“Dünya hassas kalpler için bir cehennem yeridir.” diyen Klinik Psikolog Beyhan Budak, terbiyesizliğin psikolojik bir sorun olmadığını söyledi.
Hassas ve ince düşünen insanların çok kolay yıprandığını ve duygusal açıdan yorulduğunu söyleyen Beyhan Budak” Önceden hocamdan duyduğum bir söz vardı benim” terbiyesizlik psikolojik bir rahatsızlık değildir.” Bu o kadar önemli bir konu ki, günümüzde narsizm çağında yaşadığımız için birazcık hassas ve ince düşünen insanların çok kolay yıpranıp çok kolay duygusal açıdan yorulduğunu düşündüğümüz zaman, bu prensibi hayatımızda nasıl uygulayabiliriz, bundan bahsetmek istiyorum. Bugüne kadar empatinin en gerekli erdemlerden birisi olduğunu öğrenerek, zihnimize kazıyarak büyüdük. Enteresan bir şekilde, ülkemizde empati bu kadar vurgulanmasına rağmen, hassas olmayan insanların empatiyi hayatında dile getirmediği,uygulamadığı başka bir yer var mıdır onu da bilmiyorum. Ama hassas ve ince düşünceli insanlar ortaya koyulduğu zaman bu insanlar empatiyi fazlasıyla kullanmaya başlıyorlar. Biraz önce söylediğim gibi “Terbiyesizlik psikolojik rahatsızlık değildir.” dedi.
“Kötülük Yapan İnsanlara Empati Kurmayın”
Kötü insanların iyi niyeti suistimal ettiğini söyleyen Budak” Etrafımızda kötü davranan insanlar, ahlaksızca davranan insanlar, bizim sınırlarımıza tecavüz eden insanlar, bize kötü muamele yapan insanlar olabilir. Ama eğer empati becerin aşırı yüksekse, hassas bir insansan birisi sana kötü davrandığında bile, empati o kadar merkeze alıyorsun ki, kendini koruman gerekirken karşımdaki insanı anlarsam, bir şekilde onun bana neden böyle davrandığını çözersem ona daha iyi gelirim ve bu problemin üstesinden gelebiliriz diye düşünüyorsun. Diyelim ki sana hakaretler ediyor, sana kötü davranıyor, seni aldatıp kandırıyor ve sen diyorsun ki o da böyle şeyler yaşamış, belki öfkelidir,belki yaptıklarının arkasında şöyle bir sebep vardır, diyorsun ve bir bakıyorsun ki karşındaki insanın durumunu bir psikolojik rahatsızlıkmış gibi değerlendiriyorsun. Halbuki bazen narsistlik, terbiyesizlik ya da bir şekilde karşı taraftaki insanın hakkına tecavüz etmek, sadece yaptığı kötü bir şeydir. Bunun daha ötesini anlamaya çaba göstermek, sadece bize zarar verir” diyerek konuşmalarını şöyle sürdürdü:
Hassas Duygularınızın İstismar Edilmesine İzin Vermeyin!
Bizim hassas duygularımızın ve ince yapımızın istismar edilmesine neden olur .Empati çok değerli ve hayatımızda olması gereken bir erdem ama, öncesinde karşı tarafı bir kontrol etmemiz gerekiyor. O kişi empatiyi hak ediyor mu, hak etmiyor mu? Eğer biz karşı tarafı kontrol etmeden bize her kötü davranana, iyi davranana empati uygularsak, içimizdeki empatinin kaynaklarını çok kısa bir süre içerisinde tüketiriz. Zannederiz ki, birisine empati gösterirsek,herkese iyi davranırsak herkes iyi olacak ama bazı insanlar vardır ki, dokunduğun zaman seni yakar. Sen kendini kessen de, kendini öldürsen de, hayatını ona adasan da, bazı insanlara hiç faydan olmaz. Psikolog olarak bugüne kadar şunu fark ettim, bazı insanlar vardır ki herkes onlara yardım edebilir, bazı insanlara yardım edebilmen için ciddi anlamda çaba sarf etmem lazım, bazı insanlara da ne yaparsan yap yardım edemezsin. Asla yardım edemeyeceğin insanlara empati yardımı yaptığın zaman, kaybeden sen olursun. O yüzden hayatına giren insanları , önce bir muayeneden geçirmen gerekir, bu iyi bir insan mı ya da bana zarar mı vermek istiyor? Eğer ki zarar vermek istiyorsa sen onu bir empati becerisi kurmadan,hayatından uzaklaştırman lazım. Sonrasında hayatında olan insanlara, iyi niyetini az çok tahmin ettiğin insanlara, değer de, merhamet de, empati de