İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hacı Bektaş-ı Veli’nin 750’nci ölüm yıldönümü etkinliklerine katılmak için Kırşehir’e geldi. Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nu makamında ziyaret eden İmamoğlu hem Türkiye’nin hem de şehirlerin Millet İttifakı belediyelerinden beklentisinin çok yüksek olduğunu vurguladı. Bu anlamda bütün belediyelere sorumluluk düştüğünün altını çizen İmamoğlu, “Buna, hep birlikte çalışarak güç vermeliyiz. Veriyoruz da. Daha iyisini yapmalıyız. Her zaman iyinin daha iyisi vardır” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, ziyaret sırasında bir gazetecinin “İstanbul’da mülteci göçü için nasıl tedbir aldınız” sorusuna, “Bizim böyle bir tedbir alma şansımız yok. Buna dönük uygulamalar, dış politika süreçlerdir. Umuyorum ki en doğru, en sağlıklı kararları alan bir hükümet olsun, dış ilişkiler bürokrasisi olsun; bunu temenni ediyoruz. Ama şu anki gidişat, bizi mutsuz etmektedir” yanıtını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2021 UNESCO Hacı Bektaş Veli Anma Yılı ve 58. Ulusal, 32. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında Kırşehir’e geldi. İmamoğlu, yarın gerçekleştirilecek etkinlikler öncesinde, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nu makamında ziyaret etti. Ziyarette İmamoğlu’na, CHP Kırşehir milletvekili Metin İlhan eşlik etti. İmamoğlu’nun ziyaretinin, geleneksel olarak düzenledikleri 11 CHP’li il belediye başkanları toplantısına denk geldiğini belirten Ekicioğlu, İBB Başkanı’na ziyaretinden dolayı teşekkürlerini iletti. Kırşehir’in Hacı Bektaş-ı Veli ile birlikte Yunus Emre ve Anadolu’daki esnaf ve zanaatkarlık geleneğinin öncüsü konumundaki Ahi Evran’ın da memleketi olduğunu aktaran Ekicioğlu, “Demokrasi adına çok önemli bir il. Biz de bu sorumluluğu bir yerde yerine getirmeye çalışıyoruz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN VE KENTLERİMİZİN BİZDEN BEKLENTİSİ YÜKSEK”
“Türkiye'de, 31 Mart'ın, o değişimin kıymetli temsilcileri burada” diyen İmamoğlu, “Onların büyük başarıları, ülkemizin de ihtiyaç duyduğu değişimin öncüsü olacak. Buna hepimiz tabii ki dahiliz. Bu noktada İstanbul'un sorumluluğunu da biliyoruz. Türkiye'nin en önemli lokomotif kentinin ortaya koyacağı yönetim başarısının, nasıl bir fayda sağlayacağının farkındayız” değerlendirmesinde bulundu. Hem Türkiye’nin hem de şehirlerin Millet İttifakı belediyelerinden beklentisinin çok yüksek olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Bu manada hepimizin siyasi bir sorumluluğu var. Bu siyasi sorumluluk; 31 Mart'ta yaşanan dönüşüm sonrası, ülkedeki dönüşümü de sağlayacak bir siyasi sorumluluk. Buna, hep birlikte çalışarak güç katmalıyız, güç vermeliyiz. Veriyoruz da. Daha iyisini yapmalıyız. Her zaman iyinin daha iyisi vardır” ifadelerini kullandı. Kırşehir’in Ahi Evran gibi derin felsefe sahibi bir erene ev sahipliği yaptığını aktaran İmamoğlu, “Dünyada nadir bir örnektir Ahi Evran ve böyle bir teşkilatlanmayı dünyada kuran, başlatan başka bir örneği yoktur, diyebiliriz. Bu yılın hem ‘Ahi Evran Yılı’ hem de ‘Hacı Bektaş-ı Veli Yılı’ ilan edilmesi de ayrı bir değer. Bu toprakların kutsallığının böylesi bir simge döneme denk gelmesi o manada çok kıymetli” diye konuştu.
GÜLÜMSETEN YANIT
Ziyaret sırasında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirinin, “Siyasal sorum olabilir mi” sözleri ilginç anların yaşanmasına neden oldu. İmamoğlu’nun gazeteciye verdiği, “Yani siyasaldan kastın ne? Sınava girmiyoruz herhalde. Ben işletme okudum ama” yanıtı gülüşmelere neden oldu. İmamoğlu, gazetecinin, “İstanbul’da mülteci göçü için nasıl tedbir aldınız? Mülteciler için farklı fiyat uygulamaları gibi bir çalışmanız var mı” sorusuna şu yanıtı verdi:
“EVRENSEL HUKUKA TERS DÜŞEN KARARLARI ALMAYIZ”
“Biz, hukuku temsil ediyoruz. Hukukun yön verdiği biçimde hareket etmek zorundayız. Bu, bazı konularda ulusal hukuk sistemimizdir, bazen de evrensel hukuk sürecidir. Dolayısıyla bunlara ters düşen birtakım kararları alma şansımız yoktur. Doğru da olamaz. Şunu net olarak ifade edeyim: Mülteci konusu, ülkemiz için çok derin bir sorundur. Bu sorunun, başlangıcından beri analiz edilmesi gerekir. Ne yazık ki, memleketimizin dış politika süreçleri sonrasında, dönem dönem yapılan eksikliklerden ötürü yoğun bir mülteci ya da sığınmacı tarifiyle, insanların ülkemizin farklı şehirlerine misafir olmasına maruz kaldık. Bunun sayısını, dönem dönem mülki idareciler verememektedir. Bu daha da acıdır ve vahimdir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde, mülteci ve sığınmacı konusunda net bir sayı alamamaktayız. Ama bazı raporlara göre, 1 milyon 600 bin; belediye başkanlarının söylemine bakarsanız 2 milyonu aşkın mülteci vardır İstanbul'da. Bu; 6, 7, 8 yıl içerisinde dünyanın hiçbir yerinde olmayacak, olmamış kadar yüksek oranda mültecinin bir kente yerleşmesi anlamına geliyor. Düşünsenize; yüzde 15 demografisi değişiyor bir şehrin. Çok büyük bir oran.”
