Yazarın geleceğe dair bir kâbus senaryosu olan eser, güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıt ve yalnızca yarına değil, bugün için de bir uyarı çığlığı olarak nitelendiriliyor.
Can Yayınları tarafından Celâl Üster çevirisiyle yayımlanan 1984’te, bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanıyor. 1984, geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar oldukça gerçekçi bir roman.
Yetkin Dikinciler, Storytel için gerçekleştirdiği seslendirmeyle ilgili görüşlerini paylaştı ve; ‘Eser, deyim yerindeyse ‘sarsıcı’, hatta adeta ‘zihnimi ve ruhumu silkeledi’ desem, abartmış olmam. Aslında, “ben böyle düşünüyorum” dediğimizde, varsaydığımız, zannettiğimiz bir “ben”den bahsediyor olabileceğimiz kuşkusunu, ürpertisini düşürüveriyor içimize. İçimiz, ne kadar içimizse tabii. Herkesin kendimiz gibi olmasını beklediğimiz, bencil iç dünyamızda, hakikatte kendimizin “herkes” gibi olmaya başlaması. Rahat, konforlu ve en önemlisi yasal. Herkes, herkesin, herkesleşmesini istiyor gibi. İşte, bu hissedişlerle okudum “1984”ü. Dil insanda yaşar. Doğru, ama insan, dilde yaşamaya başlıyor, hatta, konuştuğu dil kadar yaşıyor, düşünüyor. Herkes, anlamın değil, “aynı şeyi anlamanın” peşinde. Bu eseri seslendirirken, bana var olduğunu zannettiğim “ben”i unutturan Orwell’a, onun “yazdıklarımı unut, kendini herkesleşmeden oku” diyen “kardeşliğine” sadakat yegâne amacım oldu. “Her”kese, iyi dinlemeler.’ dedi.
Kullanıcılar, Storytel’e mobil telefonlarına yükleyecekleri uygulama üzerinden abone olarak ulaşabiliyorlar. Storytel aboneleri, 3.000’in üzerinde Türkçe sesli kitabı, 1.000’e yakın Türkçe e-kitabı, 80.000’den fazla İngilizce sesli kitabı, 100.000’nin üzerinde İngilizce e-kitabı ve birçok podcast’i sınırsız dinleyebiliyor.