Yüz yüze eğitimde koronavirüs önlemlerine uyulmalı
21 Eylül’de yüz yüze eğitime geçilmesi planlanan okullarda özellikle temizlik koşullarının sağlanmasının önemine işaret eden uzmanlar, çocuklara fiziksel mesafe ve maske kullanımına ilişkin bilgi verilmesi gerektiğini hatırlatıyor.
21 Eylül’de yüz yüze eğitime geçilmesi planlanan okullarda özellikle temizlik koşullarının sağlanmasının önemine işaret eden uzmanlar, çocuklara fiziksel mesafe ve maske kullanımına ilişkin bilgi verilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Uzmanlar, ebeveynlerin okula “Okulum Temiz” belgesini sorması gerektiğinin de altını çiziyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Songül Özer, 21 Eylül’de yüz yüze eğitime geçilmesi planlanan okullarda gerekli tedbirler alınmasının önemli olduğunu kaydetti.
Ebeveynler okula ‘Okulum Temiz’ belgesini sormalı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda gerekli önlemlerin alındığını ve ‘Okulum Temiz’ başlıklı bir belge verildiğini açıkladığını hatırlatan Dr. Songül Özer, “Ebeveynler yüzyüze eğitim başlamadan önce özellikle bu belgenin olup olmadığı sorgulamalı. Düzenli temizlik yapılıyor mu, yemekhanelerde masa düzeni gibi gerekli önlemler alınmış mı, sınıflardaki öğrenci sayısı azaltılmış mı, büyüklerle aynı okula giden ufak çocuklar aynı anda mı tenefüse ve yemeğe çıkıyor sorgulanmalı. Çocuk maske takıp mesafe kuralına uyup korunsa da sınıfta hemen yanına bir çocuk oturtulduğunda yine o mikroorganizmayı alma ihtimali doğuyor. Çocuklar ve aileler virüsten korunma önlemlerini alıyor fakat eğitim alanında en önemli görev Milli Eğitim Bakanlığına, okul yönetimine ve okul müdürlerine düşüyor” dedi.
Dr. Songül Özer, ebeveynlerin çocuklarına maske kullanımı, fiziksel mesafe ve temizlik kuralları hakkında mutlaka bilgi vermesi ve bunlara uyulması konusunda tavsiyelerde bulunması gerektiğini kaydetti.
Virüs daha çok aile içinde yayılıyor
Dr. Songül Özer, koronavirüsün çocukları ve gençleri etkilemediği, onlarda enfeksiyon yaratmadığı algısının da yanlış olduğuna dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Koronavirüs, 0-100 yaş arasındaki herkesi etkileyebilir. Sadece etkileme şekli farklıdır, hastalığın seyri ve ağırlığı farklıdır. Çocuklarda ve gençlerde bağışıklık sistemini bozucu faktörler daha az olduğu için onlar daha hafif geçirirler. Altta yatan bir hastalıkları varsa, örneğin kanser hastalığı olan bir çocuksa onun hastalığı geçirdiği ağırlık 70 yaşındaki kişiyle aynıdır. Hastalığın etkisi yine bizim tamamen altta yatan hastalığımız ve bağışıklık sistemimizle alakalı. Son 6-7 aydır çocuklarda ve gençlerde koronavirüsün hafif geçtiğini gördük fakat bir de asemptomatik yani belirtisiz geçiren bir grup insan da var. Çocuklar ve gençler asemptomatik gruba dahil oluyor daha çok. Kendileri bu mikroorganizmayı alıyor, belirgin hastalık tablosunu yaşamıyor ama vücutlarında o virüs olduğu için solunum yoluyla birlikte çevrelerine yayıyorlar. Evde yaşı daha ileri büyükler varsa onlara da en büyük virüs kaynağı oluyorlar. Bir araştırma koronavirüsün yüzde 75 oranında aile içinde, yüzde 40 – 45 oranında iş yerinde, yüzde 20-25’de restoranlar ve toplu taşıma gibi kalabalığın olduğu alanlarda bulaştığını ortaya koydu. Sokağa çıkıp yürümeye korkuyorduk fakat o esnada bulaşma oranı çok düşük. Yani maskeyi takıp sokakta yürüdüğümüzde hiçbirşey olmuyor. Sakin, açık alanda ve az insanın olduğu yerde tek başınaysak maske takmasak bile hiç bulaşma ihtimali yok.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.