AB’nin Yeşil Mutabakat ile karbon ayak izini 2030 yılında yüzde 50’ye ve 2050’de sıfıra indireceğini deklare etmesiyle çalışmalarını hızlandıran Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki sektörler, yıllardır benimsediği sürdürülebilir ve çevreye duyarlı üretimi, Ticaret Bakanlığı desteğiyle gerçekleştirilen Sürdürülebilir UR-GE projeleriyle artıracak.
Sürdürülebilirliğin bütün sektörlerin en çok karşılaşacağı konu olduğunu artık hiçbir firmanın dünyaya karşı sorumluluk hissetmeden üretim yapmasının mümkün olmadığının altını çizen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, Yeşil Mutabakat’ı yeni bir büyüme ve yeni bir kalkınma anlayışı olarak görüyor.
“Biz yıllardır sosyal alanda sürdürülebilirlik için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu yıl da Birliğimiz faaliyetleri arasına Sürdürülebilirlik UR-GE’mizi de ekleyerek firmalarımızın kurumsal ve çevresel alanda bir dönüşüm sağlayabilmesi için destek veriyoruz. “Tekstil Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi” UR-GE Proje’mizde firma başvuruları alınmaya başlandı. Proje katılımcısı firmalarımızın öncelikli olarak profesyonel bir danışmanlık şirketi tarafından ihtiyaç analizi yapılacak. Sonuçlara göre eğitimler ve teknik danışmanlık faaliyetleri kurgulanacak. Firmaların tabi olduğu yasal mevzuat çerçevesinde yükümlülükleri tespit edilecek ve alınması gereken aksiyonlar raporlanacak. Firmaların faaliyet ve süreçlerinin çevresel etkilerinin belirlenmesi, emisyonlarının uluslararası standartlara göre raporlanması, enerji etüdü uygulamalarıyla enerji verimliliğinin artırılması gibi teknik faaliyetlerin yürütülmesi planlanıyor. Bu örnek faaliyetlere ek olarak, ihtiyaç analizi sürecinde tespit edilen ve firmalarda iyileştirilmesi gereken konularla ilgili teknik danışmanlık faaliyetleri gerçekleştirilecek.”
Üretim maliyetlerinde 18,3 milyon TL tasarruf sağlandı
Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla 2019 yılında başlayan Turkish Dried Fruits UR-GE Proje’sinde “Yalın Üretim Teknikleri” eğitiminin sürdürülebilirlikle ilgili en önemli faaliyetlerden biri olduğuna dikkat çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep sözlerine şöyle devam etti:
“Projemizdeki 18 firmadan 9’u üretim, bakım ve kalite süreçlerinde müşteri memnuniyetinin sağlanması ve kârlılığın arttırılması için danışmanlık hizmetinden yararlandı. Çalışanların geliştirilmesi ve işletme süreçlerinin iyileştirmesine yönelik yalın metotlar kullanılırken, 8 ay süren faaliyet kapsamında 600 bin TL tutarında devlet desteğinden faydalanıldı. Üretim maliyetlerinde sektör genelinde 18.3 Milyon TL tasarruf sağlandı. Birim zamanda üretim oranı arttı, hata ve fire oranları azaldı ve daha da önemlisi işletmelerde sürekli iyileştirme için düşünsel dönüşümün temelleri atılmış oldu. Proje kapsamında firmaların; “Fire, hata, müşteri iadesi” gibi kaliteyle ilgili maliyet arttıran problemlerinin azaltılması, ürün akış süresinin kısaltılması, makine duruşlarının ve duruş sürelerinin azaltılması, çalışanların iş yapma şekillerinin iyileştirilmesi ve verimin arttırılması, maliyetin düşmesi, bu çalışmalarla çalışan motivasyonunun iyileştirilmesi hedeflerinde önemli kazanımlar sağlandı. Bundan sonraki süreçte; üretim, kalite ve bakım süreçlerine ilave olarak, depo, stok yönetimi, iç lojistik ve üretim planlama, strateji, bütçeleme ve yalın ürün maliyet yönetimi süreçlerini de içeren ikinci aşama danışmanlık faaliyetine geçilmesi için hazırlıklara başladık.”
Hedefimiz bölgemizin yeşil üretim merkezi olmasını sağlamak
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle 2019 yılında başlayan “Hazır Giyim Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi UR-GE Projesi’nde öncelikli olarak firmalarla birebir ziyaretleri kapsayan ihtiyaç analizi çalışması yürütülerek yol haritası hazırlandığından bahsetti.
“Proje katılımcısı 22 firmanın kritik eksiklikleri tespit edildi ve sürdürülebilir tekstil ana ekseninde üç alt başlıkta (Operasyonel Sürdürülebilirlik, Yönetsel Sürdürülebilirlik, Çevresel Sürdürülebilirlik) toplandı. Bu eksikliklerin giderilebilmesi adına “Çevresel Sürdürülebilirlik” ile “Operasyonel ve Yönetsel Sürdürülebilirlik” konulu 2 adet danışmanlık programı uygulandı. Önümüzdeki dönemde de firmalarımızın çevre konusunda aksiyon almaları için destek vermeye devam edeceğiz. Hedefimiz bölgemizin yeşil üretim merkezi olmasını sağlamak. Firmalarımızın müşterilerden gelen talepler doğrultusunda sürdürülebilir üretim için yaptığı harcamaların maliyeti her geçen gün artmakta. Firmalarımızın sürdürülebilir alanda yaptığı harcamalara ilişkin devlet desteği verilmesi sektörün uluslararası rekabetçiliği açısından faydalı olacaktır.”
