Dünya genelinde insanlar, pandeminin etkileriyle başa çıkmak için internet fenomenleriyle sanal, 'parasosyal' ilişkilere yöneliyor.
Kaspersky'nin son araştırmasına göre "parasosyal ilişkiler" olarak da bilinen tek taraflı ilişkiler, sosyal mesafe ve ulusal Covid-19 karantinaları arasında dünya genelinde yükselişe geçti. Kaspersky tarafından 25 ülkede 15 binden fazla kişi üzerinde yapılan küresel araştırma, Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının 35’inin takip ettikleri fenomenlerin kendilerine "gerçekten kaçış imkanı" sağladığına inandığını gösteriyor.
Yapılan anket, parasosyal ilişkinin artık yeni veya sıra dışı olmadığını gösteriyor. Türkiye’deki katılımcıların 35’i takip ettikleri fenomenlerle 'arkadaş olabileceklerine' inanıyor ve yaklaşık olarak aynı oranda kişi (31) fenomenlere özel mesaj gönderiyor. Bu ilişkilerin büyük ölçüde sanal doğasına rağmen, sosyal medya kullanıcılarının üçte biri (31) gerçek hayatta takip ettikleri bazı fenomenlerle tanışmış durumda. Bu oran ABD'de 57.
Art arda gelen küresel karantinalar sırasında çoğumuz evde uzun süreler geçirdik ve kaybettiğimiz sosyal yaşamlarımızı değiştirmek için sanal kişiliklere yöneldik. Bu tür tek taraflı bir ilişki, birçok yaşam üzerinde güçlü bir etkiye sahip. Araştırmaya Türkiye’den katılanların dörtte üçü (76) sağlık, hobi, stil ve haber gibi alanları takip ettikleri fenomenlerden öğrendiklerini söylüyor. Neredeyse yarısı (45) fenomen içeriğine 'bağımlı' olduklarını, 14’ü fenomenlerle etkileşime girmezlerse yokluk duygusu hissettiklerini söylüyor.
Katılanların çoğu, fenomenlerin gönderilerine yorum yaparak (45) veya gönderilerine veya hikayelerine tepki vererek (25) çevrimiçi kişiliklerle doğrudan iletişim kurmaya çalıştı.
Bununla birlikte, sosyal medya pandemi sırasında birçok insan için önemliydi ve dünya çapında yaklaşık on kişiden altısı (59) sosyal medyanın pandemi sırasında kendileri için hayati bir bağlantı sağladığını söyledi. Bu rakam, bağlantı için sosyal medyaya güvenen 18-34 yaşlarındaki (71) genç insanlar arasında en yüksekti. Vietnam (94) ve Güney Afrika (79) sosyal medyanın kendileri için hayati bir bağlantı olduğunu söylüyor. Ancak dünya çapındaki insanların üçte biri (33) pandemi sırasında sosyal medyadaki insanlara karşı daha az hoşgörülü olduklarını ifade ediyor.
Kaspersky Güvenlik Araştırmacısı David Emm, şunları söylüyor: "İnsanların yarısından fazlası (56) on yıldan fazla bir süredir sosyal medyada aktif olmasına rağmen, çoğumuz hala sosyal medyanın olumlu yanlarını olumsuz yanlarıyla nasıl dengeleyeceğimizi bulmaya çalışıyoruz. Şimdi sanal ilişkilerin norm haline geldiği yeni bir çağa girdik. Bu tek taraflı ilişkiler, insanlar bu ilişkileri geliştirmeye çalıştıkça sosyal medyada aşırı paylaşıma yol açabilir. Bu da çok çeşitli olumsuz ve öngörülemeyen sonuçlara yol açabilir. Bilgisayar korsanlığı ve kimlik avı girişimleri, doxing ve zorbalık, çevrimiçi utandırma, liste uzayıp gidiyor. Geçtiğimiz yıl boyunca yaşadığımız karantina sürecinde, insanların yalnızlık ve can sıkıntısından kurtulmak için çevrimiçi ve parasosyal ilişkilere yönelmeleri anlaşılabilir bir durum. Ancak insanların çevrimiçi ortamda aşırı paylaşımın yaratabileceği sonuçların farkında olması ve daha dengeli bir yaklaşımı benimsemesi çok önemli.”
Kaspersky ayrıca kullanıcıların sosyal medyadan güvenli bir şekilde yararlanmalarına yardımcı olacak kullanışlı ipuçları bulabilecekleri "ShareAware Hub"ı da başlattı.
Kaspersky, araştırmada beş farklı sosyal medya kişiliği belirledi:
- Bilinçli Sosyaller - çevrimiçi zamanlarını sınırlayan ve gönderileri minimumda tutanlar
- Esintili Göndericiler - nispeten kısa faaliyet süreleri boyunca üretken yayın yapanlar
- Aşırı paylaşımcılar - çevrimiçi yaşayan ve deliler gibi paylaşımlarda bulunanlar
- Gizlenenler - sosyal medyada çok zaman harcayabilirler, ancak sadece sörf yapmak için buradalar, yorum yapmak için değil
- Çevrimdışılar - aktif değiller, ya hiç katılmadılar ya da sosyal medya hesaplarının çoğunu sildiler
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı