Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu
Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmasından satır başları şöyle:"Zehra Zümrüt Selçuk ile Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan'a bugüne kadarki hizmetleri için şahsım ve partim adına teşekkür ediyorum.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız...
Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmasından satır başları şöyle:
"Zehra Zümrüt Selçuk ile Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan'a bugüne kadarki hizmetleri için şahsım ve partim adına teşekkür ediyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya Yanık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Profesör Dr. Vedat Bilgin e Ticaret Bakanımız Mehmet Muş'a başarılar diliyorum.
Tüm teşkilatlarımızla 2023'e odaklanmamız gereken bir döneme girdi. Bugünlere kolay gelmediğimiz gibi bundan sonrasının da kolay olmayacağını biliyoruz. Partimizin kuruluşunu ilan ettiğimiz 2001 Ağustos ayından bugüne kadar nice büyük engelleri başarıyla geçtik.
Geride bıraktığımız 20 yıla yaklaşan döneme baktığımızda şunu görüyoruz. Kuruluş döneminden sonra Cumhuriyet devrinin en verimli en üretken ve aynı zamanda en çok mücadele yaşanan dilimi bu 20 yıldır.
Türkiye büyüdükçe karşısına çıkan sorunların tuzakların maruz kaldığı saldırıların çapının da büyüdüğünü görüyoruz.
Hatırlayınız Türkiye sanayide dışa bağımlı olduğu dönemlerde de en küçük bir aksilik savunması dahil her alanda ülkenin tökezlemesine sebep oluyordu.
Çivisini bile üretemeyen bir Türkiye'den işte biz şimdi bugün Savunma Sanayinde %70'ini üreten bir ülke haline geldi.
Bu geçmiş dönem kimden miras kaldı CHP döneminden miras kaldı.
2001 yılında kendi iç dinamiklerini kullanarak yeni bir krizi başımıza musallat ettiler. Şimdi varsa bu dönemin şimdi bize karşı kampanya yürüten işte biz böyle bir Türkiye'yi devraldık,
Şimdi de çıkmış bir ahlaksız bir de benim akıbetim de Menderes'in akıbeti gibi olacağını olabileceğini ümit ettiğini söylüyor .Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek bu yola çıktık ölümden korkmadık.
Ama siz ölümden değil her zaman kaçacak delik arayanlardansınız.
Evelallah biz bunların hepsine hazırız. 15 Temmuz'da bunu gördük. Bir 15 Temmuz'da hazırlayanlara bu ülkeyi mezar ettik.
Senin Genel Başkanın tankların arasından kaçıp Bakırköy Belediyesi'ne giderken biz orada milletimizle beraberdik. Milli irade ile beraberdik sadece ülkemizde değil tüm dünyaya selam verdik geri durmadık.
Ama siz hemen kaçtınız Bakırköy Belediye'sinde çay kahve sohbetine daldınız oradan seyrettiniz daha çok seyredeceksiniz ve biz bu yolda aynı kararlılıkla yürüyeceğiz.
Avrupa Birliği tam üyelik sürecinde verilip tutulmayan sözler başta olmak üzere uluslararası riyakârlıklarında bunlara eklememiz gerekiyor.
15 Temmuz darbe girişimini yaşadı cevabımızı geriye çekilerek değil daima ileriye atılarak verdik.
Gezi olaylarından en son Karabağ'da Azerbaycanlı kardeşlerimize verdiğimiz desteğe kadar tüm bu süreçlere hep ekonomimize yönelik tehditler de eşlik etmiştir. Faizden döviz kuruna borsadan enflasyona uzanan pek çok sorun bu süreçle paralel olarak can yakıcı hale gelmiştir.
Türkiye makroekonomik dengeleri gerçekten sağlam olduğu için son 8 yıldır yaşadığı tüm gizli açık saldırılara rağmen ayakta kalmayı istikrarını korumayı başarmıştır.
Allah göstermesin 2002 öncesi Türkiye'sinin siyasi sosyal ve ekonomik ikliminde bu tür saldırılarla karşılaşmış olsaydı ülkemizin nasıl bir duruma düşeceğini tahayyül etmek bile istemiyoruz.
Ödediği bedellerin sebebi egemenliğini İstiklalini İstikbalini Milli İradenin üstünlüğü ilkesini bölgesindeki hak ve menfaatlerini koruma azmini aksi yöndeki dayatmalarına önünde tutmuş olmasıdır.
Ben huzurunuzda Dışişleri Bakanımıza Yunan Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmede vermiş olduğu cevaplar sebebiyle de teşekkür ediyorum.
Şanlı 15 Temmuz kıyamını adeta cezalandırmak için başlatılan ekonomik saldırıya seyircimi kalacaktık. Suriye sınırlarımızı güvenli hale getirmek için yürüttüğümüz ve haklılığımız konusunda en küçük bir şüphemiz olmayan harekatlarımızın ardından maruz kaldığımız ekonomik tuzaklara seyirci mi kalacaktık.
Ağustos 2018'de Amerikan yönetiminin açıkladığı haksız yaptırım kararının ardından yaşanan kirlilik gece yarısı saldırılarına seyirci mi kalacaktık.?
