Siber Zorbalık ile İlgili Olarak Diğer STK’lara Meydan Okuyoruz!

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Ofisi, 25 Kasım – 10 Aralık tarihleri arasında düzenlenen ‘16 Günlük Aktivizm – Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası’ kapsamında kadınlara ve kız çocuklarına yönelik siber şiddete dur diyecek 1 milyon kişi arıyor.

Yayınlanma:
Siber Zorbalık ile İlgili Olarak Diğer STK’lara Meydan Okuyoruz!

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Ofisi, 25 Kasım – 10 Aralık tarihleri arasında düzenlenen ‘16 Günlük Aktivizm – Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası’ kapsamında kadınlara ve kız çocuklarına yönelik siber şiddete dur diyecek 1 milyon kişi arıyor. Bu amaçla herkesi Ateş Böcekleri web sitesinde siber şiddetle ilgili testi çözmeye ve arkadaşlarına meydan okumaya (challenge) davet ediyor. Global Bilişim Derneği (BİDER), kampanyaya destek verdiğini ve diğer sivil toplum kuruluşlarının (STK) da destek vermesi için onlara meydan okuduğunu açıkladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi Türkiye Ofisi, sosyal medyada başlayan meydan okuma (challenge) ile 16 günlük aktivizm kapsamında kullanıcıları Ateş Böcekleri web sitesine  yönlendiriyor. Ziyaretçiler, 25 Kasım tarihindeki Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nden başlayıp 10 Aralık tarihindeki İnsan Hakları Günü’ne kadar sitede açık olacak interaktif testi çözerek siber şiddet hakkındaki bilgisini ölçebiliyor ve siber şiddetle ilgili mini kılavuzu kendi cihazına indirerek bilgi ve farkındalığını artırabiliyor. Test sonunda ise herkes arkadaşlarına meydan okuyarak testi çözmeye davet edebiliyor. Siteye yapılan her ziyaret, kampanyayı 1 milyon kişi hedefine yaklaştırıyor. Kampanya kapsamında interaktif teste verilen anonim yanıtlar, BM Kadın Biriminin ortakları ile birlikte geliştireceği, toplumsal cinsiyet temelli siber şiddetle mücadele planlarına veri sağlayacak.

Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever, “COVID-19 küresel salgını ile beraber insanlar internet ortamında ve özellikle sosyal medyada çok zaman geçiriyor. Evden çalışma ile beraber kadınlar ve uzaktan eğitim ile beraber kız çocukları çevrimiçi platformları her zamankinden daha fazla kullanıyor. Bu da doğal olarak siber zorbalık riskini de artırıyor. 25 Kasım tarihindeki Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nden başlayıp 10 Aralık tarihindeki İnsan Hakları Günü’ne kadar sürecek ‘16 Günlük Aktivizm – Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası’na Global Bilişim Derneği (BİDER) olarak destek veriyoruz ve kampanyaya destek vermeleri için diğer sivil toplum kuruluşlarına (STK) da meydan okuyoruz. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Ofisi’nin hazırladığı Ateş Böcekleri web sitesinde siber şiddetle ilgili testi çözen kişi sayısı 2 günde 100 bin kişiye yaklaştı. STK’larımızın destekleriyle 1 milyon kişiyi fazlasıyla aşacağına ve toplumda önemli bir farkındalık oluşturacağına inanıyoruz.” açıklamalarında bulundu. Siber Ortamda Kadına Karşı Şiddet, Cinsel İstismar ve Siber Zorbalık

Kadına karşı şiddet vakalarının kanser gibi hızla yayıldığı bir dönemde, siber ortamda da en çok mağduriyetleri küçük çocuklar ile kadınlarımızın yaşamaya devam ettiğini belirten BİDER İkinci Başkanı Av. Murat Keçeciler şu değerlendirmelerde bulundu: “Şiddet, fiziki şiddetin yanı sıra psikolojik şiddeti de içinde barındırmaktadır. Gelişen teknoloji ile fiziki ve psikolojik şiddete ek olarak artık sanal şiddet de kendisini göstermektedir.

