Pandemi döneminde iftar ve sahur için beslenme önerileri

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Ar. Gör. Fatma Öznur Afacan, oruç ile birlikte metabolizmanın yavaşlamaması ve sindirim sisteminin bozulmaması için iftar ile sahur...

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Ar. Gör. Fatma Öznur Afacan, oruç ile birlikte metabolizmanın yavaşlamaması ve sindirim sisteminin bozulmaması için iftar ile sahur arasında tüketilen besinlerin en az dört öğüne bölünmesi gerektiğini söyledi.

Ramazan ayı bu yıl dünyada ve ülkemizde etkisini ciddi şekilde gösteren pandemi sebebiyle farklı yaşanıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Ar. Gör. Fatma Öznur Afacan, evlere kapanarak hareketsiz bir şekilde yaklaşık 17 saat aç ve susuz kalan kişilere metabolizma hızını dengede tutmak için iftar ve sahur arasını en az dört öğüne bölmeleri gerektiğini söyledi. 

Vücut dengesini iyi korumak önemli 

Ar. Gör. Fatma Öznur Afacan, metobolik hızı düşürmeyecek önerilerini sıralayarak şunları söyledi: “Sahura kalkmadan oruç tutulursa aç ve susuz kalma süresi artacağından metabolik hız düşer. Baş ağrısı, yorgunluk, dikkatte azalmalar görülebilir. Sahura mutlaka kalkılmalı. Sahurda gün içinde kan şekeri dengesinin sağlanabilmesi için çavdar, kepek ekmek gibi tam tahıllı ürünler tüketilmeli. Hazır meyve suyu gibi rafine şeker içeren gıdalardan uzak durulmalı. Su ihtiyacını artıracak tuzlu, turşu, çok tuzlu zeytin gibi salamura besinler ve kızartma gibi aşırı yağlı besinler tüketilmemeli. Mide hazmını kolaylaştıracak, bağırsakların çalışmasına yardımcı olacak lifli, sebze ve meyveler tercih edilmeli. Protein içeriği yüksek olan besinler uzun süre midede kalarak tokluk hissini artırdığı için sahurda yumurta, peynir, yoğurt gibi proteini yüksek gıdalar yenebilir. Vücut su dengesini koruyabilmek için en az 2-2,5 litre su içilmeli” dedi. 

Tatlı tüketimi iftardan 1 saat sonra yapılmalı

İftarda çorba, hurma, salata gibi besinlerle oruç açıldıktan sonra mümkünse 15-20 dakikalık mola verilip ardından ana yemeğe geçilmesi gerektiğini belirten Afacan, şöyle devam etti: “Bu durum hazımsızlık, mide problemlerine yardımcı olup, tokluk hissini sağlayabilir. Bu sayede uzun süren açlığın ardından mideye bir anda yüklenilmemiş olup metabolizma hızlandırılabilir. İftarda yavaş sindirilen, glisemik indeksi düşük, lifli sebze, meyve, kurubaklagil, salata gibi ürünlerin tercih edilmesiyle sindirim kolaylaştırılabilir. Hazımsızlığın getireceği sağlık problemleri önlenebilir. Normal beslenme düzeninde olduğu gibi oruç esnasında da dengeli, yeterli beslenmek, miktara dikkat etmek çok önemli. İftarda protein ihtiyacını karşılayacak ızgara tavuk, et, balık, zeytinyağlı sebze yemekleri, yoğurt, salata ve tam tahıllı ekmek ürünleri tercih edilmeli. Tatlı tüketimi hemen iftarın ardından olmamalı. Yemekten en az bir saat sonra tatlı tüketilmeli. Enerji dengesini korumak ve mide problemlerini önleyebilmek için sütlü tatlılar tercih edilmeli. Vücuttan su atılmasına neden olacak aşırı kahve ve çay tüketiminden kaçınılmalı. Sindirimi kolaylaştırmak için iftardan üç saat sonra fiziksel aktivite artırılabilir, egzersiz yapılabilir.”

Hibya Haber Ajansı

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri