Pandemi Eğitim Danışma Kurulu Neden Oluşturulmadı ? CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, ülke genelindeki vaka ve ölüm artışlarının önümüzdeki yüz yüze eğitim sürecini sekteye uğratabileceğinin altını çizerek, “Önümüzde belirsiz bir süreç var. Her ne kadar resmi açıklamalar 21 Eylül’de yüz yüze eğitime geçileceği şeklinde olsa da, eğitimcilerin görüşü önümüzdeki dönemin seyreltilmiş eğitim modelinin benimseneceği yönünde. Zaten bizim aldığımız duyumlar da bu yönde. Ancak burada asıl sorgulanması gereken öğrencilere ve eğitimcilere yaşatılan bu plansızlık. Üç aydır bu zamanın geleceği, bunların yaşanacağı belliyken neden ayrı bir Pandemi Eğitim Danışma Kurulu oluşturulmasına ihtiyaç duyulmamıştır?” diye sordu.
CHP’li Adıgüzel yaptığı yazılı basın açıklamasında, MEB’in pandemi sürecine hazırlıksız yakalanmasının faturasının öğrenci ve eğitimcilere kesildiğini belirterek, “Milyonlarca öğrenci ve eğitimciyi ilgilendiren konular günlük yapılan planlara göre şekilleniyor. 18 milyonu aşkın öğrenci ve 1 milyonu aşkın öğretmenden bahsediyoruz. 20 milyona yakın bir popülasyona günlük çözüm olmaz. Bilim Kurulu ile eşgüdümlü çalışacak, sendikaları, eğitimcileri, öğretmenleri ve hatta öğrenci ve velileri kapsayacak bir Eğitim Danışma Kurulu’nun çoktan oluşturulmuş olması gerekirdi. MEB’in sendikaları, meslek odalarını dışlayıcı, eğitimcilerin talep ve uyarılarını göz ardı eden tutumu kabul edilemez ” ifadelerini kullandı.
DERSLİK BAŞINA 38 ÖĞRENCİ DÜŞÜYOR
Öğretmenler, öğrenciler ve veliler açısından soru işaretlerinin giderek arttığını belirten Adıgüzel, “Örneğin, İstanbul İstatistik Ofisi’nin verilerine göre yalnızca İstanbul’da ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde 2 milyon 800 bini aşkın öğrenci eğitim alıyor, 198 bini aşkın da öğretmen görev yapıyor. İstanbul’daki 7 bin 60 okulda derslik başına ilkokul-ortaokul düzeyinde 38, genel ortaöğretimde 34, mesleki ve teknik eğitimde 26 öğrenci düşüyor. Böylesi bir ortamda eğitimin normal şartlarda devam edemeyeceği ortada” dedi.
ÖĞRENCİLER NE DÜŞÜNÜYOR
Öte yandan CHP’li Adıgüzel, İstanbul Gençlik Platformu tarafından paylaşılan “Online Eğitim Çalıştayı Raporu”na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Uzaktan eğitim konusunda öğrenci görüşlerinin en az öğretmen ve idarecilerin geri bildirimleri kadar önemli olduğunun altını çizen Adıgüzel, “Öğrencilerin anlatımlarından çıkardığımız özellikle devlet ve özel okullar arasındaki ayrımın net bir şekilde hissedildiği yönündedir. Ayrıca okullar arasında herhangi bir standart uygulama olmaması, bütünlük sağlanamaması da dikkat çekmektedir. Bazı okullarda dersler EBA üzerinden işlenmeye çalışılırken diğer okullarda Zoom ya da Google uygulamalarının tercih edildiği görülmektedir. Yine özellikle Fen ve Anadolu Lisesi düzeyindeki okullarda öğretmenler kendi inisiyatifleri dahilinde okula giderek okul tahtasında ders anlatım videosu çekerek ve bu videoları öğrencilerle paylaşarak eğitimi sürdürmeye çalışmıştır. Bu da bize ortak bir online eğitim altyapısının olmadığını, EBA’nın yetersiz kalmasının bir sonucu olarak her okul ve öğretmenin kendi online eğitim altyapısını kurmaya çalıştığını göstermektedir. Bir nevi okullar ve öğretmenler kendi kaderlerine terk edilmiş, öğrenciler için interaktif bir eğitim ortamı sağlanamamıştır. Altyapı imkânı olan okullar EBA’nın yetersiz kaldığı noktalarda başka alternatif yolları kullanırken, diğer okullarda yaşanan altyapı aksaklıkları öğrencilerin eğitimini sekteye uğratmıştır. Bu da var olan eşitsizliğin daha da derinleşmesine neden olmuştur” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)