Siber zorbalık olarak tanımlanan sanal şiddet bazı vakalarda cinsel istismarı da içinde barındırmaktadır. UNICEF tarafından yapılan çalışmada siber zorbalık, dijital teknolojilerin kullanımıyla yapılan zorbalık olarak tanımlanmıştır. Sosyal medyada, mesajlaşma platformlarında, oyun platformlarında ve cep telefonlarında gerçekleşebilir. Siber zorbalık mağdurlarını korkutmayı, kızdırmayı veya utandırmayı amaçlayan tekrarlanan davranışlardır. Örnekleri şunları içerir:

·Sosyal medyada birinin hakkında yalanlar yaymak veya utanç verici fotoğraflarını yayınlamak,

·Mesajlaşma platformları aracılığıyla incitici mesajlar veya tehditler göndermek,

·Birinin kimliğine bürünmek ve onun adına başkalarına kötü mesajlar göndermek.

Siber zorbalık çoğu olayda dijital bir ayak izi bırakır. Dijital ayak izleri, siber zorbalığı durdurmaya yardımcı olacak ve yararlı kanıtlardır ancak, zorbalık fiili sona erdikten sonra kişilerin mağduriyetine sebep veren bir unsur olarak sanal ortamda kalmaya devam etmektedir. Bu nedenle unutulma hakkı son yasal düzenlemeler ile mevzuatımızda vatandaşlarımıza tanınan önemli bir hak olmuştur.

Kadına karşı şiddetin önlenmesine dair mevzuat incelendiğinde siber zorbalık ve cinsel istismar vakalarının da bu mevzuat kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda siber suçlarla mücadele birimleri ile kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin birimler arasında eş güdüm ve karşılıklı bilgi paylaşımı ve eylemsellik birliğinin kurgulanması önemlidir. Bu kapsamda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın eş güdüm sağlayan çalışmalarının mevcudiyeti umut vericidir.” Şiddetin Dijital Boyutu: Kadına Karşı Siber Zorbalık

BİDER Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Tufan; değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte hayatımızı kolaylaştıran dijital yaşamın hem kurumsal hem de bireysel hayatımızın büyük bir kısmında yer almakta olduğunu belirterek sözlerine devam etti: “Dijital platformlara oluşan talep ve kullanımın artması, bireylerin gündelik hayatlarını kolaylaştırsa da kötü niyetli dijital kullanıcıların elinde bir siber tehdit unsuru haline gelebilmektedir. Sosyal platformlarda ve dijital alanlarda yer alabilen siber zorbalık, akıllı telefonlarımıza yüklediğimiz uygulamalar aracılığıyla da yaşanabilmektedir. Kullandığınız uygulamaların, paylaşım yaptığınız kişisel bilgilerinizin ve fotoğraflarınızın bir siber zorbanın elinde size karşı tehdit unsuru haline dönüşebileceğini unutmayınız.

Şiddetin dijital boyutu olan siber zorbalık, özelikle toplumda kadınlarımızı ve genç kızlarımızı hedef alabilmektedir. Çeşitli sosyal mühendislik yöntemleri ile kişilerin özel bilgileri ele geçirilebilmektedir. Ele geçirilen bu bilgiler, rahatsız etmek ya da zarar vermek amacıyla kullanılabilmektedir. Tüm bu sebeplerle güvenli internet kullanımı için güvenlik zafiyeti barındıran sanal ortamlarda kişisel bilgiler paylaşılmamalıdır.” Kadınlar İçin Daha Güvenli Bir Dijital Gelecek

Kadınların günlük yaşamlarında maruz kaldığı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin siber dünyada da göz ardı edilemeyecek seviyelere ulaştığını belirten BİDER Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Demirel şu değerlendirmelerde bulundu: “İnternet ve sosyal medya da maalesef kadınların kendilerini güvensiz hissettiği ve tehditlere maruz kaldığı bir ortama dönüştü. Siber şiddet suçları, aklınıza gelebilecek tüm internet ve sosyal medya platformlarının araç olarak kullanılması yoluyla işlenmektedir ve kadına yönelik diğer şiddet türleriyle aynı yıkıcı ve yıpratıcı etkileri ortaya çıkarmaktadır. Her zaman üzerinde durduğumuz gibi internet ortamından hiçbir zaman silinmeyecek olan dijital ayak izlerimiz çevrimiçi kimliğimizi oluşturur. Siber şiddet eylemleri özellikle siber şiddete maruz kalan kadınlar açısından maddi ve manevi tahribatlar meydana getirir. Cinsiyete dayalı siber şiddet eylemlerine maruz bırakılan kadınların ve kız çocuklarının çevrimiçi ve çevrimdışı varlıklarının tehlikede olduğu bilinci ile yaklaşılarak, mağdurun kişisel hak ve sınırlarının korunması için toplumsal bir sağduyu geliştirilmelidir.”

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Keşfet