UEFA’nın içindeki bir kurum ama olay CAS’a taşınırsa ben kulübe verilen cezanın kalkacağını düşünüyorum.” diye konuştu.
UEFA’dan sonra CAS spor hukuku konusunda son sözün söylendiği yerdir ve buradan çıkacak karar kesindir. Ancak çok usuli konularda İsviçre mahkemelerine başvurulabilir ama olayın esasıyla ilgili değil usül ile ilgili olabilir. Hakem heyetinin düzgün kurulmamış olması, İsviçre yasalarına aykırı bir durum olması gibi çok net başvuru koşulları var. O yüzden İsviçre Federal mahkemesini çok düşünmemek lazım. Ben CAS’a giderse konu, kulüp açısından cezanın kaldırılacağını düşünüyorum.
MİLLİYET GAZETESİ SPOR MÜDÜRÜ TAYFUN BAYINDIR
Bu karar verenlerin bu görülmemiş kararın sonuçlarını hesapladıklarını düşünüyorum. Burada ciddi bir art niyet var ama, hukukta bir bağlayacılık söz konusudur. Bu nedenle itirazın haklı bulunacağını ve para cezasının iptal edileceğini düşünüyorum. Ayrıca bireysel cezanın da mantıklı olmadığını düşünüyorum. Kişisel hesaplardan yapılan paylaşımların ne ölçüde kulüpleri, şirketi bağlıyordur bu çok büyük bir tartışma şu an. Altını çiziyorum kulübe verilen ceza haksız yersiz anlamsız olduğunu bir karşılığı olmadığını düşünüyorum. Bu kararın bilinçli verildiğini düşünüyorum.
TSYD ESKİ BAŞKANI ESAT YILMAER
Bu kararlar aslında UEFA’nın bizim ülkelere farklı bakmasından kaynaklanıyor. Bir de burada bazı lobiler devreye giriyor. Bunun için de bir takım aceleyle verilen kararlar sonunda bir takım yanlış anlaşılmalara infiale sebep oluyor. Bakılınca son derece hukuksuz ve örneği görülmemiş bir ceza. Suçu işleyen kişi kulübün yetkilisi de olsa kişisel ceza verin ama kulübü bağlamaz.
DAVRAN: UEFA SİYASİ BİR KURUM GİBİ HAREKET ETMİŞTİR
Fanatik Gazetesi Dış Haberler Sorumlusu Mehmet Çağrı Davran ise, “İlk defa böyle bir kararla karşılaşıyorum. Karabağ kulübünün yetkilsinin paylaşımı şiddet içeren kabul edilemez açıklamalar ama UEFA’nın bugüne kadar verdiği cezalarda böyle bir örnek yok. Kişinin kendi sosyal medyası üzerinden yaptığı açıklama hiçbir zaman kulübü bağlamaz. Ayrıca Karabağ kulübü de kendi açısından olayla ilgili iç soruşturma başlattığını olayı tasvip etmediğini söyledi. UEFA futbolla ilgili bir kurum. Olayın da futbol organizasyonu ile bir ilgisi yoktur. Bu tamamen bir siyasi yorumdur. Hele ki Karabağ kulübünün olayla alakası yoktur. Disiplin maddelerini incelediğimde orada ırkçı ifadeler kullanılıyor diyor ama kulübün böyle bir ifadesi yok. Bu cezayı anlamak mümkün değil. Bu tamamen futbol dışı bir durum ve işin özeti UEFA bir futbol kurumu olmaktan çıkıp siyasi ya da yargı dağıtan bir kurum haline dönmüştür. Eğer böyle olacaksa da yakın zamanda iki ülke arasında yaşanan gerginlik sonucunda Ermenistan’ın birçok masum insanı katlettiğini düşünürsek, burada da Ermenistan Futbol Federasyonu’nu ve tüm kulüplerini bütün organizasyonlardan men etmesi gerekirdi.” dedi.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı