Demre, binlerce yıl öncesine dayanan zengin tarihi ve arkeolojik zenginlikleriyle ünlü bir bölge olarak bilinir. Akdeniz Üniversitesi'nden arkeologlar, bu tarihi zenginlikleri gün yüzüne çıkarmak için Myra Antik Kenti'nde yoğun kazı çalışmaları yürütüyor. Ancak bu kazılar, tapulu arazilere ilişkin kamulaştırma sorunuyla karşı karşıya.
MYRA ANTİK KENTİ: BİNLERCE YILLIK TARİH GİZEMİNİ KORUYOR
Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik liderliğindeki ekip, Myra Antik Kenti'nde Roma, Bizans dönemleri ve Kalkolitik Çağ'a kadar uzanan önemli kalıntılar ve bulgular keşfediyor. Bu kazılar, geçmiş medeniyetlerin yaşam biçimlerini, sosyokültürel yapılarını, sanatlarını, inançlarını ve ticaret yapılarını aydınlatmaya yönelik detaylı çalışmalar içeriyor. Ayrıca, Andriake'de devam eden kazılarla 11 bin kişilik antik tiyatronun kazıları da neredeyse tamamlanmış durumda.
DEMRE'NİN ZENGİN TARİHİ ALTINDA YATIYOR: TAPU SORUNU BEKLENİYOR
Ancak bu kazılarla ilgili büyük bir engel var: tapu sorunu. Demre, tarım topraklarıyla ünlü bir bölge ve büyük ölçekte seracılık yapılmaktadır. Antik kentin üstü, bu seralarla kaplıdır ve kamulaştırma çalışmaları gereklidir. Kamulaştırma gerçekleştirilirse, Myra'nın bin yıllık tarih hazinesi açılabilir. Sadece antik tiyatro değil, diğer yapılar da ziyaretçilere sunulabilir.
Prof. Dr. Çevik, "Bütün Demre aslında antik bir şehir. Kalıntılar 9,5 metre derinlikte yer alıyor ve tarihi son derece iyi korunmuş durumda. Bu zenginlikleri gün yüzüne çıkarmak için kamulaştırma çalışmalarının yapılması gerekiyor" dedi.
JEOFİZİK ÇALIŞMALARIYLA DEMRE'NİN GÖRÜNMEYEN ZENGİNLİKLERİ ORTAYA ÇIKIYOR
Jeofizik çalışmaları da Demre'nin altında katman katman antik yerleşimleri gösteriyor. Bu çalışmalar, Demre'nin büyük bir metropol olduğunu gösteriyor. Özellikle 11 bin kişilik antik tiyatro, bölgenin tarihini ve kültürel zenginliğini vurguluyor. Arkeologlar, bu tarih hazineyi gelecek nesillere aktarabilmek için kamulaştırma sorununun çözülmesini bekliyorlar.