Cevap verin bir onun peşine takılıp gidenlerin bir süredir sanki hazine bulmuş gibi sarıldıkları 128 milyar dolar meselesini işte bu fotoğraf için de okumak gerekiyor. Değerli arkadaşlar esasen ortada gerçekten 128 milyar doların akıbetine anlamı arayışı olmadığı için söylenen sözler de doğru olan hiçbir şey yoktur.
Ne rakam doğru ne rakama yüklenen anlam doğru ne bu rakam üzerinden yürütülen kampanyada baştan sona yalan yanlış baştan sona cehalet tabii cehalet deyip geçmemek lazım biliyorsunuz üç çeşit cehalet vardır.
1994 ve 2001 yılında olduğu gibi çok derin ve bir ekonomik kriz yaşaması ardından da siyasi değişime maruz kalmasıdır. Öyle ki uluslararası sermayeye Türkiye'ye yatırım yapmayın çağrısında bulunacak kadar getirmişlerdir.
Sosyal ve siyasi çalkantı da ekonomiyi durdurun çağrıları yapan bu yıkım ekibini milletimiz çok iyi biliyor. Çok iyi tanıyor. CHP'nin etrafında kümelenen bu ekip son günlerde yine yurtdışındaki ve yurtiçindeki yatırımcıları ürkütmek milletimizin moralini bozmak girişimcilerimizin sürüklemek için dört bir koldan çalışıyor.
Diğer konularda dikiş tutturamayınca şimdi en iyi kendilerinin bildiği 128 milyar dolar nerede yalanına sarılır. Şimdi cevap verin yalan stratejisiyle ilerliyorlar.
CHP'nin başında ki zatı sorsanız hesap uzmanıyım der ama geçmişte bilinen tek yönetim hikayesi SSK'nın batırılmasıdır.
Artık bunlara bir cevap vermek vacip oldu diyerek bugün etraflıca meseleye girme kararı aldık. Öncelikle şunu söylemek isterim ki Türkiye bu manzarayı, Türkiye bu muhalefet anlayışını, Türkiye yalanı su içer gibi söyleyebilen bu karikatür tipleri de hak etmiyor. Hep dediğimiz gibi biz karşımızda projede yarıştığımız, hizmette yarıştığımız, eserde yarıştığımız, vizyonda yarıştığımız bir muhalefet görmek istiyoruz.
Yalan ve iftira kampanyasının gerçek yüzünü deşifre etmeyi sürdüreceğiz. Değerli arkadaşlar 128 milyar dolar mevzusuna aslına bakarsanız ortada 128 milyar dolar diye bir rakam gerçekle ilişkisi olan bir rakam yok.
Türkiye yalanı su içer gibi söyleyebilen bu karikatür tipleri de hak etmiyor.
128 milyar dolar diye bir rakam gerçekle ilişkisi olan bir rakam yok. Merkez Bankası işlemleriyle ilgili analizi hangi tarihten başlattığınızda ve hangi tarihte sona erdirdiğine bağlı.
128 milyar dolar nerede diye kopartılan meselenin aslı şudur. Merkez Bankası 2019 ve 2020 yıllarında küresel ekonomide yaşanan gelişmeler ve özellikle salgının yol açtığı zorlu süreci yönetmek için çok ciddi döviz işlemleri yürütmek mecburiyetinde kalmıştır.
2020 yılı dünya ile birlikte ülkemizde de gerçekleşirken çeşitli ülkelerin salgınla mücadele için aldıkları mali tedbirlerin toplamı 16 trilyon doları Merkez Bankalarının bilanço genişlemeleri de 10 trilyon doları bulmuştur.
Bu çalkantılı ekonomik iklim elbette ülkemizi de olumsuz etkilemiştir. Cari açığımız negatif yönde artarken turizm gelirlerimiz düşmüştür. Yabancı sermaye çıkışı ve reel sektörün döviz cinsinden borcunu azaltma gayretleri döviz talebini artırmıştır.
Son 2 yılda Merkez Bankası kaynaklarından 30 milyar dolar cari açığın finansmanı için yabancı sermaye çıkışı için kullanılan rakam 31 milyar doları bulmuştur.
CHP Genel Başkanı dün çıkmış bu 128 milyar dolarla şunlar yapılırdı, bunlar yapılırdı, şunlara şu kadar para dağıtılırdı diye kürsüden atıp tutuyor.
128 milyar doların kendi cebindeki bir para gibi istediği yere istediği gibi keyfince harcayamazsın dahası aslında bu sözler bu şahsın çapsızlık yanında kar eden SSK'nın Genel Müdürlüğü döneminde nasıl iflasa sürüklendiğini de ortaya koyuyor.
