Yeni haftada gündem daha sakin
Demokratların Kongre’nin kontrolünü sağlamasının daha fazla mali teşvik için zemin oluşturması risk iştahını desteklerken hisse senetlerinin güçlü bir performans sergilediğini gördük. Küçük çaplı geri çekilmelere karşın...
Demokratların Kongre’nin kontrolünü sağlamasının daha fazla mali teşvik için zemin oluşturması risk iştahını desteklerken hisse senetlerinin güçlü bir performans sergilediğini gördük. Küçük çaplı geri çekilmelere karşın yeni haftaya başlarken beklentilerin genel hatlarıyla korunduğunu söyleyebiliriz. Diğer taraftan Senato’daki üstünlüğün sınırda bulunmasının da etkisiyle vergi oranlarında artış ihtimalinin ise mevcut konjonktürde piyasaları çok fazla rahatsız etmediğini görüyoruz. Yeni haftada gündem ise göreceli olarak çok daha sakin. Bu noktada ABD’de açıklanacak olan TÜFE ve perakende satışlar rakamı öne çıkarken hafta boyunca volatilite yaratabilecek konu başlıkları sınırlı. Verilerin yanında Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin Başkan Trump’ın azledilmesi yönündeki çabaları da izlenecek konu başlıkları arasında yer alıyor. Haftanın son işlem gününde ise ABD’den gelecek banka bilançoları dördüncü çeyrek finansallarını odak noktasına taşıyacaktır.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul yılın ilk haftasını pozitif kapattı. Kasım ayında kazandığı momentumu devam ettiren BIST-100 endeksi tarihi zirvesinde işlem görmeye devam ediyor. Yüksek küresel risk iştahının yanında TL’nin son dönemde çok daha istikrarlı bir tablo çizmesinin hisse senetlerini destekleyen faktörlerden biri olarak görüyoruz. Her ne kadar Borsa İstanbul’un gelişmekte olan ülke piyasalarına olan yüksek iskontosunun kapanmasını beklemesek de söz konusu iskontonun tarihsel ortalamalara yaklaşması bile hisse senetlerinin bu yıl güçlü bir performans sergileyebileceği anlamına geliyor. Teknik açıdan baktığımızda ise 1550 puan seviyesini endeksin kısa vadedeki ilk hedef notası olarak görüyoruz. Son derece yakın olan bu seviyenin aşılması durumunda 1580 puanın sonraki hedef olmasını bekleriz.
EUR/USD direnç bölgesini aşamadı. Nisan 2018’den bu yana en yüksek seviye olan 1,2350 seviyesinin üzerini gören EUR/USD paritesi bu sıçramayı yaptıktan sonra güç kaybetmeye başladı. Bunda ABD faizlerinin yukarı yönlü eğiliminin yanında kâr satışlarının önemli rol oynadığını söyleyebiliriz. Teknik açıdan ise sık sık dikkat çektiğimiz gibi 1,23 seviyesinin önemli olduğunu düşünmeye devam ediyoruz. Bu seviyenin üzerinde kalıcı olunamaması da ivme kaybında rol oynamış görünüyor. Ancak daha uzun vadeli beklentilere baktığımızda anlamlı bir farklılık oluşmuş değil. Öyle ki, doların kazanımlarını uzun vadeli bir trende dönüştürmesini sağlayacak bir zemin oluştuğunu düşünmüyoruz.
TL bant hareketi sergiliyor. Geride bıraktığımız haftada 7,24 seviyesine doğru geri çekilmesine karşın bu bölgede kalıcı olmayı başaramayan USD/TL’nin yeniden yukarı yönlü tepki verdiğini görüyoruz. Buna karşın TL’nin hâlâ diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine kıyasla güçlü bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Kurdaki yukarı yönlü tepkide ise ABD tahvil faizlerindeki yükselişin dolara destek vermesinin önemli rolü olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan teknik görünümün de pay sahibi olduğunu söylemek mümkün. Öyle ki, kurun bugün itibariye 7,3345 seviyesinden geçen 200 günlük hareketli ortalamasının altında kalıcı olamaması kısa vadeli bir tepki yaratmış görünüyor. Bu noktada 7,30-7,50 bandını izlemeye devam ediyoruz. Bu aralıkta günlük bazda birkaç kapanış ile takip edeceğimiz kalıcı bir kırılma olmaz ise bant hareketi göreceğimizi düşünüyoruz.
Ons altın yeni haftaya da zayıf başlıyor. ABD’de siyasi tablonun gelecek haftaki görev değişimi öncesinde biraz daha netleşmesi risk iştahını genel hatlarıyla destekleyen bir zemin yaratırken değerli metallerin ise bu duruma negatif tepki verdiğini görüyoruz. Kaldı ki, ABD tahvil faizlerindeki yükseliş de değerli metallerde baskı yaratıyor. Ancak Kongre’nin Demokratların kontrolünde olmasının daha fazla mali teşvik beklentisini canlı tuttuğunu düşünürsek önümüzdeki dönemde doların baskı altında kalması muhtemel görünüyor. Bu ihtimalin şimdilik değerli metallerdeki kayıpların daha da derinleşmesini kısmen önlediğini söylemek mümkün. Teknik açıdan bakıldığında ise tablo çok parlak görünmüyor. Öyle ki, altının ons fiyatı Aralık ayından bu yana devam eden yukarı yönlü trendinin de altına inmiş durumda. Bu noktada hafta içinde 200 günlük hareketli ortalamanın geçtiği 1839 doların üzerinde kalınmasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu seviyenin altında yapılacak kapanışlar daha fazla değer kaybına işaret edebilir.
Kaynak ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.