“ÜLKELERİNDE BARIŞ ŞARTLARI OLUŞUNCA DÖNMELİLER”
“Bunun farklı yönleri var. Birisi insani yönü. Biz, insani tarafıyla ilgileniyoruz. Her ne kadar hiçbir belediye tarafından mülteci hususunda, tek liralık dahi ödenek aktarılmazken, bizler yine de ihtiyacı olan çocuklara, kadınlara, gençlere yardımcı olmaya çalıştık, özellikle pandemi döneminde. Ve halen de oluyoruz. Olmalıyız da. Ancak şunu da söylemek gerekir: Bu fikrimiz yeni değil, yıllardır birçok ortamda aynı fikri beyan etmiş birisiyim. Hatta Avrupa Birliği Avrupa Parlamentosu'nda yaptığım konuşmada da bunu söyledim. Türkiye, mülteci konusunda ne yazık ki yalnız bırakılmaktadır. Yani bölgede yaşanan her göç sorununda, sanki tek kapı Türkiye'ymiş gibi davranılmaktadır. Bu konunun iç siyasi hataları da vardır, ama oraya girmeyeceğim. Günün sonunda; milletçe bizim arzumuz şudur: Başta Suriyeli mülteciler olmak üzere, barış içindeki vatanlarına, gerekli altyapı oluşturulduktan sonra, dönmeleridir. Dönmeleri şarttır, gereklidir. Onlar için de gerekli. Hiçbir insanını, vatanının dışında mutlu olması çok fazla beklenemez. Bu koşulların sağlanması da ne yazık ki tek başına ulusal bir mesele değil, uluslararası bir meseledir. Bu boyutuyla beklentimizi dile getireyim. ‘Mülteci akınına karşı aldığınız bir tedbir var mı’ diye sordunuz. Bizim böyle bir tedbir alma şansımız yok. Buna dönük uygulamalar, dış politika süreçlerdir. Umuyorum ki en doğru, en sağlıklı kararları alan bir hükümet olsun, dış ilişkiler bürokrasisi olsun; bunu temenni ediyoruz. Ama şu anki gidişat, bizi mutsuz etmektedir.”
BABA-OĞUL ERTAŞ’LARI UNUTMADI
İmamoğlu ve beraberindeki heyet, Kırşehir Belediyesi ziyaretinin ardından, Türk ozan geleneğinin en önemli temsilcilerinden Muharrem Ertaş, Neşat Ertaş ve Çekiç Ali’nin mezarlarını ziyaret etti. Merhum ozanların mezarlarına karanfil bırakıp, dua eden İmamoğlu, duygularını, “Bugün hem Neşet Ertaş’ı hem de babası Muharrem Ertaş’ı bir arada andık. Kırşehir’den o kadar güzel sesler, o kadar güzel sözler bize ulaştırdılar ki; insanların yüreğinde, bu toprağın, bu güzel Anadolu’nun ciğerinden, yüreğinden gelen ses gibi… Tabii Kırşehir’e gelip onların huzurunda dua etmeden buradan ayrılmak olmaz. Allah rahmet etsin. Böyle güzel insanlar, bizim birliğimizi sağlayan muhafaza eden insanlar… Buraya gelince içimize gelen bir huzur, o insanların sesinin verdiği dinginlik yer alıyor. Onun için değerli Belediye Başkanımızla hem Neşet Ertaş’a hem Muharrem Ertaş’a dualarımızı okuduk. Mekanları cennet olsun” sözleriyle dile getirdi.
AHİ EVRAN’IN MEZARINI ZİYARET ETTİ
İmamoğlu, Ekicioğlu ve beraberlerindeki heyet, daha sonra Cuma namazı için Ahi Evran Camii’ne geçti. İmamoğlu, namazın ardından, doğumunun 850. yıldönümünde UNESCO tarafından “Anma ve Kutlama Yıldönümleri Programı”na alınan ve Ahi Evran’ın adını taşıyan cami içindeki kabrinde dua etti. Namazın ardından Ankara Caddesi üzerinde ve 2. Çarşı’da faaliyet gösteren esnafı ziyaret eden İmamoğlu, vatandaşlardan gelen sorunları dinleyip, renkli sohbetler gerçekleştirdi. Vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşan İmamoğlu, onlardan gelen fotoğraf çektirme isteklerini yerine getirdi.
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı