Gazze Saldırıları: Ölü Sayısı 21 Bini Aştı, Hastane Durumu Kritik

Gazze Şeridi, son haftalarda artan İsrail saldırıları nedeniyle ciddi bir insanlık kriziyle karşı karşıya. Gazze Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim'den bu yana süregelen saldırılarda ölenlerin sayısının 20 bin 915'e ulaştığını, yaralı sayısının ise 54 bin 918 olduğunu duyurdu. Bu rakamlar, son 24 saat içinde 241 Filistinlinin daha hayatını kaybetmesi ve 382 kişinin yaralanmasıyla birlikte artış gösterdi.

Sağlık Altyapısının Çöküşü

Bölgedeki sağlık altyapısı, süregelen saldırılar nedeniyle ciddi bir baskı altında. Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Hastanesi'nin İsrail saldırıları sonucu harabeye dönme riski taşıdığını belirtti. Bu durum, daha önce hizmet dışı bırakılan Şifa Hastanesi ve kuzey bölgelerdeki diğer hastanelerin durumunu hatırlatıyor.

israil-in-gazze-ye-duzenledigi-saldirilarda-oldurulenlerin-sayisi-21-bine-dayandi.jpeg

On binlerce Filistinli, saldırılardan kaçarak Refah kentinde sığınak aramak zorunda kaldı. Ancak bu bölgede, artan nüfus yoğunluğu nedeniyle yiyecek bulmak giderek zorlaşıyor. Kudra, uluslararası kuruluşlara, Nasır Hastanesi'ne, sağlık personeline ve binlerce yerinden edilmiş insana koruma sağlanması çağrısında bulundu.

Uluslararası Yardım Çağrıları

Gazze'de yaşanan insanlık dramı, uluslararası kuruluşların dikkatini çekiyor. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının 81'inci gününde, Kudra uluslararası topluma acil yardım çağrısında bulundu. Bu çağrı, Şifa Hastanesi'nin yeniden faaliyete geçirilmesi, yakıt ve tıbbi yardımın ulaştırılması gibi konuları içeriyor. Kudra, İsrail'in kuzey Gazze'deki hastaneleri kasıtlı olarak hedef alması sonucu 800 bin Filistinlinin sağlık hizmetlerinden mahrum kaldığını ve pek çok yaralı, hasta, hamile kadın ve bebeğin ölüm tehlikesi altında olduğunu ifade etti.

Bu durum, uluslararası toplumun Gazze'deki insani krize müdahale etmesinin önemini ve aciliyetini ortaya koyuyor. Gazze'deki mevcut sağlık krizi, sadece bölgesel bir sorun olmanın ötesinde, küresel bir insan hakları meselesi olarak ele alınması gereken bir durum haline gelmiştir.