Merkez Bankası çeşitli yöntemlerle piyasadan sağlanan emanet paralar ile altın varlığının ve şayet varsa cari fazlanın toplamından oluşur. İthalatçısından yatırımcısına reel sektöründen vatandaşına kadar dövize ihtiyaç duyulan işlemlerde ortaya çıkan talebi karşılamaktır. Merkez Bankamız bu işlemleri bir süredir ihale yolu ile değil Asya piyasalarında ülkemize yönelik gece yarısı operasyonlarının önüne geçmek için 24 saat esasına göre çalışan piyasa yapıcısı bankalara eliyle yürütülüyor.
Piyasa döviz talebini kendi içinde karşılayabiliyorsa Merkez Bankası'na ihtiyaç kalmaz nitekim geçtiğimiz haftalarda yaklaşık 15 milyar dolar böyle bir işlem Merkez Bankası'na ihtiyaç kalmadan piyasanın kendi dinamikleri içinde gerçekleşmiştir.
Ama bu talebi piyasa karşılayamıyorsa o zaman görev Merkez Bankası'na düşer zaten Merkez Bankası'ndaki döviz rezervlerinin amacı da budur.
Merkez Bankası bu görevini yapmazsa ne olur. Öncelikle arz-talep dengesizliği neden dolayı döviz kuru istikrarsız bir şekilde yükselir. Uluslararası piyasalarda ülke olarak temerrüde düşersiniz.
Türkiye son 2 yılda daha önce eşi benzeri görülmemiş bir döviz talebi ile yüz yüze kalmıştır. Buna rağmen ülkemiz talebin hepsini de karşılamayı başarmıştır.
Türkiye'nin sadece siyasette ve diploması ile değil aynı zamanda ekonomide de öyle kolay yıkılamayacağını gösteren tarihi bir başarıdır.
Yaygarası yapılan 128 milyar dolar ne buhar olmuştur ne de haksız ve hukuksuz yere herhangi birinin cebine girmiştir. Bu para ve çok daha fazlası ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş yani yer değiştirmiş.
Paranın çok önemli bir kısmı yeniden Merkez Bankası geri dönüşüm Merkez Bankası bu işlemleri yaparken zarar bir yanı son 2 yılda 98 milyar lira kâr etmiş ve bunu da hazine yaptırmıştır. Merkez Bankası rezervini 27 buçuk milyar dolardan 135 milyar dolara çıkartan bizdik.
Merkez Bankamızın 90 milyar dolara yakın ve bu rezerv ihtiyaç duyulduğu anda kullanılabilir veya rezerv yarın öbür gün 100 milyar doların üzerinde çıkabilir.
Türkiye Serbest Piyasa ekonomisi olarak ifade edeceğimiz bu tercihi çok önceden yapmış bir ülkedir. Biz bu kritik dönemde sergilediğimiz güçlü duruşa Türkiye'yi hem içerde hem dışarıda sıkıntıya düşürmeden bir çok büyük dalgayı göğüslemiştir.
60 milyar liranın üzerinde bir kaynağı sosyal koruma kalkanı başlığı altında her kesimden insanımıza hibe şeklinde dağıtarak vatan toprakları içinde hiç kimseyi sahipsiz bırakmadık.
1994 ve 2001 krizlerine bakarak az çok görebiliyoruz. Şu anda 128 milyar dolar nerede yaygarası kopartanların tüm araçları da zaten ülkenin böyle bir duruma düşmesi.
IMF komiserleri ile otel lobilerinde yaptıkları gizli görüşmelerin gayesinin de Türkiye'yi eski günlerine döndürmek olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar vesayetten darbeye terörden uluslararası baskıya kadar her konuda heveslerini kursaklarında bıraktık İnşallah ekonomilerde heveslerini kursaklarında bırakacağız.
Gerçi bunlar da yalan da bitmez iftira da bitmez sadece son birkaç yılda yüzlerce yalanlarını çürüttüğümüz belgeleriyle yüzlerine çarptığımız halde hiç utanmadan arlanmadan en basitinden bir düzeltme bile yapmadan hemen öteki alana geçtiler,
128 milyar dolar nerede diye sanki para yok olmuş çalınmış çırpılmış gibi bir hava estirmeye çalışıyorlardı. Sonra böyle bir şeyi asla olamayacağı gerçeği bizzat kendi arkadaşları tarafından bile dile getirilmeye başlanınca işi bu defa 128 milyar dolar kime satıldı diyorlar. Önce buhar oldu dediniz sonra kime satıldı diyorsunuz.
Bunların ceddi de rahmetli Menderes'in 12 Ocak uçak dolusu para ve altınla kaçmaya çalıştığı iftirasıyla darbeyi meşrulaştırmak hatırlayayım gayreti içindeydiler.
Merkez Bankası kaynaklarından finanse edilen cari açığımız izaha ve belgeye ihtiyaç duymayacak kadar açık bir gerçek olarak zaten ortadadır.
Tüm bu hakikatler apaçık ortadayken Türkiye'nin itibarını düşürmek kredibilitesine zarar vermek yatırımcıların güvenini sarsmak için yürütülen 128 milyar dolar nerededir kampanyasını siyasi muhalefet saiki ile açıklamak mümkün değildir.
Türkiye'yi İnşallah 2023 hedeflerine ulaştıracağız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.