Sivil Toplum Hareketi’nden Fikri Sağlar’a Kınama

Sivil Toplum Hareketi Ege Bölgesi Başkanı İlhan Çelik, Fikri Sağlar’ın “Türbanlı hakimin adaleti yerine getireceğinden kuşkuluyum” sözlerine sert tepki gösterdi. Başkan  Çelik,  “Sağlar’ı bu sözünden, daha...

Yayınlanma:
Sivil Toplum Hareketi’nden Fikri Sağlar’a Kınama

Sivil Toplum Hareketi Ege Bölgesi Başkanı İlhan Çelik, Fikri Sağlar’ın “Türbanlı hakimin adaleti yerine getireceğinden kuşkuluyum” sözlerine sert tepki gösterdi. Başkan  Çelik,  “Sağlar’ı bu sözünden, daha da önemlisi aczi ve korkusundan dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Açıklamada “28 Şubat ideolojik zihniyeti izlerinin hatırlatılmaya çalışıldı bir açıklama ile gündeme gelmiş olan Sayın Fikri Sağlar’ı ‘Türbanlı hakimin adaletini yerine getireceğinden kuşkuluyum’ sözünden daha da önemlisi aczi ve korkusundan dolayı şiddetle kınıyoruz. Neden ideolojik savaşlar hep kadın üzerinden gerçekleşiyor? Ve bu saldırıları neden her zaman kadın hakları üzerine ahkam kesenler yapıyor? En çok barıştan söz edenlerin terör yuvaları olması gibi en çok kadını diline dolayanların kadın hayatını yok etmeye çalışanlar olduğunu üzüntüyle izliyoruz, ya inanç değerlerine saldırarak ya da kadını bir metaya dönüştürerek en büyük düşmanlığı yine kadın hakları diye bağıran faşist zihniyetlerin yaptıkları teessüfle karşılıyoruz. Duygu sömürüsü yaparak ulaşabileceği bir kitle olduğu hayalini kuran bu amaçla bir yakınının üniversite yıllarında başörtüsü yüzünden okuldan atılmasını anlatan yine kadını iktidara yerlerine meze yapan zihniyetleri anlamakta zorluk çekiyoruz.Tarih boyunca yaşamak, kadın fesi, ferace, maşlah, tepelik,hotoz, tandırbaş, kundak yemeni,salma yemeni, yahut felek tabancası gibi isimlerle kadınların başlarını örtü şekilleri değişiklik göstermiştir.Bugün bir örtü şeklinde türban tanımlaması yaparak içine farklı anlamlar yüklemek yine aynı zihniyetin ürünüdür çünkü kadının başını örtmesi farklı isimler altında İslami kaidelere uygun olarak günümüze kadar süregelmiştir devam edecektir. Bizim için adı tarih boyunca ne olursa olsun hepsinin genel ismi başörtüsüdür.Ezcümle bu zihniyetin asıl derdi adının türban ya da başörtüsü olması değil şuur ve farkındalık ile kapanan kadının hayatın içinde yer ve mevki sahibi olması hatta önemli görevlerde bulunuyor olmasıdır bu bilinç ve inançlar çocuklarını yetiştirmesidir, beraberinde bu saygısız ve küflenmiş niyetin gelecekte ilaca zemini bulamayacak olma kaygılarıdır.Buna bağlı olarak 28 Şubat sürümü de aynı şekilde eğitim haklarını ellerinden almaya çalıştıkları kadınların bugün karşılarına hakim, doktor, mühendis, öğretmen hatta karar mercileri olarak çıkacak olmasından dolayı taşıdıkları korkunun eseridir.Ve evet bugün artık başörtülü kadınlar sizi yargılayabilir sizi tedavi edebilir size öğretmenlik yapabilir duruma gelinmiştir.Başörtülü ile başörtülü olmayan kadınların birbiriyle sorunları olmadığı sorunu sadece bu sünneti taşıyan kişi ve ideoloji de olduğunun altını çizmek istiyoruz.Baş örtmek ya da başı açık olmak hakime kanunları değiştirme hakkı doğurmaz. Baş örtmek ya da başı açık olmak doktor hastasını tedavi etme hakkı vermez. Baş örtmek ya da başı açık olmak öğrencisine eğitmeme ya da müfredat dışına çıkma lüksü tanımaz.Marjinal ve nesli tükenen ayrıştırıcı zihniyetleri artık bu coğrafyada geçirmediğini bilim üretim ve gelişimin değerini anlama katkıda bulunmak gerektiğini vurgulamak isteriz sığ düşünceler şekiller aydın görüşler zihinle meşguldür, artık hakim karşısına kadının ismi ile değil davanızla ilgilenin keza davayı size baya bir başörtü değil savunamadıklarınız kaybettirir” ifadeleri yer aldı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Keşfet