EHKİB sürdürülebilir kalkınmada sürükleyici etki yarattı
Sektörde yükselen trendleri yakından takip ettiklerini anlatan Sertbaş, “Birlik olarak sektörümüzün gündemini belirleyen sürdürülebilirlik ve dijitalleşme kavramları doğrultusunda yeni dönem stratejilerimizi planlıyoruz. Pandemi öncesinde sektörümüzün çevreyle ilgili kamuoyunda sahip olduğu olumsuz algıyı değiştirmek için EİB olarak çalışmalarımıza başlamış, 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan etmiştik. Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı kısaca özetleyecek olursak; Sürdürülebilirlikle ilgili UR-GE projesi, dünyanın en büyük sivil sürdürülebilirlik inisiyatiflerinden biri olan Birleşmiş Milletler Global Compact Üyeliği, Moda Devrimi Sergisi gibi birçok organizasyon ve proje düzenledik. Hatta bu sene EİB 15’inci Moda Tasarım Yarışmamızın temasını sürdürülebilirlik ve dijitalleşme çerçevesinde Tech-Tility olarak belirledik ve yarışmayı Aralık ayında dijital ortamda gerçekleştirdik. Ayrıca, sürdürülebilirlik alanında üyelerimizin farkındalığını artırmak amacıyla webinar etkinlikleri ve eğitimler düzenliyoruz.” dedi.
Demir-çelik sektöründe sıfır karbonlu üretim için yeşil hidrojen teknolojileri
Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, endüstrinin daha yeşil, döngüsel ve dijital olması bu sayede sürdürülebilirliğe katkı sağlayarak verimlilik artışı sağlamanın yeşil sanayi politikasının temelini oluşturduğunu söyledi.
“Sektörümüz sınırda karbon vergisinden en fazla etkilenecekler arasında yer alıyor. Bu yüzden karbon ayak izinin azaltılması konusunda bir çalışma grubu oluşturduk. Yeşil enerjiye dönüşüm, kömür yerine hidrojen kullanımı, yine kömür yerine doğalgaz kullanarak demir cevherinin doğrudan indirgenmesi suretiyle elde edilen DRI / HBI gibi daha az karbon salınımı gerektiren yarı mamuller kullanımı gibi döngüsel ekonomi konularında girişimlerde bulunacağız. Birliğimiz tarafından Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle başlatılacak “Demir ve Demirdışı Metaller Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi” UR-GE Projemiz ile firmalarımızın planlama ve üretim süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi, karbon salınımı, enerji verimliliği gibi alanlarda geliştirilmesini hedefliyoruz.”
Deri sektörü inovasyonun ön saflarında yer alıyor
Her nesilde sürdürülebilirlik arayışının güçlendiğini söyleyen Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, genç nesillerin çoğunun; Z jenerasyonunun yüzde 59'u ve Y kuşağının yüzde 57'sinin geri dönüştürülmüş ürünler satın aldığından bahsetti.
“En önemlisi Z nesli, en büyük tüketici kuşağı olma yolunda ilerliyor. Dolayısıyla biz hem yeni nesil tüketicilerin sürdürülebilirlikle ilgili beklentilerine ayak uydurmak zorundayız hem de 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı doğrultusunda girişimler çıkarıp etki yatırımcılığıyla inovasyonun ön saflarında yer almalıyız. Bu yüzden “Deri ve Deri Mamulleri Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi” UR-GE projemizi başlattık. Tasarım bu işin en önemli kısmı. Teknolojiye dayalı çözümler sera gazı salınımlarını önümüzdeki senelerde 9,1 milyar ton azaltacak. Sektörümüzde bu etik değişimin parçası olan, zararlı kimyasal içermeyen metotlarla tabaklama yapan, sürdürülebilir eko malzemeler kullanan, doğaya karışan deriler geliştiren Türkiye’de ve dünyada başarılı örnekler var. Karbonsuz yeni bir düzen kuruluyor. UR-GE projemizle firmalarımız; sürdürülebilirlik yönetimi ve karbon yönetimi, planlama ve üretim süreçleri, sosyal uygunluk, tasarım ve pazarlamada büyük bir yol kat edecekler.”
Sürdürülebilir madencilik yeni dünyanın standardı
Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, toplam maden ihracatının 5 milyar dolar civarında olduğunu ancak madenlerin ihracata konu olan ürünlerin hammaddesi diğer tüm sektörler baz alındığında ülke ekonomisine 50 milyar dolarlık katma değer sağladığını açıkladı.
“Madenlerimiz 83 milyon insanın sahip olduğu değerler. Bu değerleri çevreye ve topluma duyarlı sürdürülebilir bir şekilde optimum düzeyde kullanmalıyız. Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği ve ülkemiz tarafından finanse edilen, “Madencilik Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi” projemiz ile insan kaynağının sürdürülebilirliği için önemli bir adım attık. 3 yıl üst üste yaptığımız Hayatımız Maden Çalıştaylarında sürdürülebilir madencilik öncelikli gündem maddemizdi. Çalıştaylarda ortaya çıkan çıktılardan yararlanarak “Madencilik Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi” UR-GE projemiz ile firmalarımızın kaynakları verimli kullanması, atık ve su yönetimi, sürdürülebilirlik raporlaması gibi yetkinliklerini daha da artıracağız. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusundaki karbon politikalarını belirlemelerini ve yeni düzeni fırsat boyutuna dönüştürmelerini sağlayacağız.”
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı