Gazzeli başhekim tıbbi yardım çağrısında bulundu: Ölüyoruz ve kimse görmüyor
İsrail'in pn beşinci günde de Gazze'ye yönelik saldırıları devam ederken Al Nasır Hastanesi’nin Başhekimi Velit Abuhatam, tıbbi malzeme yardımı çağrısında bulunarak “Tüm dünya bu yaşadıklarımıza seyirci kalıyor. En fazla 2-3 gün içerisinde buraya tıbbi malzeme desteği gelmezse, buradaki hastaneler büyük bir mezarlığa dönecek. Sadece tıbbi malzeme de değil, gıda ve su yok. Yakıtımız bitmek üzere. Birilerinin artık tüm yaşananlara ‘Yeter’ demesi gerekiyor.'' ifadelerini kullandı.
İsrail ve Filistin arasındaki savaş 15'inci gününde tüm şiddetiyle devam ederken İsrail ordusu, hedef gözetmeksizin sivil yerleşimlerine saldırmayı sürdürüyor. Elektrik, su, internet ve yakıtın kesik olduğu Gazze'de hastanelerde de tıbbi malzemeler büyük ölçüde eksik.
Ellerinde çok az tıbbi malzeme kaldığı için ağır yaralılara müdahale etmeme kararı aldıklarını anlatan Gazze’deki Al Nasır Hastanesi’nin Başhekimi Velit Abuhatam, “En fazla 2-3 gün içerisinde buraya tıbbi malzeme desteği gelmezse, buradaki hastaneler büyük bir mezarlığa dönecek” diyerek isyan etti.
Artık hastanelerin bile güvenli olmadığını ve insanlık dışı bir muamele ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Dr. Abuhatam, "Bir hekim olarak bu tanık olduklarım, insanlık dışı şeyler. Rahim içindeki fetüslerin bombalandığını gördük. Ölüyoruz ve kimse görmüyor" ifadelerini kullandı.
'BU KARARI ALMAK BİZ HEKİMLER İÇİN ÇOK ZOR OLDU'
Milliyet'ten Çiğdem Yılmaz'ın haberine göre, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’nden 1995’te mezun olan Başhekim ve kadın doğum uzmanı Velit Abuhatam, şu ifadeleri kullandı:
“İsrail tarafından yıllardır saldırılar yapılıyor ancak ilk kez siviller bu boyutta hedef alınıyor. Yaralılar, hastane kapasitelerimizin çok üstünde. Yoğun bakım servislerimizde yer yok. Tıbbi malzeme eksiğimiz çok fazla. Çok fazla yaralı var ve sağlık personelimiz de bu noktada eksik kalıyor. Hastanenin her köşesinde yaralı siviller var ve bunların yüzde 60’ından fazlası kadın ve çocuk.
Yaralı sayısı her geçen gün artıyor. Yaralılar arttıkça tıbbi malzemelerimiz de azalıyor. Dün kendi aramızda bir karar almak zorunda kaldık, çok ağır durumda olan hastalara müdahale edemeyebiliriz artık ve kararı almak biz hekimler için çok zor oldu. Malzeme gelmemesi durumunda bu hastalara bakamayacağız. Önceliğimiz iyileşme durumu yüksek olan hastalar olacak”
'ÖLÜYORUZ VE KİMSE GÖRMÜYOR'
Gazze’de günlerdir elektrik ve su olmadığını, kimsenin can güvenliğinin kalmadığını, insanların daha güvenli diye hastanelere sığındığını ancak son katliamla da kanıtlandığı gibi hastanelerin de artık güvenli olmadığını ifade eden Dr. Abuhatam şöyle devam etti:
“Tüm dünya bu yaşadıklarımıza seyirci kalıyor. En fazla 2-3 gün içerisinde buraya tıbbi malzeme desteği gelmezse, buradaki hastaneler büyük bir mezarlığa dönecek. Sadece tıbbi malzeme de değil, gıda ve su yok. Yakıtımız bitmek üzere. Birilerinin artık tüm yaşananlara ‘Yeter’ demesi gerekiyor.
Bir hekim olarak bu tanık olduklarım, insanlık dışı şeyler. Rahim içindeki fetüslerin bombalandığını gördük. Ölüyoruz ve kimse görmüyor. Birçok sağlık çalışanı yaşamını yitirdi ve bunların 12 tanesi hekimdi ve sekizi kadındı. Hayatımın en zorlu dönemindeyim. Çevremde masum insanlar, tanıdıklarım, komşularım, sevdiklerim ölüyor”
'GAZZE GÖZDEN ÇIKARTILMIŞ GİBİ'
“Bu yaşanan savaş değil. Savaşın da bir hukuku olur” diyen Dr. Abuhatam, direkt hastanelerin hedef alındığını, savaşın ikinci günü acil girişinde bir ambulanslarının hedef alındığını anlattı.
Dr. Abuhatam, “Hastanelerde yaralılar dışında, binlerce sivil insan da var. Korunmak için hastanelere sığındılar. Ancak Gazze gözden çıkartılmış gibi. Ölüyoruz ve sessizce izliyorlar” ifadelerini kullandı.
'O DÖNEMLE ŞİMDİKİ ÇOK FARKLI'
Dr. Abuhatam Türkiye'de 12 yıl kaldığını belirterek o dönemle şimdiki dönemin çok farklı olduğunu söyleyerek Türkiye'den beklentisini şu ifadelerle dile getirdi:
“1995’te İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra uzmanlığımı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Türkiye’de 12 yıl kaldım. Öğrencilik dönemimizde de Filistin’e saldırılar oluyordu ve Türkiye’de tepkiler çok daha büyüktü. Hatta öğrenci olduğumuz bir dönem yine Filistin’e saldırı olmuştu, dönemin İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan okulumuza gelip Filistinli öğrencilerle görüşüp para desteği vermişti.
O dönemi düşünüyorum ve şimdiyle kıyaslıyorum, durum çok farklı. Filistin halkı Türkiye’yi çok seviyor. Türklerin sokaklarda sesimizi tüm dünyaya duyurmasını istiyoruz. Bu sesi de Müslüman olduğumuzdan önce insan olduğumuz için duyursunlar”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.