Satacak bir şey kalmadı !
BTP lideri Hüseyin Baş; Satacak bir şey bırakmadılar.
BTP lideri Hüseyin Baş; Satacak bir şey bırakmadılar. Satamayınca ne oldu, döviz fırladı, enflasyon fırladı. Problem bu… Yoksa bu ülkenin yüz tane daha SEKA'sı olsaydı, 10 sene daha babalar gibi satarlar ve sizi bir 10 yıl daha uyuturlardı.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş partisinin İstanbul Kadın Kolları tarafından düzenlenen programa katıldı.
Yoğun katılımın olduğu programda konuşan BTP lideri gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Fahiş zamlara dikkat çeken Hüseyin Baş konuya farklı bir açıdan yaklaştı ve “Bu ülkede hayat pahalılığı diye bir şey yok, bu ülkede parası olmayan insanlar var. Bir üniversitenin rektörü, 'Avrupa'da benzin, elektrik şu kadar Euro Türkiye'de bu kadar Euro daha ucuz' diyor. Türkiye'yi orayla kıyaslıyor. Bakıyorsun haklı ama sorun şurada başlıyor; Avrupalının en az kazananı senin paranla 40 - 50 bin lira para kazanıyor ama sen burada 3-5 bin liraya talim ediyorsun problem bu. Bugünkü problem bizim paramızın olmayışıdır.” ifadelerini kullandı.
“Yüz tane daha SEKA olsa onları da babalar gibi satarlar”
Hükümetin özelleştirme politikasını da eleştiren BTP lideri ‘Sıkıntıları bugün satacak bir şey kalmamasıdır’ dedi.
Hüseyin Baş, “Bugünkü fark şu; satacak bir şey bırakmadılar. Satamayınca ne oldu, döviz fırladı, enflasyon fırladı. Niye? Para sokamıyoruz ülkeye! Problem bu, yoksa bu ülkenin yüz tane daha SEKA'sı olsaydı 10 sene daha babalar gibi satarlar ve sizi bir 10 yıl daha uyuturlardı. Ama biz 20 yıldan bu yana bunu anlatıyoruz. BTP kadroları, merhum genel başkanımız, ebedi genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş ilk günden bu yana bu özelleştirmeleri konuşan tek siyasi parti lideridir.” diye konuştu.
“Sattıklarını geri alacağız, kapattıklarını açacağız”
Konuşmasında, “Bugün size söz veriyorum; Cumhuriyetin kazanımı olan hangi fabrika kapatıldıysa tekrar açacağız, Cumhuriyetin kazanımı olan hangi fabrika, işletme satıldıysa geri alacağız, geriye dön marş marş diyeceğiz.” diyen BTP lideri Baş şunları da söyledi; “Cumhuriyetimizin, vatanımızın, milletimizin, toprağımızın altında hangi madenimiz, hangi kıymetimiz varsa bunu da Türk milleti olarak biz işleteceğiz, size söz veriyorum. Öyle yağma yok; dedelerimiz at üstünde yıllarca savaşacak, kanlarıyla bu toprakları boyayacak, Atatürk çıkacak - derbeder bir ülke, hiçbir şey yok - fabrikasını kuracak, şehirler oluşturacak, ziraatını yapacak, mühendisliklerini yapacak, Amerikalara kaçmış Türk mühendislerini geri getirecek... Sen geleceksin babalar gibi satacaksın! İşte bizim millet olarak bu gaflet uykusundan uyanma vaktimiz geldi.”
“İtibarlı ülke vatandaşı zengin olan ülkedir”
“Bu kadar fabrika benim elimde olacak, bugün asgari ücret değil 10 bin lira 15 bin lira 20 bin lira olur.” İfadelerini de kullanan Hüseyin Baş, “Şimdi ben bunları söyleyince size hayal geliyor, komik geliyor. Bakın bir örnek veriyorum ben buna hep. Aksaray ilimizin en büyük fabrikası Mercedes fabrikası. Burada çalışan vatandaşımız kaç para maaş alıyor? Alsın 5 bin lira. Bu fabrikanın aynısı Almanya'da. Bu işin aynısını Almanya'da yapan adam Türk lirasıyla 80 bin lira maaş alıyor ve yine bir Mercedes arabası ortaya çıkıyor. İşte bizim problemimiz bu, bizim paramız yok. Nerede senin paran? Senin paran yeraltı madenleriyle birlikte yabancı şirketlerin elinde. Senin paran 3-5 tane müteahhidin elinde. Senin paran 3-5 marketçinin elinde. Senin paran Saray'da. Bu ülkenin yöneticileri benim gözümde daha da iyisine layık ama önce vatandaşın zenginleşecek. İtibar buradadır. İtibarlı ülke vatandaşı zengin olan ülkedir. Devlet nedir? Devlet sizlerin, bizlerin varlığıyla anlamlı olan kurumdur. O zaman biz devleti yüceltmek için çabalıyorken devlet de bizi zenginleştirmek için çabalayacak. Bu kadar basit. Bu hakkınızı alabileceğiniz bugün bir tane parti var o da Bağımsız Türkiye Partisi'dir.” dedi.
“Hakkınızı almak istiyorsanız Müge Anlı'ya koşun! ”
Programda kadına şiddet ve kadın cinayetlerine de değinen Hüseyin Baş, “Sorun kanunlarda değil, kanunların uygulanmamasındadır” dedi ve şöyle devam etti;
“Şimdi siz zannediyor musunuz ki Türkiye'deki kanunlar kadına şiddet uygulayan veya cinayet işleyen bir insanı koruyor. Ben hukukçuyum, hiçbir kanun bu insanları korumaz hatta en ağır cezaları uygun görür. Türkiye'deki problem kanunların eksikliği veya o sözleşme bu sözleşme değildir. Türkiye'deki problem kanunların uygulanmamasıdır. Bu kanunlar bu ülkede uygulanmıyor. Niye? Adamın biri suç işliyor, Ankara'da tanıdığı var! Bakın bugün hakkınızı almak istiyorsanız Müge Anlı'ya koşun. O sizi gösterdiği anda hakkınızı teslim ederler. Böyle bir adalet ve hukuk düzeni olabilir mi! Niye bu adalet ve hukuk yok oldu? Çünkü bu ülkede başkanlık sistemi adı altında öyle ucube bir sistemi bize dayattılar ki... Yasamayla yürütmeyi birleştirdiler. Dünyadaki en kutsal iş adalettir, yargıdır. Bunu da gittiler bir tane adama bağladılar. Yargı bağımsız değil ama tarafsız dediler. Sloganları da bu; yargı tarafsız! Bağımsız olmayan bir şey ne kadar tarafsız olabilir? Ben size söyleyeyim; AKP kadar tarafsız olur! Hep söylediğim gibi bu sistemi de değiştireceğiz, bu ucube sistemi de yok edeceğiz. Atatürk'ün bize emanet ettiği laik, demokratik Cumhuriyeti yaşamaya devam edeceğiz, üniter yapımızı koruyacağız, egemenliği tekrar Türk milletine geri vereceğiz.”
Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.