verirsin. Bu şekilde olunca hayatını dengede tutman mümkün. Ama sen hak etmeyen insanlara empati gösterirsen, sonrasında seni bekleyen şey değersizlik duygusu ve seni bekleyen şey koskocaman bir depresyon olabilir. İçinde bulunduğumuz çağın çok güzel tarafları var. Mesela teknolojinin ulaşılabilir olması, tam olarak uygulanamıyor olsa da, hümanizmin amaç olarak hayatımızda yer alması bence güzel bir şey. Madalyonun karanlık yüzü de, narsisizm çağında yaşıyoruz. İnsanlar bencilliği özgüven zannediyor, insanlar başkalarının sınırlarını gasp etmeyi, onların hakkını yemeyi başarı zannediyor. Bugün başarı hikayesi olarak bizim hayatımızda örnek gösterilen insanlar, mesela Steve Jobs’a bakıyorsun adam engellilerin yerine park ediyor. Kendi çocuğunu uzun yıllar reddeden ve kötü davranan bir adam. Bugün Steve Jobs sanki bir filozofmuş gibi bize pazarlanıyor. Alttan alta verilen mesaj şu; Sen başarılı ol da ne yaparsan yap, başkalarının üzerinden mi yükseliyorsun, başkalarını mı kandırıyorsun, başkalarının hakkını mı yiyorsun, hiç önemli değil. Sen yeter ki başarılı ol. Ama bu şekilde başarılı olmak için, hayatındaki bir sürü erdemi feda ediyorsun. Belki sen hala işin hassas tarafındasın yani kimseyi kırıp, kimseye zarar vermek istemiyorsun ve bence bunda hiçbir sorun yok. Sen evrensel dolandırıcılığın hüküm sürdüğü bir zaman diliminde, şefkatinle kendi küçük dünyamda çok mutlu yaşayabilirsin, hiç sıkıntı yok. Ama bu insanlar her yerdeler. Başarı için her şeyi yapabilecek ve narsist insanlar her yerdeler. Eğer onlardan kendini korumazsan, senin emek vererek oluşturduğun dünyayı birden paramparça edebilirler. Bu yüzden tekrar söylüyorum “Terbiyesizlik psikolojik rahatsızlık değildir.” Narsist ve başkalarını kolayca harcayabilen insanlar, gerilim ve çatışmadan beslenirler. Onlar için gerilim,sanki dalgalı bir suyun üstünde sörf yapıyormuş gibidir, keyif alırlar. Ama sen hassas bir insansan gerilim seni boğar. Gerilim içinde rahat olamazsın ve kendin gibi hissedemezsin. Yani sen narsis bir insanın yöntemi ile narsistle savaşamazsın. Sen bencilin yöntemi ile ve bencille savaşamazsın. Sen biraz daha sakin ve mantıklı bir ortamda,bir şekilde sorunlarını çözmeye alışmış bir insansın. O yüzden narsistle çatışmaya girdiğin zaman, kazanan her zaman narsist olacaktır. Çünkü bu yıllardır böyle, yıllardır insanları manipüle ediyor, yıllardır insanlara ezip geçiyor. Ama sen anlatmaya, izah etmeye alışmışsın. Sen ne kadar anlatıp izah etsen de o seni ezip geçer. O gerilimden beslenirken, sen gerilimden yıpranıyorsun ve böyle bir durum orataya çıkıyor. O yüzden bu insanları hayatının çok merkezinde tuttuğun zaman, kazananlar onlar olacak. Bu insanlarla mücadele etmenin en kolay yolu, onlardan uzak olmaktır. Onların döngüsüne ve çemberine girdiğin zaman kaybeden, tükenen, yıpranan sen oluyorsun. Bu aynı zamanda sosyal hayatla beraber ilişkilerimizde de çok fazla var. Bazı kadınları erkekleri görüyorum ki, sanki ilişkilerin kızılayı gibi, nerede sorumlu ve problemi bir tip var, sanki sen onu adam edeceksin gibi o insanı hayatına alıyorsun. O insan senin hayatını yavaş yavaş kötü noktaya getirdikçe, sen diyorsun ki ben onu düzelteceğim ve o bir şekilde kendini toparlayacak. Bu şekilde yıllar yılları kovalıyor. Bakıyorsun ki onu düzeltemediğin gibi, onun olumsuz tarafları senin hayatını da mahvetmeye başlamış. Bunun neticesinde elinde kocaman bir 0 kalıyor. İlişkilerde de bu durum aynen geçerlidir. Bazı şeyler vardır ki düzeltilemez, onları besleyen şeyleri değiştiremezsin. O yüzden hayatına alıp ilişki noktasında yaklaştığını insanlara da , bu açıdan bakmak seni korumak için fayda sağlayacaktır^